Kariyer Günleri etkinliği kapsamında düzenlenen programa Cumhuriyet Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Faruk Kocacık ile çok sayıda öğrenci katıldı.
HAYRULLAH AĞKAŞ
Cumhuriyet Üniversitesi Cumhuriyet Meslek Yüksekokulu tarafından Kariyer Günleri etkinliği kapsamında ‘Kamuda Yönetim Stratejileri’ konulu konferans düzenlendi.
Cumhuriyet Meslek Yüksek Okulu Konferans Salonunda gerçekleştirilen konferansa konuşmacı olarak Sivas Valisi Âlim Barut katıldı. Cumhuriyet Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Faruk Kocacık’ın da katıldığı konferansı çok sayıda öğrenci takip etti.
Kamuda Yönetim Stratejileri konusunda öğrencileri bilgilendiren Vali Âlim Barut, ‘Normalde yöneticilik yapmak başka bir şey, yönetimin planını, teorisini sunabilmek başka bir şey. Bir ikincisi de ustanın aleti edevatı yanında olması lazım ki maharetini göstersin. Benim kitaplarımda burada değil maalesef. Bunları zihnimde toparlamaya çalıştım, inşallah faydalı olurum’ dedi.
Kamu yönetimi denildiğimizde ortaya kamu yani halk ve halkın teşkilatlanmış şekli geldiğini ifade eden Vali Barut, ‘Bu halk ve millet nereden geliyor? Tabi ki tarihe baktığımız zaman özellikle de sosyolojik incelemelerde kabile halinde yaşamaktan daha geniş coğrafyalara geçildiğinde devlete geçiş sağlanmış oluyor. Kabile de kabile beyi, oranın kuralını koyan, ihtilafları halleden ve o kabileyi yöneten kişiydi, yani güçler bir aradaydı. Ama devlet haline gelindiğinde artık bu şekilde idare etmek çok zor. Çünkü alan genişliyor, insan sayısı fazlalaşıyor. Bu şekilde devlet oluştuğunda da artık herkes istediği gibi yaşama hakkına, istediği gibi çalışma hakkına sahip olursa, ne olur? Kargaşa olur. Dolayısıyla ortak yaşama kurallarının belirlenmesi gerekiyor. Ortak yaşama kurallarını belirlediğimiz zaman ortaya iki unsur çıkıyor. Bir, ortak yaşama kurallarına tabii olanlar, iki, ortak yaşama kurallarını icra etmek durumunda olanlar’ şeklinde konuştu.
Vali Âlim Barut şunları kaydetti:
‘Dolayısıyla yönetici ile yönetilen ayrışması burada göz önüne geliyor. Devlet dediğimiz teşkilat kaba bir tarif yaparsak bir toprak parçasında yaşayan insanların teşkilatlanarak, ortak yaşamaya karar vermiş olmaları devletin meydana geldiğini, organizmasının oluştuğunu söyleyebiliriz.
Yani devlet kavramı içerisinde toprak var, bu toprak daha sonra yurt diye adlandırılabilir. Daha sonra bizde de tabi ki sıkça söylendiği üzere vatan haline gelebilir.
Birlikte yaşama arzusu bulunan insanlar dil, din, ırk ve ortak yaşama hevesleri sebebiyle nitelikleri oluşmuşsa millet kavramını oluşturur. Millet, geçmişten geleceği uzanan bir fonksiyon ifade eder. Millet diye tanımladığımız şey hiçbir zaman günlük ve anlık değildir. Tarihi bir perspektifle bakılması gerekir.’