MUHAMMED DEMİR
Merkezi kafeterya önünde gerçekleştirilen etkinlikte, çok sayıda öğrenciye aşure dağıtımı yapıldı. Etkinlikte konuşan Temelli, Muharrem Ayı ve Aşure Günü´nün Müslümanlar için önemini vurguladı.
"AŞURE GÜNÜ, ORTAK
BİR AİDİYET ALANIDIR"
Temelli, "Muharrem ayının 13. Gününe aşure günü denilmiş ve insanlık tarihindeki Peygamberlerin hayatlarında vuku bir kısım hadiselerin bu güne tekabül etmesi, aşure gününü bizim için değerli kılmıştır. Yüce İslam, dünyanın hemen her yanında farklı değerlerle, farklı kültürel yapılarla ilişki içinde yeni ve özgün tarzlar üretmiştir. İlahi bir din olarak İslam, hakikati belli bir yere, belli bir tarihe, belli bir iklime sabitlememiştir. Onun sabiteleri tahayyülümüzü, yaşama alanlarımızı daraltarak değil zenginleştirerek geliştirir; kulluğumuzu, bizi sıkıştırarak değil derinleştirerek pekiştirir; bizlere bir değerler dünyası armağan eder. Bu dünya her zaman yaşayan, diri ve özgürleştirici bir hayat anlayışından beslenir. Bu çerçevede İslam, dünyanın her yerinde olduğu gibi ülkemizde de farklı gelenek, değer ve iklimler içinde yorumlanmakta, bu çeşitlilik sanıldığının aksine Müslümanlığımıza bir dinamizm ve canlılık katmaktadır. 10 Muharrem de böyle ortak bir aidiyet alanıdır" dedi.
"HER ŞEY BİR İNSANI
SEVMEKLE BAŞLAYACAK"
Müslümanların birlik ve beraberlik içerisinde davranması gerektiğini belirten Temelli, konuşmasına şöyle devam etti;
"Aynı zamanda Muharrem ayı bizlere ciğerlerimizi dağlayan Kerbelayı hatırlatan aydır. Hz Ali ve Hz. Fatıma´nın iki ciğer parelerinden biri Hz. Hüseyin Efendimizin ve yetmişten fazla Müslümanın şehit edildiği olaydır. Maalesef ki başta Filistin, Suriye, Mısır, Doğu Türkistan, Myanmar ve Irak olmak üzere dünyanın birçok yerinde Kerbela tekrar yaşanıyor. Bu zulümlerin son bulması için Mevla´mıza dua ediyor, zalimleri lanetliyoruz. Zulme uğrayan kardeşlerimize de sabır ve metanet diliyoruz. Nitekim Muharrem ayında yaşadığımız aşure geleneğimiz, bu kardeşliğin en güzel örneklerindendir. Aşure, paylamanın ve birlikteliğin simgesidir. Aşure ayında bir araya gelen farklı nimetlerin aynı ortak tada katkı sağladıkları gibi, milletimiz arılardır birlikte yaşamanın gereği olarak sevinç ve tasayı, muhabbet ve meşakkati paylaşmaya devam etmektedir. Bugün bize düşen, geçmişe gömülüp kalmak yerine zihin açıklığı ve aydınlık bir din tasavvuru içinde kardeşliğin önemini keşfetmek, tarihte gerçekleşmiş olaylardan ders çıkarmak ve artık bütün bir ümmete mal olmuş şehitlerin mirasını doğru anlamaktır. Esasen Ayet-i Kerimelerde de bu hakikat bütün açıklığıyla vurgulanmaktadır. "Hep birlikte Allah´ın ipine/Kuran´a sımsıkı sarılın ve parçalanıp bölünmeyin" (Al-i İmran, 103). Çünkü "Müminler ancak kardeştirler" (El Hucurat, 10).
Bu vesileyle bütün öğrenci kardeşlerimizin ve tüm İslam Âlemi´nin Muharrem ayını ve Aşure gününü kutluyorum. Şu sloganımızla sözlerimiz tamamlıyorum; "Dünyayı güzellik kurtaracak ve bir insanı sevmekle başlayacak her şey."
