?Müslüman hoşuna gitse de gitmese de (İdarecilerden) işittiğine itaat eder. Allah´a isyan olacak hususlarda hiçbir kimseye itaat edilmez. İtaat ancak meşru Allah´ın emirlerine uygun olan hususlarda olur.? (Buhârî Ahad 1 Müslim 39)
?Ey iman edenler! Allah´a itaat edin, Peygambere itaat edin ve sizden olan ulu´l emre de. Sonra bir şeyde anlaşmazlığa düşerseniz, hemen onu Allah´a ve Resulüne arz edin. Allah´a ve ahiret gününe gerçekten inanan kimselerseniz.? (Nisa Suresi -59)
Anne ve baba çocuklar üzerine ulu´l emirdir. Muhtar mahallede, şef, müdür, amir, memuruna ulu´l emirdir. Her sivil toplum örgütü başkanı ve yöneticileri emir sahibidir. Her patron işçisinin üzerinde ulu´l emirdir. Belediye başkanları, valiler, bakanlar, başkan tepede emir sahibidir. Bir müdür okulunda söz ve emir sahibidir. Hoca talebesi üzerinde yine emir sahibidir. Komutanlar altındaki astlara, ordulara emir verirler, sevk ve idare etmede ulu´l emirdir, toplum ahengi böyle tesis edilir.
Allah ve Resulü (sav)´ne kayıtsız iman ve itaat şarttır. Hiç kimse itiraz edemez, isyan ederse kâfir olur. Kur´an ve Sünnet ümmeti bağlar. Allah ve Resulü´ne (sav) itaat farzdır. Emir sahipleri ise ayette kayda, şarta bağlanmış, sizden olan derken Allah ve Resulüne iman eden idarecilerin mubah, müspet helal meşru olan taleplerine emirlerine mutlak itaat farzdır. Eğer idareci isyan, masiyet, günah olan taleplerle gelirse ona itaat haramdır. Hiçbir emir sahibi namazı kılmayacaksın, Ramazan orucunu tutmayacaksın, başını açacaksın diyemez, derse itaat edilmez, yine amir memuruna rüşvet al, kırışırız gibi bir talebe memur itaat edemez, ederse (kebair) büyük günah işlemiş olur.
Hiçbir âlim, hiçbir şeyh ilahi hudutları zorlayamaz. Haram bir fiili, sözü ve talebi sevenlerine, talebelerine, dervişlerine dayatamaz. Hiçbir günaha davet edemez. Haram bir talepte hikmet aranmaz, haramda hikmet olmaz. Gayri meşru bir şekilde sevenlerinden, mal, makam, servet, şahsı için isteyemez, zengin olma derdine düşüp ümmetin malını devşiremez, ticari faaliyet gösterip istismar ile kazanç vesilesi kılamaz. Yaparsa İslam´a ve Müslümanlara zulmetmiş olur ve onların ahirette hesabı çok çetin ve ağır olur. Hz. Ebul Hasan Harakani (k.s); ?Şu iki kişinin İslam´da çıkarttığı fitneyi şeytan bile çıkaramaz; Dünya hırsına kapılmış âlim, ilimden mahrum ham sofu? buyurur.
Bir koca eşine makyaj emredemez, başını aç diyemez. Bir hanım beyine akşama şunları al, helal haram, bilmem, çal kazan, getir diyemez, bir anne-baba evladından Allah´ın razı olmadığı bir talepte bulunamaz.
Seven sevdiğinden haram bir istekte bulunamaz, asrı saadette, bir seriyye de komutan kendini kızdıran askerlere yaktırdığı dağ gibi ateşe ?girin´ diye bağırınca sahabe itaat etmemiş, Medine´ye gelip Peygamberimize durumu anlatınca sevgili Peygamberimiz (sav) şöyle buyurmuştu: ?Allah´a isyanın olduğu noktada, emre itaat yoktur? buyurmuş devamında ?Eğer girseydiniz o ateşe kıyamete kadar çıkamazdınız? buyurmuşlardır.
Şer-i ölçüler, emir sahiplerini de bağlar. Herkes ilahi emir ve yasaklara uyacak ki huzur ve sekinet hayır ve bereket barış ve hürriyet daim olsun. İdarecilerimiz masiyet günah sahipleri olsalar da haram taleplerine itaat edilmez ama isyanda edilmez. İbadetlerimizi yekten yasaklamadıkları sürece toplum isyana ve ayaklanmaya sevk edilemez.