Ticarette net ihracatçıyız
Yumaklı, Plan ve Bütçe Komisyonu'nda Tarım ve Orman Bakanlığı ve bağlı kurumların bütçe görüşmelerine katıldı ve milletvekillerine sunum yaptı.
Yumaklı, üreticilere sağlanan destek ve yatırımlarla, Türkiye'nin tarımsal hasılasını, 2002 yılında 24,5 milyar dolardan, 2024 yılında 74 milyar dolara çıkardıklarını belirterek, "Ülkemiz dünyanın 33'üncü büyük tarım alanına sahiptir. Tarımsal hasılada 2002 yılında Avrupa'da dördüncü, dünyada on ikinci sıradayken; bugün Avrupa'da birinci, dünyada yedinciyiz. Tarım ve gıda ürünleri ticaretinde net ihracatçıyız. 2024 yılında 32,6 milyar dolar ihracat gerçekleştirdik. Bir önceki yıla göre dış ticaret fazlasını yüzde 57 artırarak 10,8 milyar dolara ulaştırdık. Son 23 yılda gıda ve tarım ürünlerinde dünya ihracatındaki payımızı iki katına çıkardık. Ürün ve ülke sayısını artırarak, ülkemizden 186 ülkeye 2 bin 218 çeşit ürün ihracatı gerçekleştiriyoruz" dedi.
Yumaklı, bitkisel üretimin artığını işaret ederek, "Bitkisel üretimimizi 2002 yılına göre 2024 yılında; Tarla bitkilerinde yüzde 29 artışla 75 milyon tona, meyvede yüzde 100 artışla 28 milyon tona, sebzede yüzde 30 artışla 34 milyon tona ulaştırdık. Sertifikalı tohum üretimini 9 kat artışla 1 milyon 300 bin tona, sertifikalı fide/fidan üretimini 46 kat artışla 186 milyon adede çıkardık. Ülkemiz, kendi ihtiyacını karşılamanın yanı sıra, 103 ülkeye ihracat yaparak, dünya tohum ticaretinde önemli bir konuma ulaşmıştır. Meyve ve sebze üretiminde Avrupa'da birinci, dünyada dördüncüyüz" ifadelerini kullandı.
Hayavansal üretim konusunda bilgi veren Yumaklı, "Hayvansal üretimdeki görünüme bakacak olursak, hayvan varlığımızı 2002 yılına göre 2024 yılında; Büyükbaşta yüzde 71 artışla 17 milyona, küçükbaşta yüzde 72 artışla 55 milyona ulaştırdık. Büyükbaş ve küçükbaş hayvan varlığında Avrupa'da birinciyiz. Bal üretiminde yüzde 28 artışla 96 bin tona ulaşarak, Avrupa'da birinci, dünyada ikinciyiz. Kanatlı hayvan varlığımızı yüzde 53 artışla 384 milyon adede çıkararak, Avrupa'da birinci, dünyada on ikinci sıraya yerleştik. Dünyada olduğu gibi, ülkemizde de su ürünlerinde ihtiyaç duyulan üretim artışı, yetiştiricilik yoluyla sağlanmaktadır. Son 23 yılda 9 kat artışla 577 bin ton su ürünü yetiştirdik, ihracatımızı da 20 kat artışla 2 milyar dolara ulaştırdık. Su ürünleri yetiştiriciliğinde Avrupa'da ikinci, dünyada on yedinci sıradayız" şeklinde konuştu.
