USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

Sivas’a Dönüşümüz Süleyman Sami Kepenek İlkokulu

19-02-2022
<p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify"><span style="font-size:11pt"><span style="font-family:Calibri,&quot;sans-serif&quot;">İki seneyi aşkın Amasya zorunlu ikametimizden sonra, babamın tekrar Sivas&#39; ta g&ouml;revlendirilmesi neticesinde Sivas&#39;a d&ouml;n&uuml;ş yaptık.</span></span></p> <p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify"><span style="font-size:11pt"><span style="font-family:Calibri,&quot;sans-serif&quot;">D&ouml;nd&uuml;ğ&uuml;m&uuml;zde, lojman olmadığı i&ccedil;in, Altın Tabak mahallesi, K&uuml;t&uuml;kl&uuml; Camii &uuml;zerinde Bakkal Davut&#39;un karşısındaki evimize yerleştik. Babam bu evi yaptırdıktan sonra, biz ilk defa bu evde yaşamaya başlamıştık.</span></span></p> <p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify"><span style="font-size:11pt"><span style="font-family:Calibri,&quot;sans-serif&quot;">Okul olarak S&uuml;leyman Sami Kepenek İlk okuluna devam etmeye başladım. Adını hatırlayamadığım bir bayan &ouml;ğretmenimiz vardı. &Uuml;&ccedil;&uuml;nc&uuml; sınıf benim a&ccedil;ımdan pek verimli olmadı. &Ouml;ğretmen pek ilgisiz, mesleğini zorla yapan bir konumda gibi g&ouml;z&uuml;km&uuml;şt&uuml; bize... &nbsp;Ev ile okulun arası uzak, yeni bir &ccedil;evre, yeni arkadaşlar, alışık olmadığımız bir ortam.</span></span></p> <p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify"><span style="font-size:11pt"><span style="font-family:Calibri,&quot;sans-serif&quot;">Bu yıldan hatırladığım ender olay, s&uuml;t tozu dayatmaları idi. Hatta Ramazan Ayına denk geldiği zamanda, oru&ccedil; olan &ccedil;ocuklara s&uuml;t tozunu zorla i&ccedil;irme girişimleri olurdu.</span></span></p> <p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify"><span style="font-size:11pt"><span style="font-family:Calibri,&quot;sans-serif&quot;">Okul iş&ccedil;i evleri diye bilinen Stadyumun hemen &uuml;zerinde inşa edilmişti. O zaman kooperatif usul&uuml; tek katlı bah&ccedil;eli evler şeklinde bir mahalle oluşturulmuştu. Genellikle Demiryolu fabrikalarında &ccedil;alışan iş&ccedil;ilerin oluşturduğu bir kooperatif yapılanması idi. Ne hazindir, o yıllarda inşaat planlaması, yapı tecr&uuml;besi kopyalama usul&uuml; ile yapıldığı i&ccedil;in, ağır kış şartları olan şehrimize g&ouml;re, her tarafı a&ccedil;ık, ısı yalıtımı olmayan, genellikle aşırı beton kullanılarak yapılan bu yapılar, kış şartlarına uygun binalar değildi. O nedenle kışın su tesisatları donar, saatlerce sular boşa akardı.</span></span></p> <p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify"><span style="font-size:11pt"><span style="font-family:Calibri,&quot;sans-serif&quot;">Bu resmi yapıların bazılarının ilerleyen yıllarda yerine yeni binalar yapılmıştır. Okulumuz da bundan nasibini almıştı. Bizim zamanımızda tek katlı olan okul, ilerleyen yıllarda iki katlı hale d&ouml;n&uuml;şt&uuml;r&uuml;ld&uuml;. Bazı binalar ise, yeniden pencere ve ısı yalıtım sistemleri yenilenerek kış şartlarına uygun hale getirildi. Atat&uuml;rk Lisesinin ilk yıllarındaki b&uuml;y&uuml;k pencerelerle donatılmış hali, aklıma gelmektedir. Sonra tadilat ile hem pencereler k&uuml;&ccedil;&uuml;ld&uuml; hem ısı yalıtımı yapıldı.</span></span></p> <p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify"><span style="font-size:11pt"><span style="font-family:Calibri,&quot;sans-serif&quot;">Bu okulların bazıları ilk yıllarda soba ile ısıtılıyordu. Merkezi ısıtma sistemi ilerleyen yıllarda yapıldı. Bug&uuml;n &ccedil;ocuklarımız ve gen&ccedil;lerimiz ger&ccedil;ekten &ccedil;ok şanslılar. &Ccedil;ekilen sıkıntıları anlamak i&ccedil;in yaşamak lazım. Merkezi ısıtma sistemleri hayata ge&ccedil;ince &ccedil;oğu k&ouml;m&uuml;r yerine ilk yıllarda fuel&ndash;oil ile ısıtılıyordu. &Ccedil;ok pahalı bir yatırım idi. Bu da s&ouml;m&uuml;rgeci zihniyetin bir uzantısı olsa gerektir. Her zaman onlara muhta&ccedil; olmak, mantığı...