Öğretmenler Gününe Özel Bir Hatıra

Öğretmenler Gününe Özel Bir Hatıra

Talha Gurbetçi

1 yıl önce

<p style="text-align:justify;">AHMET IŞIKLA ÖSYM SINAVI</p><p style="text-align:justify;">Gazi lisesi öğretmenliğim yıllarında; muhtemelen 1983 senesi, O, yıllarda ÖSYM sınavı şehrimizde yapılmadığı için; ANKARA' da yapılacak olan sınava; okulumuzun başarılı öğrencilerinden Ahmet Işık ile birlikte,  gitmeyi planlamıştık. Ahmet'in ailesi ile görüşerek Üniversite sınavlarına benim götüreceğimi ve geri getireceğimi ifade ettim. Hem maddi açıdan da bir katkımız olsun istedim. Ahmet şehrin dışına hiç çıkmadığı için; bu yolculukta, ona refakat edecektim. Yolculuğa çıkacağımızın yakın bir günü; Ahmet babasını kaybetti. Bu acı hadise, olsa bile; Sınav tarihi belli olduğu için GİTMEK ZORUNDA İDİK. Onun sınava girmesine yardımcı olmak amacıyla birlikte yola koyulduk.</p><p style="text-align:justify;">Bu anımı şu nedenle paylaşıyorum. İnsan yaşadığı yere damga vurmalıdır. O, gün Ahmet belki başka biri ile de Ankara'ya sınava gidebilirdi, ya da yalnız gidebilirdi. O ana kadar; şehrimizin dışına hiç çıkmamış olan bu genci yalnız bırakmak; doğru olmazdı. Sorumluluk gereği, bu görevi üzerime almalıydım. Tıpkı başka zamanlarda; başka şahısların yaşadıkları olumlu veya olumsuz olaylarda; değişik görevleri, sorumlulukları üzerime aldığım gibi.     </p><p style="text-align:justify;">Etrafımızdaki kimi istemeyen, kötü ve yanlış düşünceli öğretmen arkadaşlarımın, çevremdeki insanların kasıtlı olarak, yanlış yorumlar yapmalarına rağmen; ben bu tür görevleri severek, üzerime aldım. O, yanlış düşünen insanlara zaten hiç hakkımı helal etmediğimi, zaman, zaman birilerinin yüzüne bile, ifade ettim. Benim amacım insanlara yardımcı olmak idi. İnsan oldukları için, onlara değer vermek idi. Hayatlarına bir yerden dokunmak idi.</p><p style="text-align:justify;">Ben, sadece başarılı öğrencileri değil; bizimle irtibatı olan her arkadaşı, aynı sorumlulukla bağrıma bastım. Değişik yerlerde; yıllar sonra karşılaştığımız;  O zamanın, kimi öğrenci kardeşlerimiz; HOCAM, sizin evinizde bir yemek yemiştik, bir çay içmiştik... Diye söze başlayarak, anılarını sıralarlar...  Anlamak için; Bunu yaşamak gerekir, yaşamak... Hatta şehrimize dışardan gelmiş bekar ve yalnız olan öğretmen arkadaşlarla da insani ilişkilerimiz vardır. Sıcak bir çay, bir yemek, bir şeyi paylaşmak önemli idi.  Sohbet ve muhabbet için evlerine giderdik. Ekmeğimizi paylaşmak için, evimize davet ederdik. </p><p style="text-align:justify;">Öyle ya bu işler fedakarlık isteyen işlerdi. Öyle her babayiğit bunları yapamazdı... Yürek lazımdı, Onu yüklenecek Aile lazımdı. Allaha şükür bu ikisi her zaman benimle beraberdi. Aileme , eşime bu konuda sonsuz teşekkür ederim. Bu fedakarlıkları yaparken arka planda hep onun desteği ve sabrı vardı. Bazen evimiz misafirlerle dolar taşar, amma yüzünü hiç asmazdı. ALLAH ondan ve ailemden razı olsun...</p><p style="text-align:justify;">O günlere ait, Aile olarak bile, güzel anılar biriktirmiştik... Güzel dostlar   kazanmıştık...</p><p style="text-align:justify;">Bu anlattığım olay; sadece hatırlanması gereken bir öneme değer olduğu için; paylaştım...</p><p style="text-align:justify;">Yolculuk sonrası, Ankara' da bir otele yerleştik. Sınav tercihleri, sınavdan önce yapılacağı için; tercihleri yapmak amacıyla, istişarede bulunduk. Ahmet, O sene yeni öğretime başlayacak olan ve Türkiye genelinde 20 kişinin alınacağı Nükleer Enerji bölümünü tercih etti. Benim ısrarlarıma karşın; her ihtimali düşünerek, ikinci tercihini de yaptık. Kendisi ısrarla ikinci tercihe gerek yoktur, hocam diyordu.</p><p style="text-align:justify;">Başaracağına o kadar inanmıştı ki; ikinci tercihini bile, zorla yapmış oldu. Sınav öncesi ve sonrası ANKARA' da gezinti yapmıştık. Sınav salonuna girene kadar refakat ettik.</p><p style="text-align:justify;">Başarı ortaya çıkınca; sahiplenen çok olur. Varsın olsun. Yüce Yaradan doğrusunu bilir. Zahmetsiz, emeksiz, çilesiz, başarıları; değişik desteklerle alan insanlar unutmasınlar ki Doğru hiçbir zaman saklanamaz. İçi boş ilerlemeler ve sözde başarılar; boş tenekeler gibidir. İçleri hiçbir zaman dolmaz. SADECE dış görünüşleri kaba ve dolu imiş gibi; gözüken tenekelere vurduğunuz zaman içlerinin boşluğu anlaşılır. Her türlü imkanlarından fedakarlık etmeyen, insana zaman ayırmayan, paylaşmayı, bölüşmeyi bilmeyen, insanlar için, bu yaptıklarımızın bir anlamı olmaz.</p><p style="text-align:justify;">Dostluklar arasındaki, kimi ilişkiler de böyledir. Siz çok dolu sanırsınız, ancak; boşluğunu, dostlukla ilgili, işlevleri, eylemeleri, ortaya çıkınca; anlarsınız... Bazen bazılarını geç anladığınız için, üzülen ve yıpranan taraf siz olursunuz. O da kaderin cilvesi...</p><p style="text-align:justify;">Ahmet başarılı, ancak içine kapanık bir gençti. Bu yolculuğumuz, onunla daha iyi tanışma ve birbirimizi anlama fırsatını vermişti. Bu hikaye İnancın, azmin başarıyı nasıl getirdiğinin, bir hikayesidir.</p><p style="text-align:justify;">Sonraki yıllarda O, bölümü bitirerek, doktora yaptığını öğrenmeme karşın; Ahmet'le bir daha görüşemedik... ABD ye gittiğini arkadaşları söyledi. Sonradan Ülkeye dönerek bir Üniversitede öğretim görevlisi olduğuna dair haber aldık.  Başarı haberlerini, kendisinden duymak isterdik... Olmadı...</p><p style="text-align:justify;">Selam ve dua ile...</p>
YAZARIN DİĞER YAZILARI