Tarımsal destekler konusunda Yumaklı şöyle konuştu:
"Suyu merkeze alan, öngörülebilir ve katılımcı bir yaklaşımla üretim planlamamızı hayata geçirdik. Hem bugünün ihtiyaçlarını, hem de geleceği gözeten; üç yıllık dönemler halinde güncellenen bir yol haritasını uyguluyoruz. Önümüzdeki yıllarda da üretim planlamasının kapsamını genişleterek, kararlılıkla uygulamaya devam edeceğiz. Hayata geçirdiğimiz bu reform, üreticilerimiz ve sektörümüz tarafından da sahiplenilmiştir. 13 stratejik ürün ve yem bitkilerinde üretim alanımızın yüzde 77'sinde bu planlamayı uygulamaktayız. Yapısal değişimin ilk çıktılarını, kayıtlılıktaki artışta görmekteyiz. 2025 üretim yılında bir önceki yıla göre kayıtlı üretici sayısında yüzde 2, üretim alanında ise yüzde 3 artış gerçekleşmiştir. Üretim planlamasının en önemli aracı olan tarımsal destekleri yönlendirici bir şekilde kullanmaya başladık. 2025 üretim yılı itibarıyla bitkisel üretimde; Mazot, gübre ve tohum gibi temel girdi maliyetlerini dikkate alan destekleme modelini uygulamaya aldık. Üreticilerimize temel, planlama ve üretimi geliştirme destekleri veriyoruz. Bitkisel üretim desteklerini bu yıl da üretim sezonundan önce açıkladık. Üreticilerimiz hangi ürüne ne kadar destek alacağını bilerek, ekecekleri ürüne karar veriyorlar. Birim destekleme tutarını, temel girdilerdeki fiyat artışlarına göre güncelleyerek uyguluyoruz. Üreticilerimize mazot maliyetinin ortalama yüzde 50'si, gübre maliyetinin ise ortalama yüzde 25'i kadar temel destek veriyoruz. Planlama kapsamına alınan ürünlerde, mazot maliyetinin tamamını ve gübre maliyetinin yarısını, su kısıtı olan ilçelerde ise mazot ve gübre maliyetinin tamamını karşılıyoruz. Önümüzdeki üretim sezonu için mısırı su kısıtı havzalarında destekleme kapsamından çıkartırken, diğer havzalara yönlendirmek için desteğini yüzde 30 artırdık. Mısır, patates ve soya üretiminde kamunun yanında, özel sektör tarafından da geliştirilen yerli ve milli tohumu kullanan üreticilere ilave destek veriyoruz. Bitkisel üretim planlamasıyla 3 yıllık dönem sonunda; Hububat üretimini 39,7 milyon tona, baklagil üretimini 1,35 milyon tona, yağlı tohumlu bitkiler üretimini ise 5,2 milyon tona çıkaracağız."
Hayvansal üretim planmasıyla da verimli bir yapıya kavuşturacaklarını söyleyen Yumaklı, "Planlama kapsamında 19 ilde besi, 10 ilde süt ve 17 ilde kanatlı yetiştiriciliği bölgelerini belirledik. Bu alanda da desteklerimizi üretim planlamasına entegre bir şekilde kullanmaktayız. Yetiştiricilerimize temel, yönlendirici ve verimlilik destekleri veriyoruz. 2025 yılında yeni destek modelimize göre ödemelerimizi yaptık. Buzağı ve kuzu için ilk 4 aylık girdi maliyetinin yüzde 20'sini karşıladık. Aile işletmeleri ile genç ve kadın yetiştiricilerimize ilk defa toplamda 3,3 milyar lira, verimlilik kriterlerine göre de 2,8 milyar lira destek verdik. Geçen yıla göre, karkas verimini yüzde 2 artışla 292 kilograma, süt verimini yüzde 10 artışla 3 bin 330 litreye çıkardık. 2024 yılında sanayiye giden süt miktarı, bir önceki yıla göre yüzde 10 arttı ve 11,2 milyon tonla en yüksek seviyeye ulaştı. Yetiştiricilerimizin korunması amacıyla bu yıl da süt regülasyon uygulamasına aralıksız devam ediyoruz" şeklinde konuştu.
Şap hastalığının 1965'ten bu yana Türkiye'de ilk defa görüldüğünü kaydeden Yumaklı, "Hastalığın yayılımını engellemek ve etkin bir kontrol sağlamak amacıyla, ülke genelinde hayvan hareketlerini kısıtladık. Şap Enstitümüz tarafından 37 gün gibi çok kısa bir sürede SAT-1 içeren aşıyı ürettik. Enstitümüzce üretilen 20,7 milyon doz aşıyı sahaya gönderdik. İlk doz aşılama çalışmaları tamamlanmış ve hastalık riski önemli ölçüde azaltılmıştır. Rapel aşılama çalışmalarına da başladık, en kısa sürede bitireceğiz. Şap hastalığının yanı sıra kuş gribi salgını dünyada iki kat artarak 89 ülkede görülmüştür. Yaşanan kuş gribi salgınından ülkemiz de etkilenmiştir. Hastalığın yayılımını kontrol altına almak ve üretimin devamlılığını sağlamak için yetiştiricilerimize son iki yılda 2,6 milyar lira tazminat ödenmiştir. Ülkemizde şap ve kuş gribi hastalığı nedeniyle hayvansal ürünlerde arz sorunu yaşanmamıştır" diye konuştu.
