Güler: Toplumun her kesimine refahı yaymaya kararlıyız

Güler: Toplumun her kesimine refahı yaymaya kararlıyız
TBMM AK Parti Grup Başkanı ve Sivas Milletvekili Abdullah Güler, “Sosyal devlet ilkesiyle ülkemizin sahip olduğu refahı toplumun bütün katmanlarına yaymaya kararlıyız” dedi.

Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Genel Kurulu'nda 2026 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ile 2024 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi'nin tümü üzerine görüşmeler başladı.

Bütçe üzerine söz alan Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) AK Parti Grup Başkanı ve Sivas Milletvekili Abdullah Güler, “AK Parti hükûmetlerinin 24'üncü, Cumhurbaşkanlığı hükûmet sisteminin 8'inci, Türkiye Yüzyılı'nın ise 3'üncü bütçesi olan 2026 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ile 2024 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi hakkında konuşmak üzere AK PARTİ Grubu adına söz almış bulunuyorum. Gece gündüz demeden, kırk gün boyunca çalışan Plan ve Bütçe Komisyonumuzun değerli başkan ve üyelerine, değerli bakanlarımızla, ilgili kamu kurumlarının temsilcilerine emeklileri ve katkıları için çok teşekkür ediyorum. Bütçe görüşmelerinin sağlıklı ve huzurlu bir şekilde tamamlanmasını temenni ediyor, bu vesileyle Genel Kurulu ve ekranları başında bizleri izleyen aziz milletimizi saygı ve sevgiyle selamlıyorum” dedi.

g7rxt4ewyaabo6h.jpg

Küresel ekonomik dengelerin yeniden şekillendiği ve siyasi risklerin derinleştiği bir dönemden geçildiğinin altını çizen Güler, “Enerji arz güvenliğinden gıda tedarikine, finansal piyasalardan jeopolitik dengelere kadar hemen her alanda yeni bir düzen arayışı yaşanmaktadır. Bir yandan ‘Artık yaşanmaz’ denen konvansiyonel savaşlar artarak devam ederken, diğer yandan ticaret savaşları yerleşik bütün kabulleri ters düz etmektedir. Dijital dönüşümün getirdiği belirsizliklerden iklim krizine, göç dalgalarından artan refah eşitsizliklerine, birçok etken sadece ülkeler için değil, küresel ölçekte öngörülemezlik ortamını da maalesef çok kötü bir hâle getirmektedir. Küresel büyüme hızının yüzde 3'ün altına düştüğü, borç yükünün 310 trilyon doları aştığı bir dünyadayız. İşte tam da bu ortamda, Türkiye, ülkemiz, üstelik hem sıcak savaşların hem de konjonktürel belirsizliklerin jeopolitik olarak tam da ortasında olan bir ülke olarak üretimini artıran, sosyal harcamalarını koruyan, bütçe disiplinini bozmadan büyüyen az sayıdaki ülkeden biri olmayı başarmıştır. Bunu başarmak zordur ama ülke olarak bunu başardık. Peki, bunu nasıl yaptık? Daha önce de ifade etmiştim, Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde yola çıkan AK Parti tüm iktidarları boyunca günü kurtarmaya değil, geleceği kurma vizyonuna göre hareket etmiştir. Daha önceki hükûmetler gibi sadece günü kurtarma politikalarıyla günü geçirebilir, hatta kolay olanı seçip ülkemizi bir belirsizlik çukuruna götüren birçok işe imza atabilirdi ama biz yeni bir vizyon belirledik, yeni bir iddia ortaya koyduk. ‘Büyük ve güçlü Türkiye'yi kuracağız’ dedik, ‘Bu yüzyılı Türkiye Yüzyılı yapacağız’ dedik. Maliyetinin olacağını bilsek de meydan okuduk. Yarının Türkiye'sini kurmak için atacağımız her adımını bugünün Türkiye'sini de güçlü kılacağını bilerek hareket ettik. 2023 vizyonumuz da, 2053 vizyonumuz da 2071 vizyonumuz da bu iddianın tam karşılığıdır” ifadelerine yer verdi.

