USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

Üç Şemsten Biri Şems-İ Sivâsî

31-07-2018

?´Sür çıkar ağyarı dilden tâ tecelli ede Hak/ Pâdişah konmaz seraya hâne ma´mur olmadan´´

Şemseddîn Sivâsî´nin bu çok kıymetli ve sevdiğim şiirini ne zaman görsem, okusam ya da aklıma gelse; Konya için Mevlana ne ise, Şems-i Sivâsî de Sivas için odur diye düşünürüm.

Hâlâ bugün ışığıyla, feyziyle Sivas´ı aydınlatan bir güneş gibidir o. Söz sultanım Mevlana : ?´Gönül, gerçek dostun yüzü ile aydınlanır, nurlanır.´´ Demiyor muydu? Allah dostlarının kalbe saçtığı inşirah gibisi var mı?

Sivas´a değer katan, Sivas´ın manevi koruyucularından ve Sivas´ın mümtaz bir şahsiyeti olan Şemsi Sivasî her bakımdan kendisinden istifade edilecek bir zattır. Gönüllere taht kurmuş olan zamanının bir tanesi Şemseddîn Sivâsî ?nin ünü sadece Sivas´ta değil Osmanlı dışına bile yayılmıştır. Her ne kadar şairliği ve edebî şahsiyeti tasavvufî yönü kadar dikkat çekmemiş olsa da Allah ve peygamber sevgisini en içten, en özlü sözlerle, son derece vazıh ve samimi bir ifade ile şiirlerini ortaya koymuş güçlü mutasavvıf bir şairdir. Arapça ve Farsça´ya da çok vakıftır. Şiirlerini tasavvufi fikirlerini ifade etmek ve yaymak amacıyla yazmış olup, şiiri bir vasıta olarak görmüştür. Zamanın yöneticilerinden büyük övgüler almış, Osmanlı sultanının (Kanunî, Sultan Süleyman, II. Selim, III. Murad, III. Mehmed) devirlerini idrâk etmiş, hepsinden de hürmet ve ilgi görmüştür.

Gerek örnek hayatıyla gerekse sevgi, saygı ve hoşgörü gibi değerlerin şekillenmesinde de büyük rol oynamıştır. Verdiği hizmetler, seksen yıla yakın ömrünü ilme, öğrenci yetiştirmeye, eserlerini yazmaya ve irşadlarda bulunmaya vakfetmesi, mutasavvıf müellifi olması, zâhirî ve bâtınî ilimlerde yüksek, ilim ve irfân sâhibi olması, bütün güzel huylarla ahlâklanması onu faziletli bir zât yapmıştır.

Aynı zamanda kaynaklar onun özü sözü doğru, olduğu gibi görünen ve herkesin de böyle olmasını isteyen bir şahsiyete sâhip olduğunu belirtirler.                                                                      

Şemseddin Sivâsî´nin şahsiyeti hakkında malûmât veren kaynaklardan öğrendiğimize göre ; Tasavvufta Halvetiyye yoluna mensup olup Şemsiyye kolunun kurucusu olan bir diğer adıyla Kara Şems´in , yumuşak iyi huylu, cömert, güler yüzlü, ihsân sâhibi, ilim ve irfan ehli, herkese iyilik yapmayı seven bir şahıs olduğunu belirtirler. Fakirleri doyurmayı, misafirlere ikrâm etmeyi severdi. Fakirlerin yardımcısı, zayıfların, dulların, yetimlerin sığınağıydı. Eli açık, vermesi boldu. Mütevâzî, alçak gönüllü olup, büyüklere hürmet, küçüklere şefkat ve merhametle davranırdı. Özür dileyenlerin özrünü kabul ederdi. Hiçbir zaman boş durmamış günün her vaktinde halka bir şeyler vermek için uğraşmıştır. Ölünceye kadar, gece gündüz tekkesinde zikr-i şerîfe ara vermemiştir.

III. Mehmet ile Eğri seferine katılmış, din, devlet ve millet bütünlüğüne yürekten inanmış bir kimse idi. Devletin bekası için yaşının ilerlemiş olmasına bakmadan, padişahtan davet geldiğinde "İşittik, itaat ettik, zaten biz her an hazırlıklıyız. Bismillah, hemen gidelim" diyerek yollara düştüğü edindiğimiz bilgilerdendir.

Bir diğer özelliği ise Türk-İslâm târihindek i meşhur üç Şems´ten biri olmasıdır. Bunlardan birincisi Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî´nin hocası olan Şems-i Tebrîzî, ikincisi İstanbul´un fethinde Fâtih Sultan Mehmed Hanın hocası olan Akşemseddîn, üçüncüsü de Üçüncü Mehmed Han ile birlikte Eğri Seferine katılan Şemsi Sivasidir. Üçü de yüksek derece sâhibidirler.

Doğum tarihi hakkında -bir iki sene farkla -çeşitli rakamlar ileri sürülmekte ise de ekseri kanaat 926 (1520) üzerinde birleşmektedir. 1597 (H.1006) yılında vefat eden Şemseddîn Sivâsî ?nin Meydan Camii´nin kuzey tarafında bulunan türbesine defnedilmiştir. Türbesi evliya kabri olarak ziyaret edilebilmektedir. Şemseddin Sivasî´ye, Sivas halkı sevgi ve hürmetleri dolayısıyla Şems´ül-Aziz adını da vermiş, onu Sivas´ın manevi koruyucularından addetmiştir.

Menakıbnamelerde kendisine birçok keramet isnat edilen ve kerâmetleri vefâtından sonra da devâm eden Şemseddîn Sivasî ile ilgili olarak çeşitli menkıbeler halk arasında hala anlatılmakta ve canlılığını korumaktadır. Onun diğer yönlerini bir başka yazıya bırakırken, türbesini ziyarete gelenlere yazmış olduğu bir şiirle yazımızı noktalayalım.

Türkiye Türkçesiyle:

Göçmeye niyet ettik dostlara bizden çok selam

Hayır ile yâd eyleyen kardeşlere bizden çok selam

Güneş batıyor diye unutmasın dindaşlarım

Kabrimi şenlendiren dostlara bizden çok selam.

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?