Denizden Korkan Çocuk

Kasım Demir
Kasım Demir
Denizden Korkan Çocuk
27-07-2023

Padişahın biri deniz yolculuğunda bulunmak üzere bir gemiye binmişti. Yanında ona hizmet eden birçok hizmetçi vardı. Onlar da padişahla birlikte yolculuk etmek üzere aynı gemiye binmişlerdi. Bu adamların içinde padişahın çok sevdiği, değer verdiği yanından ayırmadığı özel bir hizmetçisi vardı. Çok zeki ve çok çalışkan olan bu hizmetçiye padişahın özel bir sevgisi vardı. Zaten çocuk denecek yaşta, henüz büyümemiş biriydi.

Gemi hareket edince o zamana kadar hiç gemiye binmemiş olan bu akıllı hizmetçi çocuk,  korkudan titremeye biraz sonra da yüksek sesle ağlamaya başlamış. Belki korkusu geçer de susar diye beklemişler,  susmayınca yanına gidip teselli etmişler. Korkmamasını söylemişler, başını okşamışlar, onu sevmişler hiç faydası olmamış. O hizmetçi çocuk zaman geçtikçe daha çok korkmaya, bağırarak ağlamaya başlamış. Ne yaptılarsa, ne söyledilerse çocuğu sakinleştiremiyorlarmış.

Padişahın keyfi kaçmış. Hizmetçisinin bu haline de çok üzülmüş. Ne yapacağını bilememiş

    --Ya hu yok mudur bir çareniz, ne yapmamız lazım, bilen yok mu? Diye gemicilere seslenmiş. Onlar da çare olmadığını, ne gerekiyorsa onun yapıldığını söylemişler.

Gemideki yolculardan her halinden bilge olduğu belli olan bir adam gelmiş,

--Padişahım izin verirseniz ben onu sustururum, demiş, Padişah da,

-- Aman aman izin ne demek verdim gitti, yeter ki sen onu sustur, demiş. Adam oradakilere:

--Bu çocuğu tutun, doğru denize atın, bakalım!

Çocuğu tutar tutmaz denize fırlatmışlar. Çocuk bir iki kere denize batıp çıkmış, biraz su yuttuktan sonra, saçlarından tutup gemiye doğru çekmişler. O hemen geminin içine çıkar çıkmaz direklerden birine sımsıkı sarılmış. Olduğu yere çökmüş, bir daha da ağlamamış.

Padişah bu duruma çok sevinmiş ve o bilge adama,

--Ya hu! Bu ne biçim iş, nereden aklına geldi böyle yapmak? Demiş.

O her halinden bilgili ve kültürlü olduğu anlaşılan bilge adam şöyle cevap vermiş:

Padişahım, bu çocuk boğulmanın zorluğunu bilemediği için, gemideki rahatlığı anlayamadı. Nasıl ki suya atılıp da denizde tutunacak hiçbir şeyin olmadığını anlayınca, bak şimdi gemi direğine tutunmayı nasıl öğrendi.

Aynen huzur ve sağlık da böyledir. Huzur içinde yaşayanlar bir felakete uğramazlarsa, o huzurun kıymetini bilemezler.

İnsan da hasta olmazsa, sağlığının kıymetini bilmez.

                                                                         

ÖNCEKİ YAZILARI
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?