Cumhurbaşkanı Erdoğan: Şimdi Filistin'in yaralarını sarmamız gerekiyor

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Şimdi Filistin'in yaralarını sarmamız gerekiyor
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Şimdi hep beraber Filistin'in yaralarını sarmamız, Gazze'yi yeniden ayağa kaldırmamız ve Gazzeli kardeşlerimize can suyu olmamız gerekiyor" dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti Genel Merkezi'nde gerçekleştirilen 'AK Parti Ekonomi İşleri Başkanlığı Eğitim Programı'na katıldı. Erdoğan, "Türkiye Buluşmalarıyla başlattığımız toplumun farklı kesimleriyle istişare sürecini genişleterek devam ettiriyoruz. Yılın tamamında sanayicilerimizden, ticaret erbabımıza, çiftçilerimizden, gençlerimize kadar herkesin, tüm vatandaşlarımızın nabzını tutuyoruz. 24 yıldır daima milletin rehberliğinde yürüyen, milletle aynı ufka bakan, milletin rotasından hiç çıkmayan bir siyasi hareket olarak Ekonomi İşleri Başkanlığımızın rolünü bu bakımdan çok önemli buluyorum. Şunu lütfen unutmayınız; sizler bizim sahadaki gözümüz, kulağımızsınız. Her biriniz aynı zamanda reel sektörle partimiz arasında güçlü bir köprü vazifesi görüyorsunuz. Ekonomi İşleri Başkanlarımız, illerinde sivil toplum kuruluşları ve sektör temsilcileriyle sürekli temas halinde oluyor. Onların teklif ve tenkitlerine kulak kabartıyor, bunları genel merkezimize düzenli olarak raporluyor. Biz de sizden gelen bu bilgiler çerçevesinde hem parti politikalarımıza hem de iktidar olarak attığımız ve atacağımız adımlara yön veriyoruz" dedi.

'TÜRKİYE'NİN GELECEĞİNİ İNŞA EDİYORUZ'

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 24 yıldır aynı prensiple çalıştıklarını kaydederek, "Milletle inatlaşma olmaz, milletin rızası hilafına iş yapılmaz. Bugüne kadar ne yaptıysak, hep bu hassasiyetle yaptık. Başkaları gibi yukarıdan aşağıya doğru dikte eden değil; her kademede istişare eden, farklı fikirleri can kulağıyla dinleyen bir yaklaşımla hareket ettik. İnşallah bundan sonra da aynı çizgide siyaset yapmaya devam edeceğiz. Biz aynı zamanda hem düşünen hem proje üreten hem de ürettiği projeleri uygulayan; yani sözlerini lafta ve rafta bırakmayan bir kadroyuz. Tam da bize yakışan bir şekilde sadece Türkiye’yi düşünüyor, Türkiye’nin menfaatleri için mücadele ediyor, Türkiye’nin geleceğini inşa ediyoruz. 21’inci yüzyılı; Türkiye’nin yüzyılı yapma hedefine kilitlendiğimiz bir süreçte, bu hedefe giden yolun kilometre taşlarını döşüyoruz. Buradaki her bir yol arkadaşımın da görevine bu zaviyeden bakmasını rica ediyorum. Dün ve bugün gerçekleştirdiğiniz toplantılar; niçin daha fazla çalışmamız, daha fazla koşturmamız, milletimizle neden daha fazla hemhal olmamız gerektiğini, inancım odur ki, sizlere bir kez daha hatırlatmıştır. İllerinize döndüğünüzde, her birinizin omuzlarınızdaki bu yükün bilinciyle daha fazla gayret göstereceğine yürekten inanıyorum" diye konuştu.

cumhurbaskani-erdogan-simdi-filistinin-963156-286000.jpg

'EKONOMİDE HEDEFLERE ULAŞMAYA ÇALIŞIYORUZ'

