"İSMİ YAŞATILSIN YETER"

HAYRULLAH AĞKAŞOğlu Halil Kantarcı´nın 15 Temmuz hain darbe girişiminde şahadet şerbetini içtiğini belirten baba Kantarcı, o günden bu güne kadar kendisinden maddi manevi desteğini esirgemeyen tüm bürokrat ve siyasilere teşekkür  ederek şunları söyledi. "Başta Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan, eşi Emine Erdoğan ve çocukları olmak üzere Başbakanımız Binali Yıldırım, Enerji Bakanımız Berat Albayrak ve eşi, Milli Eğitim Bakanımız İsmet Yılmaz, Sivas Valimiz Davut Gül ve eşi, Belediye Başkanımız Sami Aydın ve eşi ile birlikte kendisini sürekli olarak ziyaret edip, telefon açıp, halimizi hatırımızı soran herkese teşekkür ediyorum. Allah hepsinden razı olsun."15 Temmuz darbe girişiminin ardından bazen İstanbul´da bazen de Sivas´ta kaldığını belirten Kantarcı, "Devletimiz ve milletimiz sağ olsun. Bizleri hiçbir zaman yalnız bırakmadılar. Hiç tanımadığım kişilerden bile telefonlar alıyorum. Beni ziyarete geliyorlar. Belki oğlum Halil şehit oldu ama binlerce oğlum, kardeşim oldu" ifadelerini kullandı.Oğlu Halil´in şahadetinden sonra onun anısını yaşatmak adına hayalleri olduğunu belirten Kantarcı, "Oğlumun hatırasını yaşatmak için köyümüze bir çeşme yaptırarak, oğlumun ismini verdim. Bir de köyümüzde hayvanlar her gün su içmek için baya bir mesafe kat etmeleri gerekiyordu. Bu hayvanlarımız için 25 metre uzunluğunda bir suluk yaptırdım. Bundan sonra bizim tek tesellimiz Şehit oğlumuzun isminin yaşatılmasıdır. Bu konuda gerek Sivas Valisi Davut Gül ve Belediye Başkanımız Sami Aydın, yine Zara Kaymakamımız ve Belediye Başkanımız bize ellerinden geldiği kadar destek oldular. Allah hepsinden razı olsun" şeklinde konuştu.CEZAEVİNİ OKULA ÇEVİRMİŞTİOğlu Halil Kantarcı´nın 28 Şubat döneminde haksız yere yıllarca cezaevlerinde yattığını belirten Baba Ali Kantarcı, oğlu Halil´nin cezaevi yaşantısına ilişkin de açıklamalarda bulundu.Kantarcı, "Halil, birçok cezaevinde yattı. Kısa aralıklarla Halil´in yattığı cezaevini değiştiriyorlardı. Halil cezaevlerinde kaldığı sürelerde çok fazla kitap okudu. Kitapları kolilerle evlere gönderirdi. Toplamda 315 adet kitap göndermişti. Kitapları kendisi okuduktan sonra da başka cezaevlerine gönderirdi. Hepsini numaralandırmıştı. 15 günde bir bana bu nolu kitabı falanca cezaevindeki şu şahsa gönder derdi. Oğlum Halil´in cezaevinde okuduğu kitaplar sonrasında hayatına da yansımıştı. Yani Halil cezaevini adeta bir okula çevirmişti." diye konuştu.