"Muhakkak ki sizde öncekilere karış karış ve arşın arşın uyacaksınız. Şayet onlar bir kertenkelenin deliğine girseler sizde gireceksiniz.

Sahabe; ´Ya Resulullah (sav) Yahudi Hristiyanlara mı (uyacağız)´ dedi.

Resulullah (sav); ´Başka kim (olabilir ki)?" (Buhari Enbiya -30, İbn-i Mace Müslim İlim-6)

Yıl 1999 Vatikan´da Papa´nın, içinde İslam´a duyduğu kinle vahşi ve hunharca tahammülsüz şu konuşmasına bir bakın; İlk bin yılda Avrupa´yı ikinci bin yılda Amerika ve Afrika´yı Hristiyanlaştırdık üçüncü bin yılda Asya´yı Hristiyanlaştıracağız. Üçüncü bin yılda başta Türkiye olmak üzere orta doğuda Hristiyanlaştırma faaliyetlerine hız vereceğiz. (Arap bahan ve 15 Temmuz bu fitnenin ateşiydi)

Batılılaşma hareketleri, Osmanlı´nın son yılların da Avrupa´ya ilim irfan öğrensinler diye gönderilen fakat her türlü ahlaksızlığı, İslam düşmanlığını zihinlerine zerk edilen bilinçaltı Hristiyanlığın fedaileri gibi dönen, İttihat ve Terakki hareketinin öncüleri, İslam inancım gericilik olarak algılayan, tesettürü iffet ve hayâyı ayıplayan, sözde aydınlar yazarlar siyasetçiler sanatçılar, bin yıllık inancımızı örf ve ananelerimizi bizi biz yapan değerlerimizi, şanlı tarihimizi, hak ve adaletle cihana hükmeden Selçuklu ve Osmanlı´nın sekiz yüz yıllık hizmetini değersizleştiren, onları topluma yabancılaştıran hatta düşmanlaştıran bu Mankurtlar işte bu hadisin ilk muhatapları olmuşlardır.

Yine basın ve yayın, tv programlan moda adı altında bu ümmeti o kadar ehli küfre benzettiler ki çıplaklıkta iffetsizlikte taklitle onları geçtik, günahlarda fark attık. Fransa´da çıkan dans melanetini Kanuni Sultan Süleyman bir mektupla yüzyıl ertelerken, bu milleti iman dolu kalbinden nasılda vurdular.

Esefle bir misali aktaracağım;

-"Avrupa´nın maşası Cumhuriyet Gazetesi 1932 yılında bu milletin kızları için güzellik yarışması tertip eder ve yaş sınırını on beş olarak belirler. Çocuk yaştaki kızlardan Keriman Halis Ece´yi gazete birinci seçer. Aynı yıl Belçika´da yirmi sekiz ülkenin katılımıyla güzellik yarışması yapılır. Türkiye´den Keriman Halis Ece de katılır, komisyon güzeli seçmeye çalışırken komisyon başkanı kürsüye çıkıp şu alçak açıklamayı yapar;

- "Sayın jüri üyeleri Avrupa´nın Hristiyanlığının zaferini kutluyoruz, 1400 senedir dünya üzerindeki hâkimiyetini sürdüren İslamiyet artık bitmiştir. Onu Avrupa Hristiyanları bitirmiştir."

Elbette Amerika ve Rusya´nın hakkını inkâr edemeyiz, neticede bu Hristiyanlığın zaferidir. Müslüman kadınların temsilcisi Türk güzeli Keriman mayo ile aramızdadır.

Bu kızı zaferimizin tacı kabul edeceğiz onu kraliçe seçeceğiz. Ondan daha güzeli varmış yokmuş bu önemli değil. Bu sene güzellik kraliçesi seçmiyoruz. Bu sene Hristiyanlığın zaferini kutluyoruz. Avrupa´nın zaferini kutluyoruz. Bir zamanlar Fransa´da oynanan dansa müdahale eden Kanuni Sultan Süleyman´ın torunu işte mayoyla önümüzdedir, kendini bize beğendirmek istemektedir. Bizde bize uyan bu kızı beğendik. Müslümanların geleceğinin böyle olması temennisiyle Türk güzelini dünya güzeli olarak seçiyoruz. Fakat kadehlerimizi Avrupa´nın zaferi için kaldıracağız."

Ne acı değil mi? saç modelimiz kılık kıyafetlerimiz, yapılan latin harf inkılâbı, evlerimiz eşyalarımız düğünlerimiz eğlencelerimiz, gazetelerimiz tv evlenme programlan, filmlerimiz şiirlerimiz usulümüz, üslubumuz her şeyi ile Yahudi ve Hristiyanlara benzemedi mi? Bütün bir ümmet onları kertenkelenin deliğinden girdiği gibi aynı delikten aynı hayatı kültürü yaşam tarzını taklit ederek girmiyor muyuz?

Eyyamcı şehvetperest maddeci toplumlara dönüştü ümmet ne yazık ki.

Kardeşlerim başa dönmeliyiz. Asrı saadete Hz. Peygamberin (sav) hayatına, söylemlerine, hayat tarzına odaklanmalıyız. Şanlı ecdadımıza cihana insanlığa ahlakı, erdemi inanç hürriyetini sunan Kur´an ve Sünnet aşığı Ümmet´in kandillerine, âlimlerine, salihlerine dönmeliyiz. Bizi yüz yıllardır aziz kılan değerlere, imani hakikatlere hikmetle, erdemle yoğrulmuş Sahabe´ye, Hz. Ebubekir´e, Hz. Ömer´e, Hz. Osman´a, Hz. Ali´ye (r.a) dönmeli, onlara benzemeliyiz.

"Kim bir kavme benzerse oda onlardandır." hadisi şerifine kulak vermeli;

Rabbimizin "Zulmedenlere meyletmeyin. Yoksa sizede ateş dokunur. Sizin Allah´ tan başka dostunuz yoktur. Sonra size yardım da edilmez." (Hud Suresi-113) ilahi tehdidi ile kendimize gelmeliyiz. Yoksa dünyada zillet, ahirette elim bir azap bizi beklemektedir. İzzet ise Allah (cc) ve Resulünün (sav) ve mü´minlerin yanında yer almaktır. Yahudilerin ve Hristiyanların değil.