Erdoğan, küresel ekonomide Covid-19 salgın şokunun etkilerinin atlatılamadığını kaydederek, "Ticaret zincirinin kırılan halkaları, henüz tam manasıyla onarılamadı. Dünyada bir ara son 60-70 yılın zirvelerini gören enflasyon ile üretim ve istihdam meselesi, birçok ülkenin başını ağrıtmaya devam ediyor. Batılı ülkeler dahil pek çok yerde, enflasyonun endişe kaynağı olmaktan çıktığını söyleyemeyiz. Nitekim bunun işaretlerini yapılan açıklamalarda yakinen görüyoruz. Enflasyonla mücadelede belli bir aşama kaydeden ülkeler dahi; tedbiri, temkini ve teyakkuz halini elden bırakmıyor. Tabii bir de buna, bizim coğrafyamızda yaşanan sıcak çatışmaları eklemek gerekir. 4’üncü yılına yaklaşan Rusya-Ukrayna arasındaki savaşın, ekonomi ve finans piyasalarında yol açtığı tedirginliği hepimiz gayet iyi biliyoruz. Aynı şekilde Amerika ile Çin arasında son günlerde tekrar kızışan tarife gerilimi de küresel ekonomi üzerinde ilave bir baskı oluşturuyor. Türkiye olarak işte böyle bir atmosferde hem ülkemizi çatışmalardan uzak tutmaya hem 6 Şubat felaketinin yaralarını sarmaya hem de ekonomide belirlediğimiz hedeflere ulaşmaya çalışıyoruz" ifadelerini kullandı.

'BURUK DA OLSA ÇOCUKLARIN YÜZLERİ GÜLÜYOR'

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Gazze soykırımının durdurulma noktasında önemli bir adımın atıldığını belirterek, "Liderler olarak, Şarm El Şeyh’te güçlü bir irade ortaya koyduk. Amerikan Başkanı Sayın Trump, Mısır Cumhurbaşkanı Sayın Es-Sisi, Katar Emiri Şeyh Temim’le birlikte imzaladığımız 4’lü deklarasyonun, bölgemizde kalıcı barışa giden yolda yeni bir kilometre taşı olmasını ümit ediyorum. Hamdolsun, bugün Gazze’de buruk da olsa çocukların yüzleri gülüyor; yardım görevlileri şükür secdesi yapıyor; anneler 2 yıl sonra ilk defa çocuklarını sokağa yukarıdan bomba yağar korkusu olmadan gönderebiliyor. Sadece bunları görmek bile, bizim için bahtiyarlıktır" dedi.

'ATEŞKESİN SAĞLANMASINI ÇOK KIYMETLİ BULUYORUZ'

Erdoğan, geride 68 bin şehit, 170 binden fazla yaralı, yıkılmış şehirler, paramparça olmuş hayatlar, yetim ve öksüz çocuklar bırakan soykırımın yol açtığı tahribatı ortadan kaldırmanın belki de mümkün olmayacağını kaydederek, "Annesi, babası, kardeşi gözlerinin önünde canice katledilen o masum yavrular, hayatları boyunca bunun ıstırabını hep yüreklerinde hissedecek. Gazze’nin yeniden ayağa kaldırılması muhtemelen yıllar alacak ama onların bir inşa süresi var bir de ihya süresi var. Türkiye'nin üzerine burada önemli bir görev düşüyor. Tabii bunu başta Amerika olmak üzere, Körfez ülkeleri hep birlikte görüşecek, tartışacak ve bu konuda ne gibi adımlar atacağımızı bir karara bağlayacağız; ama bütün bunlara rağmen 2 yıllık acının, katliamın ve zulmün ardından Gazze'de ateşkesin sağlanmasını çok kıymetli buluyoruz. Şimdi hep beraber Filistin'in yaralarını sarmamız, Gazze'yi yeniden ayağa kaldırmamız ve Gazzeli kardeşlerimize can suyu olmamız gerekiyor. Türkiye olarak bunun için çalışacak bu anlayışla sürecin her aşamasını yakından takip edeceğiz. Filistinli kardeşlerimizin istikbali için bu süreci sabırla, basiretle, dirayetle ve suhuletle yönetmeye gayret edeceğiz. Arzumuz dün atılan anlamlı adımın kalıcı ve adil bir barışla taçlanmasıdır. Hiç şüphesiz bunun tek yolu da 1967 sınırları temelinde başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız, egemen, toprak bütünlüğüne sahip bir Filistin devletinin kurulmasıdır. İnşallah o güzel günleri de göreceğimize tüm kalbimle inanıyorum" ifadelerini kullandı.

