YUNUS BUDAKTAŞ
Milli Eğitim Bakanlığı tarafından taslağı oluşturulan ve askıya çıkartılan yeni müfredatla ilgili sendikalar ve eğitimciler görüşlerini bildirmeye başladı. Cumhuriyet Üniversitesi Eğitim Fakültesi Eğitim Bilimleri Bölümü öğretim üyesi Doç. Dr. Tuncay Dilci gazetemize yaptığı özel açıklama da yeni müfredatla ilgili görüşlerini ifade etti.
Doç. Dr. Tuncay Dilci, müfredatla ilgili olarak çok detaylı bir bilgiye sahip olmadıklarını belirterek, içeriğinde tam olarak ne olduğunun henüz bilinmediğini söyledi. Dilci, ?Müfredatın oldukça olumlu yönleri olduğunu gözlemledik. Bu da bu zamana kadar ihmal edilmiş olan değerler konusunun merkeze alması veya çocuk kimliğinin oluşması için benlik ve topluma karşı aidiyet duygularının bir müfredat etrafında toplanarak resmi bir şekilde verilmesi amaçlanmıştır. Doğru bir yaklaşımdır. Tabi burada bazı konular az verildi çok verildi gibi söylemler var ancak biz bunların detayını çok bilemiyoruz. Örneğin yakın zamanda tarihsel yazılım olarak çocukların zihnine yazılacak bu darbe girişimleri, 28 Şubat darbe konusunu farklı bir açıdan ele alıp, çocuklara aktarma ve bu anlamda medya okuryazarlığının dile getirilmesi de olabilir.? dedi.
Müfredatın toplumun tüm kesimlerini kucaklayacak olması çok çok önemli olduğunu vurgulayan Dilci, bu konuyu göz ardı edilmediğine dikkat çekti. Dilci, ?Günümüze kadar hep pozivitizim odaklı düşünce, bilimsel çalışmalardan bahsediliyordu. Oysa bugün poz pozivitizim ya da post modernizm dediğimiz bir dönemde yaşıyoruz. Artık bilimi de buna göre gerçekleştirmek lazım. Yani bilimiz gözle görülmeyen kısımlarını da ele almak gerekiyor. Bu yönüyle de doğru bir yaklaşım olduğunu düşünüyorum. Pozivitizimin ortaya koyacağı yaklaşımlarla artık parapsikolojinin de ele alınması ve insanların düşünsel dimağına hitap edebilecek bir takım zihinsel yazılım kodlarına hitap edebilecek program çerçevelerinin dikkatlice ve hassas bir noktada ele alınması gerektiğini düşünüyorum.? ifadelerini kullandı.
Yeni müfredatın genel anlamıyla olumlu olduğunu belirten Dilci, bu hedeflerin doğru ve sağlıklı bir şekilde gerçekleştirilebilirse içerik olarak güzel olduğunu ifade etti. Ufak tefek düzeltmeler yapılabileceğini kaydeden Dilci, ?Keskin söylemlerden de biraz kaçınmak gerekir. Toplumsal barış adına buna dikkat etmek gerekiyor. Bu söylemler özellikle inanç ritüelleri, biçimleri şeklinde değil de bir davranış veya bakış açısıdır. İnanç dediğimiz zaman din orjinli olarak çok büyük ve kapsamlı bir kavramdır. Dolayısıyla ben inanç biçimi değil de bir tutum veya davranış sorunu olarak görüyorum.? şeklinde konuştu.
Evrim konusunda ki değişikliği de değinen Dilci, evrim konusunun dikkate değer şekilde müfredattan çıkarılmasının iyi bir sonuç olduğunu söyledi. Evrimin bir din ve inanç biçimi olmadığını aktaran Dilci, ?Evrim, bir tutum ve davranış veya bakış açısını, bir paradigmayı ifade eder. Evrim bir teoridir. Teori de kuramsallaşmamış, yasalaşmamış olduğu için de bir bilimmiş gibi müfredatta olması doğru değildir. Bu anlamda ben evrim konusunun müfredattan çıkarılmış olmasını doğru buluyorum. Başka mecralarda konuşulup tartışılabilir.? dedi.
Genel anlamda müfredatı doğru bulduğunu e ufak tefek eksiklikler ile bazı söylemlerde keskin ifadeler olmasına doğru bulduğunu yineleyen Dilci, ?İnşallah muvaffak olur. Ülkemiz için, vatanımız için hayırlı uğurlu olur. Burada asıl olan Türk kültürünün, Türk dinamizminin, Türk bakış açısının, İslami geleneklerimizle bütünleşmiş olması ve bunu yansıtmış olmasıdır. Her ülke bunu kendi yetiştireceği çocuklara aktarmaktadır. Bir Hıristiyan yada başka bir dine mensup ülke de kendi milli ahlak anlayışını, kültürünü, inançlarını, değerlerini aktarma durumundadır. O halde bizim de inanç ve değerlerimizi sağlıklı bir şekilde devlet eliyle aktarmamız kadar doğal bir şey yoktur. Bu yönüyle de yapılan değişiklikleri olumlu buluyorum.? ifadelerini kullandı.