Barajları korumak için tarım alanlarında revizyon şart
Hafik ilçesine bağlı Pusat ve Özen köyleri arasında yapılan Pusat-Özen Barajı, 2008 yılından itibaren su tutmaya başladı. Baraj zemininde kalan Pusat köyü, eski yerin yakınındaki bir yamaca taşındı. Köydeki tüm yapılar kısa sürede su içerisinde kaldı. Köy baraj altında kaldıktan sonra köylülerin yıllarca ibadetlerini yaptıkları köy camisinin minaresi ise su yüzeyinde kalan tek yapı oldu. Köylüler yıllarca minarenin şerefe ve külah kısımlarına bakarak barajdaki su seviyesini gözlemledi.
BARAJI BESLEYEN KAYNAKLAR YETERSİZ KALDI
2022 yılında Sivas kent merkezinin şebeke suyu ihtiyacını karşılayan 4 Eylül Barajı'ndaki suyun bitmesiyle birlikte, Pusat Özen Barajı'ndan isale hattı çekildi. Hattın tamamlanmasıyla suyun büyük bölümü kent merkezine yönlendirildi. Bölgede tarımla uğraşan çiftçilerin de yoğun olarak suyu kullanması ile son 2 yıl içerisinde su seviyesi ciddi oranda düştü. Aynı dönemde yağışlar da istenen seviyede olmayınca barajı besleyen kaynaklar yetersiz kaldı.
PUSAT KÖYÜ YENİDEN GÜN YÜZÜNE ÇIKTI
Suyun azalmasıyla birlikte 2008 yılından itibaren boşaltılarak baraj altında kalan eski Pusat köyü geçen yıl yeniden gün yüzüne çıktı. Su çekilen bölgelerdeki kuruma nedeni ile eski köy kalıntısı, içinde rahatlıkla gezilebilir hale geldi. Bu yıl içerisinde kışın yoğun kar yağışı ve bahar dönemindeki yağmurlara rağmen, barajdaki doluluk oranı beklenen düzeye ulaşmadı. Köy kalıntısının bir kısmının tekrar su altında kaldığı gözlenirken, ilk yapıldığı dönemlerdeki doluluğa ulaşamadı. Hava sıcaklıklarının artması ve su kaynaklarındaki azalma nedeni ile su seviyesinin yeniden düşmesi beklenen barajın korunması için tedbirler gündeme geldi.
‘5 YIL BOYUNCA SULU TARIMDA İNANILMAZ İVME VARDI’
SCÜ Eğitim Fakültesi Coğrafya Eğitimi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Dr. Fatih Kartal, tarımsal sulamanın barajlarda ciddi etkisi olduğunu belirterek, "Genel itibarıyla bakıldığı zaman bu yıl yağışlar hem kar olsun hem de yağmur olsun ciddi boyuttaydı. Bu sene geçmiş dönemlere oranla tabii ki yağış miktarı oldukça fazlaydı. Fakat şöyle bir durum var. Öncesinde 5 yılı boyunca hem patates hem de şeker pancarı tarımı olarak Hafik çok geniş bir alanda tarıma açıldı. 5 yıl öncesinde Hafik'te mesela hiç ekili bir sulu tarım alanı görmemiştik. Ama 5 yıl boyunca çok ciddi bir oranda barajın açılmasıyla birlikte sulu tarımda inanılmaz bir ivme vardı. Bu da özellikle dışarıdan gelen şeker pancarı çiftçileri ve patates çiftçileri, çok yoğun bir şekilde barajın suyunu kullandı. Orada bir köy, cami, bir köy minaresi sular altındaydı. Ama zamanla köyün de caminin de açığa çıktığını çok net olarak gördük. Bunun en temel sebebi çok yoğun bir kullanımdı. Tabii ki bu kullanım oradaki su miktarının azalmasında en büyük etken. Baraj çok büyük olduğu için yağan yağmur ve kar sularıyla bir sene içerisinde maalesef eksikliği gideremedi. Tabii ki yıllar bazında tedbirler alınarak, bunun üstesinden gelinmesi gerekiyor. Sivas'ın, yarı kurak ve kurak bir topoğrafyaya sahip olması hasebiyle burada çok ciddi tarım politikaları uygulanması lazım. Ciddi boyutta tarım alanlarına ait revizyonlar yapılması lazım. Tabii ki sulu tarım ülke ekonomisine, yöre ekonomisine çok büyük katkı sağlıyor. Ama bunu bilinçli yaparsak ya da nöbetleşe yaptırırsak daha da güzel olacaktır. Bir anda suyun açılmasıyla birlikte bütün sulama alanları araziye daldığı zaman, suyun tükenmesinde en büyük rolü oynadı. Ekim alanlarını azaltarak, yıllara bölerek, daha çok sistemli, planlı yapılırsa bu durum bertaraf edilmiş olacaktır" dedi.
'PATATES TARIMI TOPRAKTA KİRLİLİĞE YOL AÇIYOR'
Su dahil bütün kaynakların tükenme riski bulunduğunu belirten Dr. Kartal, "Niğde ve Nevşehir yöresindeki patatesçilerin yörede çok yoğun bir şekilde patates tarımı yaptığını görüyoruz. Bu da hem şeker pancarı hem de patates tarımı su ihtiyacı çok fazla olan bir bitki olduğu için inanılmaz derecede su oranlarının tükenmesinde büyük etken. Bunu bertaraf edebilmek için kesinlikle oradaki su politikasını ve su yönetiminin iyi yapılması lazım. Yoksa bu şekilde çok kısa zamanda tabii ki kullanma ve tarımsal su maksatlı kullanıldığında suların azalacağını ve gittikçe de insanlık için tehlike boyutunu oluşturacağını çok net olarak görüyoruz. Burada bir noktada da toprağa da değinebiliriz. Patates tarımı çok fazla kimyasal kullanılan bir bitki. Bu da toprakta kirliliğe yol açıyor. Toprağın zaman içerisindeki minerallerin ölmesine, zamanla toprağın hastalanmasına yol açıyor. Niğde ve Nevşehir'de şu anda topraklar kanser durumda. Bu toprakları kurtarma çalışmaları yapıyorlar. Toprak yönetiminin iyi yapılıp, suyun da dengeli ve akılcı bir yönetimle kullanılmasıyla tedbir alınabilir" diye konuştu.
Kaynak:Demirören Haber Ajansı
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.