'DEPREM BÖLGEMİZİ AYAĞA KALDIRMIŞ OLACAĞIZ'

2023 seçimleri sonrasında uyguladıkları ekonomi programının etkilerini görmeye başladıklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Enflasyon başta olmak üzere birçok alanda kayda değer sonuçlar aldık. Şüphesiz önümüzde katetmemiz gereken daha çok mesafe var. Hep söylediğim gibi bizim birinci önceliğimiz hayat pahalılığı sorununu kökten çözmektir. Kuraklık, zirai don ve bölgesel krizler gibi kontrolümüz dışındaki engellere rağmen hedeflerimize ulaşmakta kararlıyız. Depremin yaralarını hızla sarmaya devam ediyoruz. Bugüne kadar kamu olarak cari fiyatlarla 3,6 trilyon liralık yani yaklaşık 90 milyar dolarlık harcama yaptık. Geçen ay Malatya'da 304 bininci afet konutumuzun anahtarını hak sahibi kardeşlerimize teslim ettik. 2025 yılı sonunda da toplamda 453 bin bağımsız bölümü teslim ederek deprem bölgemizi inşallah ayağa kaldırmış olacağız. Bu harcamaları önceliklendirirken mali disiplinden ödün vermiyoruz" dedi.

'UCUZ KİRALAMA SÜRECİNİ BAŞLATACAĞIZ'

Erdoğan, yüksek seyreden kiralar ve konut fiyatlarıyla ilgili önemli bir projeyi hayata geçireceklerini kaydederek, "Bundan böyle kira konusunda işin planlamasını devlet yapacak. Yani vatandaş gelsin kendisi kiraya versin ve yüksek kiralarla orada vatandaşı sömürsün, bunlara fırsat vermeyip devlet bu sosyal konutları kendisi kiraya verip, inşallah samimi olarak ucuz kiralama sürecini biz başlatacağız. 'Yüz Yılın Konut Projesi' adını verdiğimiz bu çalışmayla 81 ilimizde toplam 500 bin sosyal konut inşa edeceğiz. Projemizde şehit yakını ve gazilerimize, emeklilerimize, 3 çocuğu olan ailelerimize, engelli vatandaşlarımıza özel kontenjanlar ayıracağız. Yine bu projemizde Türkiye'de ilk kez kiralık konut uygulamasını TOKİ'miz vasıtasıyla hayata geçireceğiz. Sosyal konutların bir kısmını vatandaşlarımıza uygun şartlarla kiralayacak biraz dar gelirli ailelerimize rahat bir nefes aldıracağız. Konut projemiz sadece sosyal politikalarda değil, enflasyonla mücadelede de elimizi güçlendirecek tek haneli enflasyon hedefine ulaşmamıza katkı sunacaktır. Ekim ayı sonunda inşallah projemizin detaylarını milletimizle paylaşacağız" ifadelerini kullandı.

'ASLİ GÖREVİMİZ, SORUNLARA ÇÖZÜM BULMAKTIR'

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Hükümetimizin üretimi, yatırımı, istihdamı, ihracatı merkeze alan büyüme politikasında hiçbir değişiklik söz konusu değildir. Küresel ekonomideki belirsizliklere, ticaret ortaklarımızdaki düşük büyüme oranlarına rağmen Türkiye ekonomisi büyümesini sürdürmektedir. 2025'in ilk yarısında yıllık büyümemiz yüzde 3,6 olarak gerçekleşti. Milli gelirimiz yıllıklandırılmış bazda 1,5 trilyon dolara yaklaştı. Üretim cephesinde zirai dona bağlı olarak daralan tarım sektörü hariç tüm sektörlerde katma değer artışı oldu. İmalat sanayimiz son 12 çeyreğin en yüksek performansını sergiledi. İşsizlik oranımız 28 aydır tek haneli seviyelerde. Bütün bunları umut verici rakamlar olarak görüyoruz; ama bu süreçte reel sektörümüzün talep ve beklentilerine de kulaklarımızı asla tıkamıyoruz. Şunu açıkça ifade etmek isterim ki yaşanan her türlü sıkıntının, her türlü ihtiyacın, karşılaşılan her türlü zorluğun farkındayız. Ekonomik istikrar programımıza halel getirmeden bu talepleri karşılamaya büyük önem veriyoruz. Hükümet ve siyaset kurumu olarak bizim asli görevimiz sorunlara çözüm bulmaktır. 23 yıldır hep bunu yaptık. Bundan sonra da çözüm üreten biz olacağız" diye konuştuk.

