İstanbul merkezli olarak aylık yayınlanan ve yurt içi ile yurt dışına dağıtımı yapılan Şehir ve Kültür dergisinin, Haziran 2025’te yayımlanan 131. sayısında, Anadolu’nun saklı hazinesi Divriği’yi kapağına taşıdı.
Derginin bu sayısında, şehrimizin kültürel ve tarihi belleğine dair kaleme aldığı eserlerle tanınan gazeteci-yazar İbrahim Yasak, Divriği Ulu Cami başta olmak üzere bölgenin göz alıcı mimari dokularını ve kültürel duraklarını seyyah ruhuyla anlattı.
Yasak’ın kaleminden dökülen yazıda; 1228-1229 yıllarında Mengücekoğulları döneminde Ahmet Şah ve eşi Turan Melek tarafından inşa ettirilen, camisi, darüşşifası ve çift kubbeli türbesiyle İslam mimarisinin zirvesi kabul edilen Divriği Ulu Caminin benzersiz yapısı ayrıntılarıyla aktarılıyor. UNESCO Dünya Miras Listesi’nde yer alan ve Avrupalı tarihçilerce “Anadolu’nun El Hamrası” diye nitelendirilen bu abidevi yapının, 2015 yılında başlatılan ve tam dokuz yıl süren kapsamlı restorasyon süreci de dikkatle ele alınıyor.
Evliya Çelebi'nin “Methinde diller kısır, kalem kırıktır” sözleriyle ölümsüzleştirdiği bu taş işçiliği harikası, bugün ihtişamını koruyarak Anadolu’nun geçmişine ışık tutmaya devam ediyor. Görenleri hayran bırakan bu tarihi yapı, yalnızca tarihî değil, aynı zamanda kültürel bir dirilişin de simgesi.
Yazı, yalnızca Ulu Cami ile sınırlı kalmayıp, Divriği'nin tarihi sokaklarına da uzanıyor. Yasak, Cam Seyir Terası, Hüma Hatun Sokağı, Çaltı Kanyonu, Kesdoğan Kalesi ve yöredeki gezilip görülmesi gereken tarihi konaklar gibi durakları da anlatırken, okuyucuyu kelimelerle bir yolculuğa çıkarıyor. Divriği’yi, mimariyle yoğrulmuş sessiz bir şehir olarak değil, yaşayan bir kültür varlığı olarak resmediyor.
Bu sayısıyla Şehir ve Kültür dergisi, hem geçmişin izini sürenlere hem de Anadolu’nun taşlara sinmiş ruhunu duymak isteyenlere eşsiz bir pencere aralıyor. İbrahim Yasak’ın anlatımıyla Divriği, yalnızca görülmesi gereken bir şehir değil; okunması, hissedilmesi ve anlaşılması gereken bir zaman mekânına dönüşüyor.