USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

Başörtülü Kıza Saldırı Olayı

19-11-2019

Son günlerde planlanmış bir şekilde bazı kötülükleri adeta gözümüze sokarcasına yapmaya başladılar.Kimin yaptıkları görünürde belli ancak o kötülükleri yapan insanlar kime veya neye hizmet ettiğini bilmemekte.Ülkenin şimdiye kadar yaşadığı onca badirelerden sonra artık toplumda kimse kimsenin kılık kıyafetine karışmayacak,isteyen açılacak isteyen kapanacaktı.Son 18 yılda bu anlayış oluşmuştu.Ancak son günlerde yaşadığımız olaylar adamların umurunda değil yobazlığa bağnazlığa kaldıkları yerden devam ediyorlar.Bir kapalı kadın veya Sakallı bir adam açık saçık bir kadına saldırsaydı kıyameti koparırlardı.Ama açık biri saldırınca ya deli oluyor ya şizofren oluyor.Hiç kimse de bu kimseler yanlış yapmıştır demiyor, diyemiyor.Benzer olayları 29 Ekim günü Metroda yaşamıştık.Bir gurup kendini bilmez yobaz tarafından sarıklı cüppeli biri metroda açıkça taciz edilmiş ve kişilik haklarına saldırılmıştı.En son dün ortaya çıktı güya işadamı denilen toplumdan ve değerlerinden kopuk saygısız hadsiz biri ak partililere açıkça küfretti ve aşağıladı.İlk gözaltında serbest bırakılan bu zanlı tekrar toplumda nefret dilini kullanarak toplumu bölmeye ve bir kesimi aşağılamaya başlayınca yeniden gözaltına alınarak tutuklandı.
Bu ve benzeri bağnazlık sadece sokakta metroda otobüste değil. Sosyal medyada da büyük bir çoğunlukla nefret dili kullanılarak halkı kin ve nefrete tahrik edip toplum bölünmek isteniliyor. Tüm bu olaylar karşısında yapabileceğimiz tek yorum ise "Türkiye adeta bölücü gurupların saldırısına uğramış" demek yerinde bir tespit olsa gerek.
AMAN DİKKAT DİYORUZ
Cumhuriyetin ilanından sonraki dönemlerde de her on yılda bir darbe yaparak bu topluma istediklerini yaptıranlar,17-25 Aralık yargı darbesi,15 Temmuz askeri darbe teşebbüsü ile yapamadıklarını bu sefer sosyal kaos çıkararak insanlarımızın zihinlerini işgal edip birbirine düşürmeye ve toplumu diz çöktürmeye çalışıyorlar.Kısaca ülkede bütün kesimlerin sinir uçları kaşınıyor insanlar patlamaya hazır bombalar haline getirilmeye çalışılıyor.
Bu durumda bizlere düşen bu olaylar karşısında duyarlı olmak ve kötülüğe kötülükle karşılık vermemektir.Ne olursa olsun biz kötülüğe iyilikle karşılık vermeliyiz.Bize düşen iyilikleri yaşatmaktır.Biz onlar gibi olamayız. Kötülük silahıyla gelenleri iyilikle kötülükten vazgeçirmeliyiz.Çünkü bu topraklarda hep iyiler kazanmıştır.Bizde iyiliğin kazanması için var gücümüzle çalışacağız.

TEMEL ATMAMA TÖRENİ
CHP li İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı tarafından yapılan bu "temel atmama" kavramı yeni bir kavram olarak geçtiğimiz günlerde siyasi literatürümüze girdi.Temel atmama töreni yazısını ilk gördüğümde yazım yanlışı zannetmiştim.Ancak belediye başkanının konuşmasını dinleyip yaprakların çılgınlar gibi kendisini alkışladığını söyleyince artık inandım.Şunu bilelim ki bizim insanımız Temel atmayanları değil temel atanları unutmaz.O yüzden sayın Ekrem bey temel atmamaya devam etsin sıkıntı yok.Ancak aldığım duyumlar başka türlü geliyor bana.Esasen Ekrem İmamoğlu´nun projeyi iptal etmiş gibi göstererek aradan bir zaman geçtikten sonra kendisi yapmış gibi topluma lanse edip ak partiye mal edilmesi beklenen başarıyı istemediğinden böyle yaptığı kulislerde konuşuluyor.
CUMHURBAŞKANIN ABD ZİYARETİ
Siyaset öyle bir hale geldi ki,yapıcı yönlendirici yol gösterici bir siyaset ve anlayış yerine yıkıcı yok edici ve ülkenin başarısından mutsuz olan adeta ülkenin ve iktidarın başarısını hazmedemeyen de bir muhalefet anlayışı oluştu. Bu yüzden Türkiye Cumhurbaşkanının ABD ye gitmesi ayrı bir olay,i gitmemesi ayrı bir olay gibi tartışıldı.Gitmese neden gitmedin 18 yıl sonra ülkeyi getirdiğin nokta işte kaos! Diye muhalefet edeceklerdi. Cumhurbaşkanı ABD´ye gidip Türkiye istediğini kısa vadede almış olmasına rağmen bu sefer gitti de ne oldu hiç bir sonuç elde edilemedi gibi Türkiye´yi her fırsatta yabancı ülkelere şikayet eden anlayış bu seferde Türkiye´nin elini zayıflatmak için elinden gelen her türlü söylemi ve eylemi yapar duruma geldi.Zannediliyor ki Türkiye´nin Cumhurbaşkanı ABD ye gidecek fatihin İstanbul´u aldığı gibi işi bitirip gelecek.Yok böyle bir dünya,bunu bilseniz çok iyi olacak.Son dönemlerdeki muhalefete yönelik izlenimim; "Türkiye´de muhalefet anlayışı yapılan her iyi icraatı ve işleri kötülemek, yapılmamış olsa bile olumsuzlukları ve yanlış icraatları da yapılmış gibi göstererek ülkede kaosu körükleme rolüne bürünmüştür.Peki böyle bir durumda nasıl davranılması gerekir derseniz, kim milli, kim gayri milli yerde duruyor ona bakmanız yeterlidir diye düşünüyorum vesselam

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?