USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

İslam´da Hoşgörü

17-08-2019

Bugünkü yazımızda İslam´da hoşgörünün önemine dikkat çekmeye çalışacağım.İslam kelimesi, Arapça´da "barış" kelimesiyle aynı anlama gelir. İslam,Allah´ın sonsuz merhamet ve şefkatinin yeryüzünde tecelli ettiği huzur ve barış dolu bir hayatı insanlara sunmak için indirilmiş bir dindir. Allah tüm insanları, yeryüzünde merhametin, şefkatin, hoşgörünün ve barışın yaşanabileceği model olarak İslam ahlakına çağırmaktadır.

Bakara Suresi´nin 208. ayetinde şöyle buyurulmaktadır:

"Ey iman edenler, hepiniz topluca "barış ve güvenliğe" (Silm´e, İslam´a) girin ve şeytanın adımlarını izlemeyin. Çünkü o, size apaçık bir düşmandır."

Ayette görüldüğü gibi Allah, insanların "güvenliği"nin ancak İslam´a girilmesi, Kur´an ahlakının yaşanmasıyla sağlanabileceğini bildirmektedir.

Allah, insanlara kötülük yapmaktan sakınmalarını emretmiş; küfrü, fıskı, isyanı, zulmü, zorbalığı, öldürmeyi, kan dökmeyi yasaklamıştır. Allah´ın bu emrine uymayanlar, ayetin ifadesiyle "şeytanın adımlarını izleyenler" olarak nitelendirilmiş ve açıkça Allah´ın haram kıldığı bir tutum içerisine girmişlerdir. Kur´an´da bu konudaki birçok ayetten sadece iki tanesi şöyledir:

"Allah´a verdikleri sözü, onu kesin olarak onayladıktan sonra bozanlar, Allah´ın ulaştırılmasını emrettiği şeyi kesip-koparanlar ve yeryüzünde bozgunculuk çıkaranlar; işte onlar, lanet onlar içindir ve yurdun kötü olanı da onlar içindir." (Rad, 13/25)

"Allah´ın sana verdiğiyle ahiret yurdunu ara, dünyadan da kendi payını (nasibini) unutma. Allah´ın sana ihsan ettiği gibi, sen de ihsanda bulun ve yeryüzünde bozgunculuk arama. Çünkü Allah, bozgunculuk yapanları sevmez." (Kasas, 28/77)

Görüldüğü gibi, Allah, İslam dininde, terör, şiddet anlamlarını da kapsayan her türlü bozgunculuk hareketini yasaklamış ve bu tür bir eylem içinde olanları lanetlemiştir. Müslüman dünyayı güzelleştiren, imar eden insandır.

İnsanların fikir, düşünce ve yaşam özgürlüğünü açıkça sağlayan ve güvence altına alan bir din olan İslam, insanlar arasında gerginliği, anlaşmazlığı, birbirlerinin hakkında olumsuz konuşmayı ve hatta olumsuz düşünceyi dahi engelleyen ve yasaklayan emirler getirmiştir.

Değil terör ve çeşitli şiddet eylemi, İslam, insanların üzerinde fikri olarak bile en ufak bir baskı kurulmasını yasaklamıştır:

"Dinde zorlama (ve baskı) yoktur. Şüphesiz, doğruluk (rüşd) sapıklıktan apaçık ayrılmıştır." (Bakara, 2/256)

"Onlara ´zor ve baskı´ kullanacak değilsin." (Gaşiye, 88/22)

İnsanların bir dine inanmaya veya o dinin ibadetlerini uygulamaya zorlanması, İslam´ın özüne ve ruhuna aykırıdır. Çünkü İslam, inanç için özgür iradeyi ve vicdani bir kabulü şart koşar. Elbette Müslümanlar birbirlerini Kur´an´da anlatılan ahlaki vasıfların uygulanması için uyarabilir, teşvik edebilirler. Ama asla bu konuda bir zorlama yapılamaz. Ya da dünyevi bir imtiyaz tanınarak, kişi dini uygulamaya yönlendirilemez.

Bunun aksi bir toplum modeli varsayalım. Örneğin insanların ibadet yapmaya zorlandıklarını farz edelim. Böyle bir toplum modeli İslam´a tamamen aykırıdır. Çünkü inanç ve ibadet, sadece Allah´a yönelik olduğunda bir değer taşır. Eğer bir sistem insanları inanca ve ibadete zorlayacak olursa, bu durumda insanlar o sistemden korktukları için dindar olurlar. Din açısından makbul olan ise, vicdanların tamamen serbest bırakıldığı bir ortamda Allah rızası için dinin yaşanmasıdır.

Haftaya görüşmek üzere selametle?

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?