USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

BANA BİR MASAL ANLAT?

11-01-2018

Masallar, çocuklarımızın hayatında önemli bir yer kaplarken, onlara hayatı da anlatıyor. Hikâyenin ana karakteriyle özdeşleşen çocuk, tüm zorluklara rağmen bir çözüm yolu olduğunu bilerek, problem çözme becerilerini geliştiriyor, mücadele etmeyi öğreniyor. Dinleme yeteneği kazandırdığı gibi, onlara anlamlı ve amaçlı konuşmayı da öğretiyor. Ayrıca masallar o ülke halkının sosyolojik, psikolojik ve de ekonomik yansımasıdır. Masallar mâl oldukları milletlerin kültürlerinden önemli izler taşırlar. Hepimiz Hint masallarında Budizm´in, Japon masallarında Şintoizm´in, batı kökenli masallarda da Hristiyanlığın etkilerini görüyoruz öyle değil mi? Buraya kadar her şey normal gibi görünüyorken, maalesef ile başlayan bir cümle ile devam etmek zorundayım. Maalesef diyorum çünkü o masum zannettiğimiz batı kökenli masallar aslında pek de masum değiller. Batılılaşmanın her geçen gün yoğunluğu daha da artarken, kültürümüzün de sistematik bir biçimde yozlaş(tırıl)masını görmezden gelemiyorum.  Üstelik çocuklarımıza aşılanmaya çalışılan şey tamamıyla taklide dayalı Batılılaşma zihniyeti. Türk milletinin birer ferdi olan çocuklarımıza Batı masallarının dayatılması basit bir metin aktarımından öte bir kültür ve zihniyet empozesidir. Ayrıca bu durum yarının yetişkinleri durumundaki çocuklarımıza; kültürel köklerinden kopuk, tehlikeli bir altyapı oluşturmaktadır. Ülkemizin birçok yerinde çocuklara, ´Bizim masallar hangileri?´ diye sorduğumuzda batı masallarını sayıyor, bizden de sadece Keloğlan´ı biliyorlar.  Çocuklarımız daha hayata başlarken kültürümüzün güzelliklerinden nasiplenemiyor. Büyüdükleri zaman da o masallarla, hikâyelerle, filmlerle kültürünü öğrendikleri ülkelere hayranlık duyuyor, kendi ülkesinin ve kültürünün güzelliklerini göremiyor. Hani masallar mâl oldukları milletlerin kültürlerinden, inançlarından önemli izler taşır demiştim ya işte bizim masallarımız da aynen öyle. Bizim masallarımızda da dürüstlüğün, cömertliğin, sabrın, şükrün, vefanın yanı sıra vahiy kaynaklı peygamber mucizelerinden de esinlenilmiştir. Hal böyleyken bugün, herhangi bir kitabevine gidip çocuk kitapları bölünme baktığımızda kitapların neredeyse tamamına yakınının Batı masallarından oluşması da ayrı bir trajedi. Yani aslında, Türk masalları yerine batı masallarını okuyan çocuklarımız, masal kitabı almak üzere bir kitapçıya gittiğinde bir nevi bu kitapları almak zorunda kalıyor. Zaten günümüzde teknoloji ve iletişim alanlarındaki gelişmelere paralel bir şekilde başka kültürlerle ilişki halinde olup onlardan etkilenmemek pek mümkün değil bunu da göz ardı etmemek gerekiyor. Ancak kendi kültürel değerlerini özümsemeden, başka kültürlerin değerleriyle donatılan çocukların, yarına taşıyabilecekleri bir kültürel mirasları da olmayacaktır. Zira bizim, kıymetini bilemeden sahip olduğumuz bu zengin ve köklü kültürümüz, özenilen, taklit edilmeye çalışılan Batı kültürüyle kıyas bile edilemez. Ne yazık ki, kendi kültürel değerlerine vâkıf olamamış bir çocuk; hem bugün çocuk olarak, hem de yarın yetişkin bir insan olduğunda, yaşadığı hayatı, mensubu olduğu milleti, nihayetinde de dünyayı ve insanlığı anlama konusunda kendini yanlışa sürükleyecek bir yetersizlik içinde kalacaktır. Hem maddi hem de manevi hayatımızda hastalıklı bir taklit sürecinin içindeyiz. Batılı anlayışın, kimliğimizi ve kültürel kodlarımızı yıpratılıp yok etmesine izin veremeyiz. Bize düşen de bunun bilincine varıp aynı bilinçle çocuklarımızı yetiştirmek. Sanırım " Sizler birer yay, çocuklarınız da geleceğe fırlattığınız canlı oklardır " sözü tam da konumuzu özetliyor.
Geçmişini bilen kültürüne sahip çıkan bilinçli nesiller dileğiyle?

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?