RÖPORTAJ: FATMA KARAKUZU / MERYEM ALAKIRBize kısaca kendinizden bahseder misiniz?-Kendinizi tanıtır mısınız?-İsmim Ünzile Açık 1969 Sivas, Gümüşdere doğumluyum. 6 çocuk annesiyim. Allah Rızası için çocuklarımızla beraber Anadolu Gençlik derneğinde çalışıyoruz. -Teşkilattaki göreviniz nedir ve ne zamandan beridir teşkilatta görev yapıyorsunuz?-Teşkilatta görev iki aşamalıdır. Ben milli gençlik vakfıyla 1991´de tanıştım. O zaman liseyi yeni bitirmiştim ve bende bir arayış vardı. O dönemde Milli Gençlik Vakfı zirvedeki yıllarını yaşıyordu. Ben de bir arkadaşımın vesilesiyle MGV´ ye gidip gelmeye başladım, etkinliklere katıldım. Daha sonra evlendim, çocuklarım oldu. Ev meşakkati artınca çalışmalara ara vermek zorunda kaldım. Yine programlara gidiyordum ama aktif olarak çalışamıyordum. Çocuklarım büyüdükten sonra tekrar etkin olarak vakıfta çalışmaya başladım. 2004´den itibaren o zamanki ismi MGV, şimdiki ismi AGD´de çalışmaya devam ediyorum. Bu sene de kadın kolları başkanlığı görevimde tam 3. yılımı doldurdum.
-AGD´yi diğer gençlik teşkilatlarından ayıran özellikleri nedir?-Şimdi bütün İslami cemaatleri bir ev gibi düşünürsek milli görüş bu evin çatısıdır. Diğer sivil toplum kuruluşları ya da cemaatler de dini hizmet yapıyorlar ama hepsi Kur´anın bir bölümünü alıyor. Birisi ibadet bölümünü diğeri yardım bölümünü anlatır. Ancak milli görüş prensipleriyle hareket eden MGV ümmet şuuru verir ve ´hayat iman ve cihattır´ düsturuyla İslamiyet´in hayata nasıl hâkim kılınması gerektiğini anlatır. Zaten diğer kuruluşların hepsinin temelinde de milli görüş vardır. Burada şuna değinmek istiyorum; Milli Gençlik Vakfı demek İslami şuur demektir. Elhamdülillah hepimiz Müslümanız ama İslam ne demek, nasıl şuurlu Müslüman olunur, bunları hakkıyla bilmiyoruz? Bu manada cennet mekan Erbakan Hocamızın başlatmış olduğu milli görüş hareketi Müslümanların şuurlu olabilmesi için adeta bir okul oldu.
"Müslümanlar´ın hangi tarafta olduğunu, kime karşı durduğunu bilmesi gerekiyor"Ben size bir kıssa anlatmak istiyorum; Peygamber Efendimiz(s.a.v) bir gün oyun oynayan çocukların yanına gidiyor ve onlarla oyun oynuyor. Çocuklardan bir gruba dâhil oluyor daha sonra Efendimiz (s.a.v)´in olduğu grup ok atıyor. Sıra öbür gruba geçtiğinde çocuklar ok atmak istemiyor. Peygamber efendimiz(s.a.v) çocuklara neden ok atmadıklarını sorduğunda çocuklar diyor ki; "biz Rasululah´ın olduğu bir gruba, kazanmak için bile olsa asla ok atmayız" İşte şuur budur.Herkesin bunu bilmesi gerekiyor. Hangi tarafta olduğunu, kime karşı durduğunu bilmesi gerekiyor. Rasulullah´ın bulunduğu gruba ok atılmaz. İşte biz de gençlere bunu vermeye çalışıyoruz. Gençlerimizi çok iyi eğitmemiz gerekiyor. Çünkü ağaç yaşken eğilir. Erbakan Hocamızın bir sözü var " bir milletin gücü tankı tüfeği değil, imanlı evlatlarıdır" biz çocuklarımıza, gençlerimize Kur´an ve sünnet şuurunu verebilirsek vazifemizi en güzel şekilde yapmış oluruz ve zaten bu görev hepimizin üzerine farzdır. Allah Teala diyor ki; kim benim dinimi yayarsa benim katımda en değerli o dur. Biz de bu zamanda bu davanın temsilcileri olduğumuza inanıyoruz.
-MGV ve AGD´nin 40 yıldan fazla bir geçmişi var. Bu süre zarfında yapılan çalışmalardan kısaca bahsetmek istermisiniz?90´lı yıllarda insanlar öyle bir durumdaydı ki, adeta ´ben Müslümanım´ demeye utanıyordu. Milli gençlik vakfı böyle bir durumda gençlere islam şuurunu aşıladı. ´Gencin süsü güzel ahlakıdır´ diyerek gençlerin önce ahlak ve maneviyat düsturuyla eğitilmesi gerektiğini ifade etti. İslam´ın yerinilecek değil övünülecek bir din olduğunu anlattı. MGV´ye gelip giden gençlerin tek bir tanesi dahi terör olaylarına yada zararlı akımlara bulaşmadı. Dinler arası diyalog saçmalığına hiç prim vermedi ve daima bunun yanlışlığına vurgu yaptı. Din maskesi takarak gençleri Amerikan aşığı yada uşağı yapan ve sonunda bu aziz milletin evlatlarına kurşun sıkacak kadar hainleşen paralel yapıya hiçbir dönemde prim vermedi. Bunların ipinin siyonizmin elinde olduğunu her daim anlatmaya çalıştı. Makam mevki hırsına kapılmadan vatanına, milletine ve bayrağına aşık gençler yetiştirmeye çalıştı. Dünyevi menfaatler uğruna makam sahiplerinin eşiğini aşındırmaya tenezzül etmeden hak etmediği bir şeyi talep etmedi. Kurulduğu yıllardan beri dillendirdiği ´Genç inancı ve ideali uğruna fedakarlık yapan kişidir.´ Sözünün gereğini yaparak 15 Temmuz hain darbe girişiminde sokaklara çıkan ilk gurup oldu. Hemşehrimiz Halil Kantarcı gibi onlarca MGV üyesi gencimiz o gece şehadet şerbeti içti? Allah hainlere bir daha fırsat vermesin. Bir delikten iki kez ısırılmaması gereken Müslüman kardeşlerimize de şuur ve feraset nasip etsin?.
