USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

Güzel Günler Gelecek

15-11-2019

 Mehmet Ali Kağıtçı, Zihni Derin, Nuri Demirağ ve  daha nicesi...

Bu isimleri duymayanımız yoktur zannediyorum. Ülkemizin muasır medeniyetler seviyesine ulaşması adına çalışmalarda bulunan kafa yoran emek harcayan şahsiyetlerden sadece birkaçından bahsetmek istiyorum sizlere

Mehmet Ali Kâğıtçı soyisminden de anlaşılacağı üzere İlk Kâğıt Mühendisimiz. Osmanlının son dönemlerinde dünyaya gelen, Almanya ve Fransa´da eğitim alarak oradaki iş tekliflerini nazikçe reddedip Ülkesi için bir şeyler yapma gayesinde olan ve İzmit´te SEKA Kağıt Fabrikasını kuran daha sonrada siyasi otoriterce bir şekilde sistemden egale edilen ve günümüzde kurduğu kağıt fabrikası müzeleştirilerek ithal kağıda mahkum edilen ülkemiz insanınca da gezilen fabrikanın kurucusu...

Medeniyetin kağıtla gelişeceğini  ve nesiller boyu  kültürümüzün aktarılacağını öngörmüş bir mühendis..

Zihni Derin; çeşitli kademelerdeki memuriyetlerden sonra Ziraat Genel Müdürü Olarak Rize ve çevresindeki insanların istihdamını sağlayacak iş imkanlarının gerektiği düşüncesinden yola çıkarak Batum ve Çevresinden çay tohumları ve fidanları ayrıca mandalina çeşitlerini bir Rus Bahçıvan eşliğinde getirterek hazine arazisinde çay tarımını başlatan böylece ülkemizi çayla tanıştıran kişi..

Daha sonra bir şekilde sistem dışına çıkartılan ve çalışmaları noktalanan başka bir şahsiyet.

Nuri Demirağ;  Divriği doğumlu TCDD inşaatının ilk müteahhitlerinden ve Türkiye´nin 10 bin km´lik demiryolu ağının 1250 km´lik bölümünün inşasını gerçekleştiren ve bu nedenle de Mustafa Kemal Atatürk tarafından Demirağ soyadı verilen şahıs. İlk uçak fabrikasını Gök Okulunu kuran, ilk yerli paraşüt üretimi yapan, İstanbul Boğazına Köprü ve Keban Barajı gibi projeleri dile getiren ilk kişi ve tabiki yeterli desteği göremeyen  , uçaklarının yurt dışına satılmasını engellemek için kanun çıkartılan siparişleri iptal edilen ve fabrikası kapatılan iş adamı..

Bu saydıklarım ülkemizde uygulanan yanlış politikalar siyasi düşünce farklılıkları dolayısıyla kaybedilen geleceğimizden birkaç örnek, belki de beyin göçünün temelinde yatan araştırılması gereken hayatlar...

Ülkesi için çalışan üreten çabalayan insanların hazin sonları...

Bugünki Gençlerimize baktığımızda en büyük gayelerinin yurtdışında okumak ve orada çalışmak olduğunu görmemiz herhalde şaşılacak bir durum olmasa gerek

Bizler bu beyinlere sahip çıkmazsak onların arkasında güçlü devlet yapımızla durmazsak artık dönüp Vatanına hizmet etmek isteyecek Vatanseverler ne yazık ki bulamayacağız. Bir eğitimci olmamakla beraber eğitimin içerisinde olan evlatlarımdan ve ülkenin genel konjonktüründen okuyabildiğim kadarıyla ülke istihdamında söz sahibi olacak ülkeyi geliştirme ilerletme yolunda en fazla paya sahip olması  gereken meslek liseleri ve onların uzantıları olması  gereken mühendislik Fakülteleri arasında büyük bir kopukluk görmekteyim. Eskiden meslek lisesi eğitimi alacak çocuklarımız sınavla seçilirken şimdilerde sınavlarda seçilemeyenler bu liselere yönlendirilmekte üstelikte eğitimin sonunda akademik başarısı yüksek olan öğrencilerle aynı sınava tabi tutularak anlamsız bir döngüye hapsedilmekteler.

Oysa bu ülkenin evlatlarından yine zihni Derinler, Aziz Sancarlar, Nuri Demirağlar ve daha adını sayamayacağım üstün kişilikler çıkacaktır. Yeter ki sahip çıkalım yeter ki samimi politikalar üretelim; içinde işçisi olmayan üretimi olmayan fabrikaları dönüp dönüp açacağımıza olanlara sahip çıkalım ,popülist politikalarla çocuklarımızı sistem mağdurları edeceğimize o beyinlerden faydalanalım ,ülkelerine güvenmelerini sağlayalım ,önce biz vatanımızı sevelim ki onlara da sevmeleri yönünde örnek olalım, gençlerimizi geleceğimizi harcamayalım yoksa işte bu günkü gibi kağıtsız , fabrikasız uçaksız ,telefonsuz ,teknolojisiz ve günübirlik politikalarla beyni uyuşturulup kadınların dizilere mahkum edildiği erkeklerin ekmek kavgasıyla ömür geçirdiği siyasilerin rant peşinde reklam peşinde oyaladıkları bir toplum olarak yaşamaya devam ederiz. Güzel günlerin geleceği umuduyla...

Selametle

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?