USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

Işıldayan Dönekler

10-10-2018

Bir gün Sadrazam Âli Paşa vüzera ile yemek yerken, çileği şeker yerine tuza bandırmış. Dili damağı yanmış ama masadakileri denemek için "Hiç de kötü değil, hatta şekerden daha iyi yahu" demiş. Paşalar birer ikişer çilekleri tuza bandırıp yemişler ve hepsi de  "fevkâlade efendim çok haklısınız çilek tuzla daha iyi oluyormuş" demişler. Sadrazam, yalakalığın boyutlarını anlayınca, masada misafir olan Şair Eşref´e "Sen ne desin Eşref?" diye sormuş. Şair Eşref vüzerayı şöyle bir süzmüş "Paşam, bunlar keşke sadece çilek yerken böyle olsalar. Devlet işlerinde de aynı b... yiyorlar." demiş... Büyüklerimiz ?dünya bir han, konan göçer? demişlerdir. Yani Allah´ın lütfettiği ömür bir gün nihayete erecektir. Bunun ötelenmesi de, uzatması da yoktur. Bahşedilen şu ömründe tek tek hesabının sorulacağı bir başka âlem de vardır. Onun için hayat devam ettiği sürece belli başlı düsturlar dairesinde hareket edilmesi tembihlenmiştir. Aksi halde sonuçlarının ne olacağı, ayan beyan ifade edilmiştir. Ezcümle insanoğlu fıtratına uygun bir şekilde yaşamaya gayret etmesi gerekir.

Ancak gel gör ki kazın ayağı öyle değil. Çıkar, menfaat, ikbal kaygısı ve daha birçok nimetten faydalanma sebebiyle dönme dolap müdavimleri vardır. Bu müdavimler her devrin adamı olma gibi özelliklerinin yanında bir önceki döneminde baş mağdurlarındandır. Zaten menfaatlerini de en çok bu mağdur edebiyatı üzerinden yürütürler. Elbette ki bazı dönemlerde bazı insanlar ötelenmiş ve mağdur edilmiştir. Ancak bunu herkes bilmekte ve dillendirmektedir. Bizim kastettiğimiz kesim ise bir önceki dönemin kaymağından yediği halde; bu mağdur edebiyatı ile yeni dönemde de çarkı felekte dönmenin keyfini sürmesidir. İşte bunlar devletin, milletin ve kurumların hakikatte kan emicisi, lakin görünüşte vazgeçilmez unsurlarıdır.

Döneklik bir kerelik vücuda girdiyse artık müdavimlik oluşturur. Her şahsın ve her durumun farklı yöntemleri vardır. Bunlar işini bir sanatkârın inceliği gibi icra ederek gemisini yürütmeyi bilirler. Kemiksiz ve mefkûresiz tiplerdir. Allah aşkına başta şu siyaset kurumuna bir göz atınız ve ne demek istediğimiz kendiniz müşahede ediniz. Kurumlarımız ve kuruluşlarımızda maalesef siyasetin gerisinde kalmamaktadır. 80´li ve 90´lı yılların mağdurları ile menfaatçilerinin bugün aynı torbada top koşturduklarını gördükçe dağlara inzivaya çekilesim geliyor. Bu birliktelik bazen ticari, bazen siyasi ve bazen de hısım ve akrabalık üzerinden yürümektedir.  

Birde gerçekten geçmiş zamanlarda mağduriyet yaşayıp şu günlerde onun meyvesini toplamak isteyenler zuhur etmiş durumda. Her ortamda ve sözde geçmişteki sıkıntıları dile getirmek suretiyle ihale, makam ve mevki kapmanın kurnazlığını yürütenler peyda oldu. Elbette ki yeri ve zamanı gelince maziye dair bazı hususlar paylaşılır ve ilgililere anlatılabilir. Lakin bundan bir getiri amacıyla dillendirmek hem meseleyi hem de mücadeleci insanları töhmet altına sokmaktadır. Ve davayı savunanların karşısına ?işte sizin adamlarınızın değeri bu kadarlık? denilmektedir. Hakiki dava erleri mücadelenin ruhunu ifade ederken kimileri mücahitlik-müteaahhitlik deyimine tam isabet edercesine malına mal, dünyalık itibarına itibar ve makamına makam katmaktadır. Aslında bu da dönekliğin bir başka merhalesidir.

Her dönemin adamları herkes tarafından bilinmesine rağmen nasılsa bir türlü müdahale edilememektedir. Bu da sistemin bu kişilere uygun olmasından kaynaklanmaktadır. Bazen bakarsınız ki bir kurumun başına farklı zihniyette insanlar gelse bile orada işlerin pekte farklı yürümediği görülür. İşte bunun temel sebebi geçici ıslahatlar yapılmasından kaynaklanmaktadır. Hâlbuki sorunlar daha derinlemesine tespit edilse tedavi de o nispette kalıcı olacaktır. Aksi takdirde doğal olarak dönekler, her devirde ve her idarecinin zamanında parlamaya devam etmektedir. Şahsiyetli insanların etrafında döneklerin, rüşvetçilerin, izansızların ve yalancıların türemesi ve tutunması mümkün değildir. Zira şahsiyetli kişiler bataklık üretmez tam tersine bataklıkları kurutur. Birazda bu yanardönerlere ortam hazırlayanlar idarecilerdir. İdareciden kastımız, sadece devlet daireleri değil, ictimai hayatın her aşamasında ki az veya çok yetkili kişilerdir. Erkekliğin sadece cinsiyetle alakası olmadığını bilmeyen sayısız karaktersizler ortalıkta kol gezmektedir. Falanca kişi iyi ama yanındakiler yaramaz sözünün bir geçerliliği yoktur. Bir kere olabilir, bir süre olabilir ama mütemadiyen olması mümkün değildir. Kesin bir doku uyuşması var ki, beraberlikleri devam etmektedir. Aksi durumun izahı olanaksızdır.

Şu döneklerin dünyasından çektiğimiz baş ağrısının haddi hesabı yoktur. Ruhları kurt yüzleri kuzu olan bu yaramazlar insanlığın vicdan kalesini dinamitleyen düşmandan daha tehlikelidir. Zira toplumları kemiren arızaların başında yanardönerlerin itibar görmesi gelmektedir. Ahlak sahibi kişiler böylesi ortamlarda kendini geri çeker ve meydan bu densizlere kalır. Onun için tavır sahibi olmak ve ne olursa olsun şahsiyetli kişilere değer vermek gerekir. İnsan olmanın fıtratı bunu gerektirir. Vesselam?

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?