</span></span></p> <p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify"><span style="font-size:11pt"><span style="font-family:Calibri,&quot;sans-serif&quot;">Seneler sonra b&uuml;t&uuml;n resmi binalar k&ouml;m&uuml;re d&ouml;nmek zorunda kaldı. &Ccedil;&uuml;nk&uuml;, bu yakıt petrol &uuml;r&uuml;n&uuml; olduğu i&ccedil;in &ccedil;ok pahalı bir yatırım idi. O soğuk g&uuml;nlerde g&uuml;nlerce kalorifer sisteminin yanmadığı anlara şahit olmuşuzdur. &Uuml;niversite yıllarımızda 1977 &nbsp;li yıllarda, Kaldığımız yurtlarda g&uuml;nlerce merkezi ısıtma sisteminden yararlanamadık. &Ccedil;&uuml;nk&uuml; yakıt yoktu. &Ccedil;ok pahalı idi. Yabancı devletler iliğimizi, kemiğimizi s&ouml;m&uuml;r&uuml;yordu.</span></span></p> <p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify"><span style="font-size:11pt"><span style="font-family:Calibri,&quot;sans-serif&quot;">İlk Okulun Tek cazip tarafı karşısında kepenek suyu olduğu iddia edilen bir tatlı su &ccedil;eşmesi vardı. Bu &ccedil;eşme Camii bah&ccedil;esine bitişik olarak hizmet veriyordu. &Ccedil;ocukluk yıllarımda bu &ccedil;eşmeden evimize &ccedil;ok tatlı su taşımışlığımız olmuştur. Okulun Stadyuma yakın olması bazı etkinlikleri yakından tanıma imkanına sahip olmamıza neden oldu. Futbol ma&ccedil;ları bu etkinliklerin başını &ccedil;ekiyordu.</span></span></p> <p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify"><span style="font-size:11pt"><span style="font-family:Calibri,&quot;sans-serif&quot;">Doğal oyun alanımızdı...</span></span></p> <p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify"><span style="font-size:11pt"><span style="font-family:Calibri,&quot;sans-serif&quot;">D&ouml;rd&uuml;nc&uuml; sınıfta Mehmet Tek isimli bir &ouml;ğretmen ile eğitimimiz devam etti. Anlayacağınız benim beş yıllık ilkokul s&uuml;recimde tam beş adet &ouml;ğretmen ile eğitime devam etmek zorunda kaldım. Bug&uuml;n &ccedil;ocuğuna &ouml;ğretmen arayışı i&ccedil;erisinde olan insanımıza duyurulur. Beş yılda, beş &ouml;ğretmen...</span></span></p> <p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify"><span style="font-size:11pt"><span style="font-family:Calibri,&quot;sans-serif&quot;">Beşinci sınıfa devam edeceğimiz&nbsp; yıl ise, o sene 94 evlerde a&ccedil;ılan Devrim İlk okuluna bizler beşinci sınıfta olduğumuz i&ccedil;in, naklettiler. &Ouml;yle ya daha k&uuml;&ccedil;&uuml;k sınıflardan yaş olarak daha b&uuml;y&uuml;k idik. Beşinci sınıfımızı orada okumak zorunda kaldım. Anlayacağınız benim yolum beşinci sınıfta okula gitmek i&ccedil;in bir hayli uzamıştı... Yaklaşık iki kilometreden fazla idi.</span></span></p> <p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify"><span style="font-size:11pt"><span style="font-family:Calibri,&quot;sans-serif&quot;">&Ccedil;ok meşakkatli, uzun ve yıpratıcı bir yol idi. Cuma pazarının olduğu yer bir dere idi. İ&ccedil;inde su olduğu zaman dereye inemediğimiz i&ccedil;in, petrol bayilerinin olduğu ana yola inmek zorunda kalırdık. Yoksa &ccedil;oğu zaman o dereyi inerek, tırmanarak yolumuza devam ediyorduk. Yol uzun olunca bazı tehlikelerin olacağını d&uuml;ş&uuml;nerek, arkadaş gurupları ile yola devam ederdik. K&uuml;&ccedil;&uuml;k bir dayanışma...</span></span></p> <p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify"><span style="font-size:11pt"><span style="font-family:Calibri,&quot;sans-serif&quot;">Yoksa o, yolu tek başına y&uuml;r&uuml;me şansınız yok denecek kadar azdı. Tek keyifli yanı, kar yağdığı zaman &ccedil;antalarımızı kızak yerine koyarak, o dereden kaymak idi. Bazen tatlı kazalar olmuyor değildi. K&uuml;&ccedil;&uuml;k su birikintilerinin kırılması ile, suya batma şansınız her zaman vardı...</span></span></p>
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?