SİVAS CÜ Kültür Merkezinde gerçekleştirilen programda konuşan Cumhuriyet Üniversitesi Suşehri Sağlık Yüksekokulu Müdürü ve sempozyum başkanı Yrd. Doç. Dr. Nilüfer Tuğut, kadına yönelik her türlü şiddetin yaşam hakkını tehdit eden, temel bir insan hakkı ihlali, anne ve çocuk sağlığını bozan son derece önemli bir toplum sağlığı sorunu olduğunu söyledi.Cinsiyet eşitliğini sağlamak, kadınların ve kız çocuklarının toplumsal konumlarını güçlendirme hedefine ulaşmada en büyük engelin, çocuk evlilikler ve erken yaşta zorla evlendirilme olduğuna dikkati çeken Tuğut, "Bu hedefe ulaşmak için bu tür zararlı uygulamaların ortadan kaldırılması, 15 yaşından ve 18 yaşından önce evlenmiş kadınların oranının azaltılması gerekmektedir." dedi. Dünyanın gelişmekte olan birçok ülkesinde, çocuk hakları ihlallerinde ilk sırayı çocuk yaşta evliliklerin aldığını vurgulayan Tuğut, şunları kaydetti: "Hangi nedenle yapılmış olursa olsun, erken evlilikler çocuk istismarıdır. Geleceğe dair bütün fırsatların bu süreçte kaybedildiği, bütün hayallerinde elinden alındığı bir süreçtir. Çocuklar 18 yaşından önce evlendirilmemeli ve çocuk, çocukluğunu yaşamalıdır. Çocuklar kendi geleceklerinde söz hakkına sahip olmalıdır. Erken evlilikler, çocukların bedensel ve psikolojik gelişimini olumsuz yönde etkileyerek sağlıksız küçük anne ve babaların ortaya çıkmasına neden olmakta, hayatın gerçek yüzüyle hazırlıksız olarak karşılaşmaktadır. Maddi ve manevi ihtiyaçları olan çocukların evlenmesi ile çocukların eğitimleri kesintiye uğramakta, vasıflı olamadıkları için istihdam imkanlarından da yeteri kadar yararlanamamaktadırlar. Çocuk ölüm oranlarında artışa, sağlığın bozulmasına, fiziksel ve cinsel şiddete maruziyete, aile içi şiddete, yoksulluk döngüsünün devamına, eğitimsizliğin artmasına ve mutsuzluğa neden olan çocuk yaşta evlilikleri bizler sizlerle bu sempozyumda ayrıntıları ile tartışmak ve çözüm yollarını konuşmak üzere burada buluştuk."Akademisyenlerin bu konuda ve çözüm noktasında anahtar rol oynadığına işaret eden Tuğut, "Değerli akademisyenler içinizdeki çocuğu yaşatarak, çocuk yaşta evlilikler sorununu düşündürmeye, konuşmaya ve akademik çalışmalar yapmaya ve toplumu bu konuda bilinçlendirmeye sizleri davet ediyorum. Yaşamsal öneme sahip bu sorunun ortadan kaldırılması için tüm sivil ve resmi kuruluşları da işbirliğine davet ediyorum." diye konuştu. Tuğut, "Çocuk ve evlilik sözcüklerini yan yana getirmeyelim" sloganı ile düzenledikleri sempozyuma katkı sağlayanlara teşekkür etti. Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Hilmi Ataseven ise yaptığı konuşmada, ? Öteden beri söylediğim bir şey var, sadece kadına şiddet gibi veya çocuğa şiddet gibi bir olguyu kabullenmenin doğru olmayacağı kanaatindeyim veya bunun eksik olduğunu düşünüyorum. Ortada bir zülüm varsa bu herkese yönelik olabilir, ortada bir zalim vardır bir zülüm vardır. Gücü yeten haksız bir şekilde kanuna vicdana, ahlaka, örfe uygun olmayan bir şekilde daha zayıf bulduğu kesime zulüm etmektedir.? ifadelerine yer verdi. Cumhuriyet Başsavcısı Murat İrcal ise, ? Kadına Yönelik şiddet, şiddetin en yoğun olduğu bir alan. Kadına yönelik şiddet ismi yanlış bana göre, buna insana yönelik şiddet dememiz lazım. Canlıya şiddet olabilir insana şiddet olabilir, bu isimlendirme adı altında çalışma yapılmasının doğru olacağı kanaatindeyim.? dediDaha sonra panele katılan konuşmacılar, çocuk evliliklerine dikkati çekmek amacıyla hazırladıkları sunumları paylaştı.Programa, Cumhuriyet Başsavcısı Murat İrcal, CÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Hilmi Atasever, Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürü Hasan Aykut, rektör danışmanı Enis Baha Biçer, dekanlar, yüksekokul müdürleri ve diğer davetliler katıldı. (AA)