'CHP, SİYASİ PARTİ KİMLİĞİNİ GİDEREK KAYBEDİYOR'

Erdoğan, iktidar olarak karşılarında sadece küresel ve bölgesel sınamaların olmadığını belirterek, "Bunlarla birlikte Türk ekonomisine çelme takmaya adeta ahdetmiş bir ana muhalefet partisi de var. Yolsuzluk operasyonları başlayınca beytülmale çöreklenmiş yankesicileri yargıdan kurtarmak için 'boykot' diye bir şey uydurdular. Kendilerine destek vermeyen hangi marka, kurum, şirket, basın yayın kuruluşu varsa hepsini bu boykot torbasının içine doldurdular. Mitinglerinde bu markaları yuhalatmaktan hedef göstermeye kadar akıl ve vicdanla bağdaşmayan her şeyi yaptılar. Fakat ne yaptılarsa muvaffak olamadılar. Ülkemiz genelindeki boykot çağrıları diğer bütün işleri gibi hep ellerinde patladı. Milletimiz bunların önünü arkasını düşünmeden yaptıkları ekonomiyi durdurma çağrılarına prim vermedi. Şimdi anlaşılıyor ki boykottan amaçları milli markaları tehdit edip haraca bağlamakmış. Suç örgütleriyle haşır neşir ola ola iyice onlara benzemeye başladılar. Milletimiz artık bunların siyasi parti mi mafya mı olduğunu karıştırır oldu. Öyle ya önüne geleni tehdit eden bir siyasi parti olur mu? Kendine destek vermeyen herkesi tetikçilerine linç ettiren bir siyasi parti olur mu? Sayın Özel'in yönetimde CHP siyasi parti kimliğini giderek kaybediyor. CHP yönetilmiyor. Dümeni kilitlenmiş gemi misali oraya buraya savruluyor. Kaptanın ise ne gemi ne de yolcular umurunda. O boş işlerle boş gündemlerle günü kurtarmanın derdinde. Rakibimiz de olsa biz kimsenin böyle bir duruma düşmesini istemeyiz. Tam tersine biz rakibimizin kalite ve kalibremize uygun olmasını isteriz. Temennimiz CHP'nin yaşadığı bu kimlik bunalımını bir an önce aşmasıdır" ifadelerini kullandı.

'YANLIŞ BİZİM REFERANSIMIZ OLAMAZ'

CHP Genel Başkanı Özgür Özel'in yurt dışı temaslarını eleştiren Erdoğan, "Yurt dışında gidince yabancılara kendi ülkelerini şikayet etme alışkanlığını bir türlü bırakamadılar. Güya başka ülkeleri ziyaretlerinde ana muhalefet partisi gibi değil, Türkiye partisi olarak hareket edeceklerdi. Ama kendi ağızlarından çıkan bu sözü bile tutmadılar. CHP Genel Başkanının son ziyareti bu noktada kelimenin tam anlamıyla bir fecaat oldu. Bakın şahsımızdan bağımsız olarak söylüyorum. Bu ülkenin halkın oylarıyla seçilmiş cumhurbaşkanını batı başkentlerinde yoldaşlarına yuhalatmanın adı kusura bakmasın ama siyaset değildir. Muhalefet etmek hiç değildir. Türkiye'nin ana muhalefet partisine ve liderine yakışan bırakın böyle bir rezalete zemin hazırlamayı, tam aksine buna karşı siper olmaktır. İç siyaset ayrı, dış politika ayrıdır. İçeri ayrı, yurt dışı ayrıdır. Akıl hocalarını değiştirmezse korkarım hiçbir zamanda öğrenemeyecek. İnşallah çok geç olmadan kendini daha fazla rezil etmeden Türkiye'nin de itibarına daha fazla zarar vermeden bunu öğrenme fırsatını bulur. Elbette biz ona kesinlikle bakarak tavrımızı belirleyecek değiliz. Yanlış bizim referansımız olamaz. Yanlışa bir başka yanlışla cevap vermek bize yakışmaz. Biz siyasette nezaket, saygı ve sağduyu korumaya özen göstereceğiz. Türkiye'nin itibarını ve marka değerini yüceltmeyi her türlü siyasi rekabetin ötesinde tutmaya bundan sonra da devam edeceğiz. Biz yurt içi yurt dışı fark etmeksizin bulunduğumuz her yerde, katıldığımız her toplantıda milletimizi şanla şerefle temsil etmenin mücadelesini vereceğiz" dedi.

Kaynak:Demirören Haber Ajansı

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.