Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkan Yardımcısı ve Sivas Milletvekili Ulaş Karasu, son dönemde Sivas’ta eğitim alanında çok önemli sorunların yaşandığını vurguladı.

Mansur Yavaş'tan Özdağ'ın Tahliyesine İlk Tepki: "Adaletin Gecikmiş Tezahürü"
Mansur Yavaş'tan Özdağ'ın Tahliyesine İlk Tepki: "Adaletin Gecikmiş Tezahürü"
İçeriği Görüntüle

Çağdaş bir geleceğin temelinin, çocukların laik ve bilimsel bir eğitimle yetiştirilmesi ve özgür düşünebilmesiyle gerçekleşeceğini vurgulayan Karasu, “Ancak 23 yıllık AKP iktidarları boyunca dokuz bakan değişti, 18 kez eğitim programları değiştirildi. Eğitim sistemi tam bir yapboza dönüştürüldü. Gelinen noktada eğitim; Cumhuriyet karşıtlığı ve Mustafa Kemal Atatürk’ün çizdiği fikri, vicdanı, irfanı hür nesiller isteyen çağdaş anlayıştan uzak, bölgesel ve sosyo-ekonomik eşitsizlikleri derinleşmiş, parayla satın alınmak zorunda kalınan bir hizmet haline dönüştürüldü” dedi. Karasu, sözlerine şöyle devam etti:

“Bugün ülkemizde itaatkâr, kanaatkâr ve kindar nesiller isteyen eğitimdeki anlayış, Mustafa Kemal Atatürk’ün çizdiği fikri, vicdanı, irfanı hür nesiller isteyen anlayışı ve onun bilimsel çağdaş ve laik çizgideki anlayışını yok etmek istiyor. Eğitimi bu anlayışla yöneten kişi, Bakanlık koltuğunda oturuyor. Köy okullarının kapısının kilitli olmasının da, okulların pislik içinde olmasının da, yetersiz ve adaletsiz atamalarla kalabalık sınıfların da Proje Okulları marifetiyle köklü liselerimizde öğretmen kıyımlarının nedeni de asıl olarak budur” diyen Karasu, Sivas’ta yaşanan sorunların temelinde de bu gerçeklerin yattığını vurguladı.

BİR ÇINAR BİR KARARLA NASIL DEVİRİLİR?

Karasu, Sivas’ın en başarılı öğrencilerinin ilk tercihi olan ve onları ülkenin en iyi üniversitelerine gönderen ve 109 yıllık geçmişiyle sayısız öğretmen, devlet adamı, sanatçı ve bilim insanı yetiştiren Sivas Selçuklu Anadolu Lisesi’nin MEB’in akıl almaz bir kararıyla adeta kimliksizleştirilme tehlikesiyle karşı karşıya kaldığını hatırlattı. Karasu, “Her yıl 120 İngilizce, 30 Almanca olmak üzere toplam 150 öğrenci kontenjanına sahip olan bu okulun Almanca kontenjanı Mili Eğitim Bakanlığı tarafından iptal edilmiştir. Almanca’nın kapanması ile birlikte kontenjan 120'ye düşürülmüştür. Bu karar, kağıt üzerinde basit bir rakam değişikliği gibi görünse de bu lisenin ruhuna, geleneğine ve kurumsal kimliğine yönelik bir müdahaledir. LGS için aylarca emek veren ve emeklerin karşılığını almak isteyen öğrenciler ve ailelere hiçbir geçerli ve gerçekçi açıklama yapılmadan kontenjanın düşürülmesi çocuklarımızın psikolojisini bozacak, öğrenci ve velilerimizi mağdur edecektir. Selçuklu Anadolu Lisesi, kendine has bir kültürü, köklü bir mazisi ve güçlü bir aidiyet duygusu olan bir eğitim çınarıdır. Sivaslı başarılı öğrencilerin ilk hayali olan bu tarihi yuvayı zayıflatacak bu girişimi kabul etmiyoruz. Derhal kararın geri çekilmesi gerekmektedir. Kararın alınma sürecinde ne okul yönetimi ne öğretmenler ne de velilerin görüşü alınmamıştır. Masa başında, kapalı kapılar ardında verilen bu karar, ‘ben yaptım oldu’ diyen anlayışın Sivas eğitimindeki en net yansımasıdır. Halktan, veliden ve eğitimciden kopuk bu yönetim anlayışı, velileri ve öğrencileri anlamaktan ne kadar uzak olduğunu bir kez daha göstermiştir” diye konuştu.

YASAKÇI ANLAYIŞA GEÇİT VERMEYECEĞİZ

Karasu, yine geçtiğimiz günlerde, bir diğer köklü okullardan olan Sivas Fen Lisesi’nin mezuniyet töreninde “zıplamayan Tayyipçi” diyerek eğlenen gençler konusunda Okul Müdürü ve Nöbetçi Müdür Yardımcısının soruşturmadan geçirildiğini ve görevden alındıklarını hatırlattı. “Bu kararı verenler hakim midir, savcı mıdır da atılan hangi sloganın kanunsuz olduğuna karar verebilmektedir? Böyle yasakçı bir anlayış kabul edilemez” diyen Karasu, “Çok açıktır ki bugün eğitim sistemine Mustafa Kemal Atatürk’ün bağımsız bir ülke; laik, bilimsel ve çağdaş eğitim yaratmasını hazmedemeyenler yön vermek istemektedir. Tek adam rejimi ve bu rejimin yasakçı kuklaları ne kadar çabalarsa çabalasınlar nafile. Çağdaş bir geleceğin temeli, çocuklarımızın laik ve bilimsel bir eğitimle yetiştirilmesiyle ve özgür düşünebilmesiyle olur. Bizler bunu çok iyi biliyoruz. Laik, bilimsel eğitimden uzaklaşmaya yönelik atılan her adım karşısında bizi bulacaktır. Eğitim sizin oyun alanınız değildir. Ailelerimiz ve öğrencilerimiz ile birlikte mücadele edeceğiz. Çünkü biz biliyoruz ki çocuklarımızın geleceği, Türkiye’nin geleceğidir. Eşit, hakça ve çağdaş bir toplum yaratma yolunda çocuklarımızın, ailelerimizin haklarını savunmaya devam edeceğiz” diye konuştu.

Editör: Haber Merkezi