"Bu din garip geldi garip gidecek" Yetiştirdiğimiz gençler başka STK´lara çalışmaya gidiyor. Maalesef insanların önceliği maddi çıkar olduğu için ve buradaki maneviyat onlara ağır geliyor. Özellikle bayanlarımızın iş hayatına atılması buradaki çalışmalarını etkiliyor. Bunun da Allahın bir imtihanı olduğunu düşünüyorum. Bu din garip geldi garip gidecek şu anda biz de garibiz. Ama buna rağmen faaliyetlerimiz durmuyor, durmayacak. Milli görüşçüler olarak kıyamete kadar devam edecek bu soylu davaya mensup olduğumuz için Allaha´a ne kadar şükretsek azdır.
-Hanımlara yönelik çalışmalarınız nelerdir?İlk önce dini eğitimlerimiz devam ediyor. Yıl boyu Kur´an-ı kerim okuma eğitimlerimiz devam ediyor. Mahallelerimizde temsilciliklerimiz var orada da eğitimlerimiz devam ediyor. Bunun dışında hiç kimsenin yapmadığı, sadece bize has olan etkinliklerimiz var. Bunların başında Mekke´nin Fethi geliyor. Aynı şekilde her yıl düzenli olarak Çanakkale programları yapıyoruz. Bu çalışmalar artarak devam edecek. Bunların yapılmasının amacı bu şuuru insanlarımıza vererek yaşadığı dünyayı daha iyi tanıyıp ona göre hareket etmesini sağlamak.
-Bir İdareci ve bir anne olarak 15 Temmuz hakkında neler söylemek istersiniz?Yukarda da bir nebze bahsettim. 15 Temmuz ülkemiz için çok acı verici bir gündü. En üzüldüğüm nokta 250 küsur şehidimizin olmasıydı. O gece ilk başta çok inanmadım? Daha sonra benim kızım Ankara´da okuyor ve kaldığı yer Genelkurmay başkanlığına çok yakın. Kızım ve arkadaşları açılan ateşin altında kalmışlar. Kızımdan bir müddet haber alamadım işte o zaman olayın vahametini anladım. Allah bir daha o günleri bir daha yaşatmasın.
-İşgal altındaki Filistin ve diğer mazlum coğrafyalar hakkında ne söylemek istersiniz?Filistin bizim yıllardır kanayan yaramız. Hepimizin bildiği gibi İslam coğrafyası kan ve gözyaşı dolu. Bu konulara Erbakan Hocamız dikkat çekmeye çalıştı ama maalesef insanlar artık buraları unutmuş durumda. Biz Anadolu Gençlik Derneği olarak bu hareketi her zaman canlı tutmaya çalışıyoruz.
-Son olarak Ülke gündemine ve Sivas gündemine dair neler söylemek istersiniz? Ülkemiz Müslümanlarının maddi ve manevi açıdan durumlarının pek iyi olmadığını üzülerek ifade etmem gerekiyor. Ümmet şuuruyla hareket edemiyoruz. İslam coğrafyası adeta kan gölüne döndü. Siyonizm ve ırkçı emperyalizm Müslümanların birlik olmaması için her türlü oyun ve desiseye başvuruyor. Erbakan Hocamızın ömrü ´islam birliği´ diyerek geçti. En son 54. Hükümet döneminde bulmuş olduğu fırsatla D8 hareketini başlattı. İktidarı döneminde önemli de bir mesafe aldı ancak 11 ay süren iktidardan sonra bu hareket akamete uğradı? İslam Birliği olmadan olmaz. Batılıların kurmuş olduğu birlikten Müslümanlara fayda gelmez. Atalarımız ´domuzdan dost gavurdan dost olmaz´ demişler. Haçlı zihniyetiyle hareket eden AB ülkeleriyle aynı çatı altına girmek istemek yanlış ve beyhude bir gayrettir. Nitekim her fırsatta batılı ülkelerin bize karşı hasmane tutumlarına her zaman şahit oluyoruz. Bir an önce AB bakanlığının D8 bakanlığına çevirerek islam birliği için gayret edilmesini tavsiye ediyoruz?.Aksi halde dünyadaki gidişat hiç te hayra alamet değil. Efendimiz buyuruyor ki; öyle bir zamanlar gelecek ki insanlar vehn (dünya sevgisi)hastalığına yakalanacak ve kâfirlerin kalplerinden Müslüman korkusu alınacak. İşte tam da bu günlerdeyiz. Biz ancak şuurlu bir ümmet olursak kendimizi kurtarabiliriz? Bu vesileyle bize de düşüncelerimizi aktarma imkanı verdiği için İrade gazetesine teşekkür ediyorum.