g7rxt3-wwaa-zkk.jpg

“AK PARTİ hükûmetleri olarak hazırladığımız bütün bütçeler bir yanıyla uygulayacağımız maliye politikalarının önceliklerini belirleyen metinlerdir ama aynı zamanda bu iddiamızın da sayısal ölçekleridir” diyen Güler, “Dolayısıyla 2026 yılı bütçemiz Cumhurbaşkanlığı hükûmet sisteminin 8'inci bütçesi olarak istikrar ve güven içinde büyüyen ve Türkiye Yüzyılı hedefine doğru emin adımlarla yürüyen ülkemizin kararlılığının göstergesi olması bakımından da son derece önemlidir. Vatandaş ve hizmet odaklı yaklaşımla hazırlanan 2026 Yılı Merkezî Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi'mizi istikrar ve refah bütçesi olarak tanımlayabiliriz. Hazırlanan bütçe teklifinde, toplumun hiçbir kesimi dışlanmadan her bir vatandaşımızın büyümenin sağlayacağı imkânlardan adil biçimde yararlanması esas alınmıştır. Kalkınma planı ve orta vadeli programımız ışığında, fiziki altyapının güçlendirilmesi, beşerî sermayenin geliştirilmesi ve üretken kapasitenin artırılması bu yılki bütçe teklifimizin ana eksenini oluşturmaktadır. 2026 yılı bütçesi, emeğin değerini koruyan, sosyal adaleti gözeten ve çalışma hayatının tüm paydaşlarını destekleyen bir yaklaşım temelinde hazırlanmıştır. Kadınların ve gençlerin ekonomik yaşama tam katılımını destekleyen politikalar kapsayıcı büyüme vizyonumuzun ayrılmaz bir parçasını oluşturmaktadır. 2026 yılı Merkezi Yönetim Bütçesinde, bütçe giderlerinin 18 trilyon 929 milyar lira, bütçe gelirlerinin ise 16 trilyon 216 milyar lira olacağını öngörmekteyiz. 2026 yılı bütçemizde, afet risklerinin azaltılması, depremlerin yol açtığı hasarların süratle giderilmesi, deprem bölgesinde yaşayan vatandaşlarımızın ihtiyaçları ve depreme dayanıklı şehirlerin inşası için bugüne kadar 3.6 trilyon TL harcanmıştır, bu yıl ise toplam 653 milyar lira kaynak ayırıyoruz” dedi.

g7rxt4hxiaalbqd-001.jpg

2002 yılından bu yana eğitimi en öncelikli mesele olarak gördüklerinin altını çizen Güler, “Merkezi yönetim bütçesinden 2002'de yalnızca 9,4 seviyesinde pay alan eğitime 2026 yılında yüzde 15,3 oranında pay ayırıyoruz. Bu kapsamda, Millî Eğitim Bakanlığının bütçesi, 2026 yılında 1 trilyon 944 milyar liraya yükselecektir, yükseköğretimi de dâhil ettiğimizde eğitim bütçemizi 2026 yılında 2 trilyon 896 milyar liraya yükseltmiş bulunuyoruz. Vatandaşlarımızın sağlık hizmetlerinden en iyi şekilde yararlanmalarını sağlamak amacıyla merkezi yönetim bütçesinden sağlık hizmetleri için 2026 yılında 1 trilyon 594 milyar lira kaynak ayırıyoruz. Sağlık Bakanlığı ve yükseköğretim kurumları ile Sosyal Güvenlik Kurumunda yapılacak sağlık harcamaları dikkate alındığında sağlık alanında kamu kaynaklarına ayrılan toplam tutarın 3 trilyon 307 milyar liraya ulaşmasını bekliyoruz. Sosyal devlet ilkesiyle ülkemizin sahip olduğu refahı toplumun bütün katmanlarına yaymaya kararlıyız. Dünyanın en iyi işleyen, en kuşatıcı sosyal destek sistemine sahip ülkelerden biri olarak sosyal yardım bütçesini 2026 yılında 917 milyar liraya çıkarıyoruz. Bu tutar bütçemizin yüzde 4,8'ine denk gelmektedir. 2002 yılında yüzde 0,4 olan sosyal yardım ve desteklerin gayri safi yurt içi hasılaya oranını 2026 yılında yüzde 1,2'ye yükseltmiş bulunuyoruz” dedi.

