USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

BÜYÜK LOKMA YE!

16-03-2017

Kendimi hep uyarırım,
büyük konuşma diye.
Sözü bilirsiniz, büyükler hep güzel söylerler:
"Büyük lokma ye, büyük konuşma!" diye.
Duysa, bin kere tekrarlasa bile insan yine insandır.
Sivaslı Aşık İsmetî´yi de anarak bağlarsak
"Düşer ibret alır, kalkar unutur."

İkinci uyarı konusu, mutlaka önce dinledir.
Tahmin edileceği üzere bunu da yapmak kolay değildir.
Birkaç satır sonra siz de yapamayacaksınız.

Beş yıl önceydi, Ay´la ilgili bir belgesel sırasında
"Irak Televizyonunda Düz Dünya Tartışması" başlığını gördüm.
O insani kibir ve acele ile tabi, tabi! Hangi çağda yaşıyoruz! dedim.
Şimdi gerisi biraz filim repliği tadında olacak
ancak, o tartışmayı izledikten sonra Dünya artık benim için asla aynı olamadı.
Büyük konuşmayacaksın azizim!

Modern çağ insanının, dünyanın formuna ilişkin en ufak bir şüphesi bulunmamaktadır.
Hem elimizde uzaydan çekilmiş fotoğraflar da var
değil mi.
Hem uzaktan gelen geminin, dumanı (buharlısı kaldı mı?),
bacası hikayesi de var değil mi.
Dünya aslında düz diyerek, eşi dostu kendimize güldürmenin ne alemi var şimdi,
değil mi.

Şunu belirtelim:
Son yıllarda argo tabiri ile biraz da geyik muhabbetine dönüşen konu,
günümüzde büyük bir topluluk tarafından merakla takip ediliyor.
İşin başlangıcı M.Ö.245 İskenderiye´sine kadar uzanır.
Meşhur İskenderiye kütüphanesi müdürü Yunanlı Eratosthenes,
Dünyanın küre olduğunu var saymasına neden olan bir gölge deneyi yapar.

Hikâye şu şekilde devam eder:
Katolik kilisesinin sert tutumuna rağmen Dünya Merkezli evren modelinin yerini,
Kopernik ve Galile gibi bilim adamlarının çalışması sonucu, yeni Güneş Merkezli
evren modeli alır.
Dünyanın uzaydan ilk fotoğrafı, Naziler tarafından
24 Aralık 1946 yılında ve 105 km yukarıdan çekilir.
Sonra sahneye İlluminati oyuncağı NASA çıkar.
1966 yılında Ay´a gönderilen Lunar Orbiter, daha uzaktan bir fotoğrafı çeker.
Daha sonra Apollo 8 Astronotu William Anders, o çok bilinen, mavi küre
fotoğrafını çekerek gönderir.

Bu fotoğraflardan sonra, tartışmalar bitmiş midir dersiniz?
Hayır. Çünkü insan beyni bir türlü ikna olamamaktadır.
Düşünmeye ve sormaya devam etmektedir.
Konu giderek Yaratılışçılarla, Big Bangciler arasında yaygınlaşır.
İki tarafın da birbirine olan güvensizliği ve olumsuz bakışı,
Çözümsüzlükten beslenenlerin işine gelir.

Günümüz dünyasını düşündüğümüzde
Her konuda yönlendirme beklenebilir ve umulabilir.
Bu nedenle insanlar sormaktadırlar:
Dönen bir galaksi içinde, dönen bir güneş sisteminde
Ve dönen bir Dünya üzerinde nasıl duruyoruz?
Yanıt hızla gelir: Yerçekimi yüzünden.
Peki, kutup yıldızı odaklı fotoğraflarda
Neden yıldızlar dünyanın etrafında dönüyor sonucu çıkıyor?
Doyurucu bir yanıt yok.
Peki batıya doğru uçan uçaklar,
Gittikleri noktaya neden daha çabuk varamıyorlar?
Doyurucu bir yanıt yok.
Yer çekimi uzaya savrulmamamızı sağlıyor olabilir,
Peki nasıl oluyor da kendimizi hep düz yüzeyde hissediyoruz?
Güney yarım küredekiler, neden tepe üstü durduklarını hissetmiyorlar?
Doyurucu bir yanıt yok.
Uçağa binenler daima 10 bin, 12 bin metre yukarıda olduklarını duyuyorlar,
Küre üzerinde düz bir rotada uçuyorsak, neden uçağın bulunduğu yükseklik gittikçe daha da artmıyor?
Doyurucu bir yanıt yok.
Hani gemiler ufukta kayboluyordu? Dürbünle bakıldığında hepsi yerinde duruyor.
Doyurucu bir yanıt yok.
Lazerle yapılan deneylerde, çok uzak mesafelerde ışın kilometrelerce düz gidiyor.
Doyurucu bir açıklama yok.
Gök yüzüne baktığımızda neden bir kürenin altında hissine kapılıyoruz?
Doyurucu bir yanıt yok.
Uçaklar hani 12 bin metreye çıkıyorlardı ya,
Ufuk çizgisine baktığımızda neden yerdeymiş gibi görünüyorlar.
Sonra tepemizin üzerinde küçülüp, yine ufukta yere yakın konumda kayboluyorlar?
Doyurucu bir açıklama yok.
Endonezya-Los Angeles uçak seferi sırasında
Nasıl olur da Alaska hava sahasında doğum gerçekleşir?
Doyurucu bir açıklama yok.

Peki, ilgili tartışma videosunu izlediğimde neden hemen reddettim?
Dünyanın Düz olduğunu söyleyen kişinin bir bilim adamı olmaması,
fikrine karşı çıkmış olmamın ilk nedeni idi.
Oysa, güzel sözdür, İlmi yoksa irfanı vardır.
Sonra o kalın camlı gözlüğün arkasından açıkladığı şeyler
benim için çok farklıydı.
Gözün üst yarısının uzağı alt yarısının ise yakını gördüğü,
Yapısı nedeni ile uzaklaşan şeyleri hem göremediği
hem de baktığı alan büyüdükçe
görüntüyü küresel hale getirdiği gibi.
Aslında aynı şeyi geniş açı lensler de yapmaktadır.
O nedenle fotoğraflar tam gerçekliği yansıtmazlar.
Dünya bu nedenle yuvarlak görünüyor olabilir mi?
Sürekli gözümüze sokulan görüntünün,
aslında karşıdan değil, tam tepemizden çekildiğini insanlar hiç düşünürler mi?
Altı daha derin ve aslında dönmeyen bir tepsinin üzerinde duruyor olabilir miyiz?

Bütün bu küre hikâyeleri,
birileri tarafında kurgulanmış olabilir mi?

O kadar abartılan teleskoplara rağmen,
Ay´a ait detaylı bir fotoğrafın dahi olmaması,
Uzaydan çekildiği söylenen fotoğraflarda, dünya çevresinde
uyduların görünmemesi,
Küre üzerinde olduğumuza göre, güneş ve ay aslında
dünyanın karşısında mı, yoksa tepede bir yerde mi?
Konu hakkında sorulacak onlarca soru olduğuna emin olabilirsiniz.

Bilim daima yanıt peşinde olmakla birlikte,
bu konuda artık ikna edici değildir.
Nedeni de sadece bir ön yargı ve aşağılama konusudur.
Çünkü dünyanın düz olduğu,
Kutsal Metinler ´in söylemidir.
Ve nereden bakılırsa bakılsın
bu konudaki tutumu nedeni ile
bilim sınıfta kalmıştır.

Ee başlarken ne demiştik?
Büyük lokma ye, büyük konuşma!


SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?