Gündem

?Seçim Çevresi Daraltılmalı, Baraj Yüzde 5 Olmalı?

?Seçim Çevresi Daraltılmalı, Baraj Yüzde 5 Olmalı?

?Seçim Çevresi Daraltılmalı,  Baraj Yüzde 5 Olmalı?
30-10-2013 17:02


MUSTAFA IŞIK

Cumhuriyet Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Kamu Yönetimi ve Siyaset Bilimi Bölüm Başkanı Prof. Dr. N. Talat Arslan, Türkiye'de önümüzdeki dönemde uygulanması düşünülen yeni seçim sistemi ve baraj konusunda değerlendirmelerde bulundu.

Prof. Dr. Arslan, 'Modern çoğulcu Türkiye'de seçim barajı gelişmiş ülkelerdeki uygulamalara paralel olarak yüzde 5 seviyesine indirilmelidir. Ayrıca seçim çevreleri daraltılarak seçmen ile vekil arasındaki ilişikler artırılmalıdır.' dedi. Türkiye'nin farklı bölgelerinde verdiği konferanslarda demokrasi ve seçim konusunda değerlendirmelerde bulunan CÜ Kamu Yönetimi ve Siyaset Bilimi Bölüm Başkanı Prof. Dr. N. Talat Arslan, yaşanan sürecin hassasiyetine değinerek millet olarak birlik ve beraberlik içinde olunması gerektiğini dile getirdi. Çok partili siyasi hayatın hiç bir zaman siyasi parçalanmışlık şeklinde anlaşılmaması gerektiğini vurgulayan Prof. Dr. Arslan Türkiye'nin kurumsal siyasi istikrarı sağlayacak düzenlemelere ihtiyacı olduğunu belirtti.

FARKLI MODELLER UYGULANDI

Uygulamada 5 binden fazla seçim sisteminin bulunduğunun unutulmaması gerektiğini hatırlatan Prof.Dr. N. Talat Arslan şöyle devam etti:

'Seçim sistemleri çoğunluk, nispi temsil ve karma sistemler olmak üzere 3'e ayrılmaktadır. Nispi temsil sisteminde her görüşün mecliste temsilci bulması mümkündür. Nispi temsil sisteminde adaylardan ziyade partilerin ideolojileri ve programları ön plana çıkar. Aday ile seçmen arasındaki ilişkiler zayıftır. Adaylar genel merkez tarafından belirlenen listelerde yer alabilmek için seçmenden ziyade genel başkan ve yetkili organlara yakın olmayı tercih eder. Çoğunluk sistemi ise tam tersine istikrara hizmet etmekte küçük partilere fazla imkan tanımamaktadır. Bu iki sistemin özellikleri bir araya getirilerek karma sistemler oluşturulmuştur. Seçim sistemlerinin uygulanabilirliği, demokratik rejimlere sahip ülkelerin sosyo-politik veya sosyo-ekonomik özelliklerine göre değişmektedir. Türkiye'de çok partili siyasi hayata geçtikten sonra 1960'lı yıllara kadar çoğunluk, daha sonraki seçimlerde ise nispi temsil sistemi uygulanmıştır. Son 5 genel seçimde dikkati çeken önemli husus yüzde10 barajı uygulamasıdır.'

MİLLET İRADESİNİN ÜSTÜNLÜĞÜ ESAS OLMALI

Öngörülen yeni düzenlemelerin temsilde adaleti ihmal etmeden istikrara yönelik olması gerektiğini vurgulayan Prof. Dr. Arslan sözlerini şöyle sürdürdü:

'Her sistemin siyasi sonuçlarının farklı olacağı, dönem dönem farklı siyasi partilere sayısal üstünlük kazandırdığı bir gerçektir. Yalnız yeni düzenlemeleri daha önceki dönemlerde tamamen siyasi mülahazalarla yapılanlardan ayırmak gerekir. Zira Türk siyasi hayatında son bir kaç dönem hariç seçim sistemi üzerinde değişiklikler yapılmış, iktidar partilerinin kendi lehlerine düzenlemeler yaptığı iddia edilmiştir. Yalnız seçimler iddia edildiği gibi iktidardaki partilerin lehine sonuçlanmamıştır. Millet matematiksel düzenlemelerden ziyade güven ve icraata prim vermiştir. Barajın kaldırılması ya da düşürülmesi tek başına seçimlerden beklenen gayeye hizmet etmeyecektir. Zira yüzde 10 barajının olmadığı dönemlerde yaşananlar milletin hafızasında hala canlıdır. Kısır siyasi mücadelelerin yaşandığı dönemlerden millet olarak ders çıkarmak gerekir.'

BARAJ YÜZDE 5, DARALTILMIŞ BÖLGE ÖNERİSİ

Demokrasi oyununda halkın kendi belirlediği adaylar açısından seçim yapmasının esas olduğunu anlatan Prof. Dr. Arslan, önerilen daraltılmış bölge ve barajın yüzde 5'e düşürülmesinin hem istikrara hem de temsile daha fazla katkı sağlayacağını kaydetti. Siyasi istikrarın Türkiye gibi özellikle de uzlaşma kültürünün zayıf olduğu ülkelerde sisteminin vazgeçilmez öğesi olarak karşımıza çıktığına dikkat çeken Arslan, şöyle dedi: 'Yalnız siyasi istikrarı sayısal düzenlemelerden beklemek doğru olmaz. İstikrar amacıyla getirilen yüzde on barajına rağmen 1991- 2002 yılları arası koalisyonlar ve siyasi parçalanmışlık önlenememiştir. Son 10 yıldır Türk Milletinin akl-ı selimi siyasi istikrarı matematiksel düzenlemelere rağmen gerçekleştirmiştir. Seçim kanunu ile siyasi partiler kanunu madalyonun iki yüzü gibidir. Seçim barajının düşürülmesi yanında aday tespiti sürecinde halkın belirleyici olacağı düzenlemeleri yapmak gerekir. Modern çoğulcu Türkiye'de seçim barajı gelişmiş ülkelerdeki uygulamalara paralel olarak yüzde 5 seviyesine indirilmelidir. Ayrıca seçim çevreleri daraltılarak seçmen ile vekil arasındaki ilişikler artırılmalıdır. Adayların daha çok seçmenlerin beklentilerini dikkate alacağı, seçmenlerin de oy verdikleri kişilerle daha yakın ilişki kurduğu bir yapı getirilmelidir.'

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
TÜRKİYE GÜNDEMİ
BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
ÇOK OKUNAN HABERLER