Su ürünleri yetiştiriciliği üretiminin yüzde 98'ini planlama kapsamına aldıklarını ifade eden Yumaklı, "Yeni su ürünleri yetiştiricilik bölgelerinin belirlenmesiyle, yılda 7 bin 500 ton kapasiteli yeni yetiştiricilik alanını üretime kazandırıyoruz. Su ürünlerinde 8 yeni balık türünü yetiştiriciliğe adapte ederek, üreticilerimizin hizmetine sunduk. Yine ülkemize özgü 8 endemik balık türünü enstitülerimizde üretip doğal kaynaklara bıraktık. Gen Bankalarımızda 34 bin su ürünleri genetik materyalini koruyoruz. Akdeniz ülkeleri içinde en büyük ve donanımlı Su Ürünleri Kontrol ve Denetim Merkezi'ni önümüzdeki yıl Yalova'da faaliyete geçireceğiz. Ayrıca, önümüzdeki yıl su ürünlerinde uluslararası standartlarda İstilacı/Yabancı Türler İzleme Merkezi'ni Antalya'da kuracağız. Ülkemizin ilk organize su ürünleri tarım bölgesini Adana'da kuruyoruz" dedi.
Gıda güvenliği konusunda Yumaklı şunları kaydetti:
"Gıda güvenilirliği bizim kırmızı çizgimizdir. Bu konuda bugüne kadar taviz vermedik, bundan sonra da asla vermeyeceğiz. Gıda işletmelerine yönelik, risk esaslı denetim sistemi uyguluyoruz. 2024 yılında bir milyon 329 bin, 2025 yılı Kasım ayı itibarıyla bir milyon 160 bin denetim gerçekleştirdik. 2025 yılında kurallara uymayan 25 bin 750 işletmeye 2,2 milyar lira idari para cezası uyguladık. Denetim etkinliğinin artırılması amacıyla, yaka kamerası uygulamasına önümüzdeki yıl geçeceğiz. Bakanlık olarak; 41'i kamu olmak üzere, toplam 138 gıda kontrol laboratuvarında, 559 farklı analizle sektöre hizmet veriyoruz."
Orman yangınlarının küresel bir tehdit haline geldiğimi aktaran Yumaklı, "Akdeniz iklim kuşağında yer alan ülkemiz, yaz aylarında sıcaklıkların artması, kuraklık, düşük nem oranı ve şiddetli rüzgârların etkisiyle yangın riski en yüksek ülkelerden biridir. Orman yangınlarıyla mücadele programını bu yeni normale göre sürdürüyor ve planlıyoruz. Bu kapsamda yapay zekâ tabanlı karar destek sistemini kullanıyoruz. 184'ü akıllı olmak üzere, 776 gözetleme kulesi ve 14 İHA ile yangın tespiti ve yönetimi yapıyoruz. Karadan; bin 786 arazöz, 2 bin 742 ilk müdahale aracı, 831 iş makinası, havadan; 105 helikopter, 27 uçak ve 438 ton su atma kapasitemizle yangınlarla mücadele ettik. 2026 yılında yangınla mücadele gücümüze; 4 uçak, 12 helikopter, 165 arazöz, 38 iş makinası ve 14 ilk müdahale aracı daha ilave edecek, 462 ton su atma kapasitesine ulaşacağız. Havuz ve gölet sayısını 4 bin 907'ye çıkaracağız. Bugün, orman yangınlarında 7/24 görev yapan 25 bin 894 orman kahramanımız ve 135 bin orman gönüllümüzle büyük mücadele veriyoruz" ifadelerini kullandı.
CHP Malatya milletvekili Veli Ağbaba, 1980 yılında 16 milyon milyon sığır varken 2025 yılında 16 milyon sığır olduğunu söyleyerek, "1980'de bir milyon manda varken şu anda 162 bin manda var. 1980'de 49 milyon koyun varken şu anda 44 milyon koyun var. 1980'!de 19 milyon keçi varken şu anda 10 milyon keçi var" ifadelerini kullandı.
Tarım desteklerinin Türkiye'nin gayri safi milli hasılasının yüzde biri olduğuna dikkat çeken Ağbaba, "Şimdi tabii devlet sözünde durmuyor. Tarım Kanunu'nun yirmi birinci maddesinde yüz biri çiftçiye vermesi lazım. Bu 770 milyar yapıyor. Ancak bu yıl verilen para 167 milyar. Yani 600 milyar civarında çiftçiye para verilmiyor, çalınıyor" şeklinde konuştu.
CHP İlhami Özcan Aygun ise gıda enflasyonunda dördüncü sırada olduğunu söyleyerek, Almanya'da yıllık gıda enflasyonu yüzde iki, Fransa'da yüzde bir durumda olduğunu ifade etti.
Kaynak:İhlas Haber Ajansı

Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.