Süper ligin 12. Haftasında Cuma ve cumartesi oynanan maçlar ve alınan sonuçlar, Sivasspor açısından Fenerbahçe maçını daha önemli kılmıştı. Kazandığında liderle aradaki puan farkının 4´e düşecek olması taraftarları bambaşka bir heyecana sürüklemişti. Diğer taraftan Fenerbahçe ve Aykut Kocaman için devam ya da tamam maçıydı. Her iki takım için de zor bir karşılaşma olacağı kesindi. Fenerbahçe içinde bulunduğu sıkıntılı süreçten kurtulmak için sahaya çıktı. Fenerbahçe´nin içinde bulunduğu durumun avantaj mı, dezavantaj mı getireceği merak konusuydu. Oynanan maçlarda alınan sonuçlara göre Sivasspor´un, morali bozuk Fenerbahçe´den puan ya da puanlar alması çok zor değildi.
Farklı bir motivasyon?
Her iki takım içinde motivasyonun üst düzeyde olması kaçınılmazdı. İki takım cephesinde de önemli silahlar vardı. Futbolcular, bazı maçlar için kendiliğinden motive olur ve bu maçlara farklı hazırlanırlar. Yiğidolar için bu maç bu nitelikteydi. 12 haftada liderin 9 puan gerisine düşen sarı-lacivertlilerde Demir Grup Sivasspor maçında yeni bir sayfa açılması bekleniyordu. Osmanlıspor maçından sonra yaşananlar ve milli maç arası lig yeniden başlıyormuş gibi motive olmaya çalışan teknik heyet ve futbolcular taraftarı önünde oynayacağı maçta 3 puan ve güzel futbol hedeflemişlerdi.
Kocaman ve Aybaba´nın sistem savaşı?
Fenerbahçe teknik direktörü Aykut kocaman puan kaybında, istifasının kaçınılmaz olduğunu bilerek hücum ağırlıklı bir takımı sahaya sürdü. Bütün planlarını maçın başlarında bulacağı bir gol üzerine yapmıştı. Bunun için Maça başlar başlamaz, rakip alanda baskıyla başladı. Sivasspor teknik direktörü Samet Aybaba, son haftalarda başarılı olan ekibi bozmadan klasik 4-2-3-1 sistemiyle maça başlamayı tercih etmişti. Özellikle Hakan Arslan´ın fizik gücünü kullanmaya çalıştı. Top rakipteyken orta alanda çoğalan ve rakibe fazla alan bırakmayan bir anlayışla oynamayı istedi. Kocaman´ın takımı topa daha çok sahip olmaya çalışırken, Fenerbahçe´nin en etkili oyuncularını topla fazla oynatmamaları adına alan savunmasından çok adam markajına yöneldi. Aybaba Galatasaray maçında olduğu gibi, Fenerbahçe´ye de kendi sahasında baskı kurarak, rakibin organize bir şekilde çıkmasına izin vermek istemedi. Ancak Fenerbahçe´nin etkili ayakları bu baskı karşısında daha çok ayağa top oynayarak Sivasspor´un planını rafa kaldırmış oldu. Özellikle sarı lacivertli takım topu kaybettiği yerde baskı kurduğu zaman, atak sayıları oldukça arttı. Özellikle Mehmet Topal ve De Souza´nın daha ilerde oynamaları Sivasspor´un kalesinde gol habercisi oldu. Aybaba´nın talebeleri bu baskıya reaksiyon gösteremediler ve 30 dakika dayanabildiler. Sivasspor bu süre içerisinde kazandıkları topları uzun paslarla ileri uçtaki Kone´yle buluşturmaya çalıştılar. Kone ileride tamamen yalnızları oynadı. İlk yarı boyunca özellikle Bıfouma sahada yok gibiydi.
Maçın bittiği an?
İkinci yarıya bambaşka bir kimlikle sahaya çıkan Sivasspor beraberlik golünü buldu. Tamam, her şey yoluna girdi derken maçın 65. Dakikasında, gol haricinde hiçbir varlık gösteremeyen Bıfouma yapmış olduğu itirazdan dolayı çift sarı karttan oyundan atılınca adeta maçı o dakikada bitirdi. Kazanmak için her şeylerini ortaya koyan rakip takımın işini bu kadar kolaylaştırmak sanırım en amatörce bir işti. Aklın ve mantığın durduğu zaman dilimleri yaşandı. Kırmızı kart dakikasından sonra Sivassporlu futbolcular arka arkaya amatörce işler yapmaya başladılar. Disiplinden tamamen uzaklaştılar. Sivasspor eksik kaldıktan sonra, Sarı lacivertli takım için maç artık antrenman havasında geçti.
Son Söz?
Her yönüyle iki takım içinde son derece önemli olan bir maçı Fenerbahçe farklı kazandı. Bir kez daha futbolda bir gerçek ortaya çıktı. Profesyonelliğin sadece bedende değil zihinde de yaşanması gereken bir olgu olduğunu görmüş olduk. Aybaba sanırım bundan sonra ki süreçte futbolcularına mental olarakta hazırlaması gerekecek.