g7rxt4cw8aafyce.jpg

Ülkemizde 2002 yılında toplam 36 milyar 9 milyon lira olan tarımsal hasılanın 2024 yılında 2 trilyon 428 milyar liraya çıktığının altını çizen Güler, “Dünya Bankası Tarımsal Hasıla Verileri'ne göre ülkemiz Avrupa'da 2002 yılında 24,5 milyar dolar ile İtalya, Fransa ve İspanya'nın arkasında 4'üncü sırada iken 2024 yılında 74 milyar dolar ile 1'inci sıraya yükselmiştir. 2026 yılında bütçemizden tarıma 888 milyar lira kaynak ayırıyoruz. 2026 yılında savunma harcamalarında kullanılmak üzere 1 trilyon 202 milyar lira, iç güvenlik için 953 milyar olmak üzere toplam 2 trilyon 155 milyar lira ödenek öngörülüyor. Türkiye küresel rekabet gücünü artırma yönündeki kararlılığını sürdürmekte olup bunun somut göstergesi olarak millî gelirimiz de artmaya devam ediyor. Ekonomik büyüklüğümüz 2024 yılı itibarıyla 1,3 trilyonun üzerine çıkmıştır. Türkiye artık Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın ortaya koyduğu vizyon ve Cumhur İttifakı'nın güçlü dayanışması sayesinde hedeflerini birer birer aşmakta ve önemli başarılara imza atmaktadır. 2003'ten önceki 30 yılda sadece 15 milyar dolar yatırım alan Türkiye AK PARTİ döneminde bugüne kadar yaklaşık 282 milyar dolar doğrudan yatırım çekmiştir. 2002 yılında ülkemizde yalnızca 5 bin 600 uluslararası sermayeli şirket faaliyet gösterirken bugün ise 87 binden fazla çok uluslu şirkete ev sahipliği yapıyoruz. Türkiye artık bu şirketlerin üretim faaliyetlerinin araştırma geliştirme merkezleri, tasarım ekipleri, satın alma ofisleri, lojistik üsleri ve bölgesel üretim merkezleriyle desteklendiği bir ekonomik merkeze dönüşmüştür. Hükûmetlerimizin uyguladığı politikalar sayesinde sayıları 369'u aşan organize sanayi bölgeleri ve 52 endüstri bölgesiyle Türkiye artık üretim üssü hâline gelmiştir. Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın büyük çaplı ekonomik projelerin uygulanmasını bizzat takip etmesi ve yurt dışı gezilerinde de iş insanlarımıza yer açması, onları davet etmesi ve uluslararası ticari bağlantılara destek olması da ihracat performansımızı güçlendirmiştir. Yürütülen ihracat seferberliğiyle kısa sayılabilecek bir sürede Türkiye önemli ihracat eşiklerini aşmayı başarmıştır. İhracat odaklı üretim yapımız sayesinde 2025 yılında ihracatımız yıllıklandırılmış 270 milyar doları aşarak yeni bir rekora ulaşmıştır. Diğer taraftan, KOBİ'lerimize verdiğimiz destekler sayesinde Anadolu'daki birçok KOBİ ilk defa dünya pazarına ihracat yapan aktör hâline gelmiştir. AK Parti olarak 23 yıldır Türkiye'nin her alanda sıçrama yapması için gerekli altyapıyı oluşturmuş durumdayız. Türkiye Yüzyılı'nda yerli ve millî, yenilikçi ve yeşil üretim ekonomisi anlayışıyla, millî teknoloji hamlesinin desteğiyle sanayiden tarıma her alanda dünyadaki rekabet gücümüzü artıracağız. Peki, bu güç nereden geliyor değerli arkadaşlar? Bakın, Dünya Fikri Mülkiyet Göstergeleri 2025 Raporu'na göre Türkiye, tarihinde ilk kez en büyük 20 patent ofisi arasında yer almıştır. Sıralamada 23'üncü sıradan 18'inciliğe yükselen Türkiye, tarihinde ilk kez dünyanın en büyük 20 patent ofisi arasına girdi; bu gurur verici bir durum. Aynı rapora göre, 2024 yılında yapılan 10 bin 4 yerli patent başvurusuyla dünya sıralamasında 12'den 10'uncu sıraya yükseldik. Yine, aynı yıl 41 bin 875 yerli tasarım başvurusuyla dünya 3'üncüsü olduk. Ayrıca, patent iş birliği anlaşması kapsamında yüzde 26,1'le kadın buluşçu oranında dünyada ilk sırada yer aldık. İleri teknolojiye dayalı, yüksek katma değerli, istihdamı artıran üretim alanlarını destekleyerek Türkiye'yi küresel sanayi ve ticaret merkezlerinden biri hâline getirdik. Gelişmiş ve gelişmekte olan bazı ülkelerin bütçe büyüklükleri, ayrılan paylar ve karşılaştırılan bazı rakamlardan bahsetmek istiyorum. Öyle ya, 2020 yılından itibaren gerek tedarik zincirinin bozulması gerekse de pandemi sürecini yaşadık. O günden bugüne Almanya, Japonya, Güney Kore, Arjantin ve Türkiye kıyaslamasını sizlere izah etmeye çalışıyorum. Türkiye'de ve diğer ülkelerde 2020 ve 2026 yılları arasında yani Almanya, Japonya, Güney Kore, Arjantin, Güney Afrika arasında ABD doları cinsinden bütçe büyüklüklerinin değişimine bakıldığında, Türkiye'nin bütçe büyüklüğünü 2020 yılından bu yana yüzde 164,6 oranında artırdığını ve bütçe artışı bağlamında bu ülkelerin önünde olduğunu görüyoruz. Yine, seçilmiş ülkelerde 2026 yılı bütçesinde eğitime en fazla kaynak ayıran 2'nci ülke yüzde 15,3 payla Türkiye olmuştur. Yine, seçilmiş ülkeler arasında Türkiye, Almanya'dan sonra 2'nci gelerek toplamda bütçesinin 11,4'ünü savunma sanayisine ayırmıştır. Seçilmiş ülkeler arasında tarıma en fazla kaynak ayıran ülke yüzde 4,7'yle, 888 milyar TL'yle Türkiye olmuştur. Daha pek çok başlıkta benzer bir durum söz konusudur. Görüldüğü üzere, bütçemiz, gerek büyüklüğü gerekse de alanlara ayrılan payla bu yüzyılı da Türkiye Yüzyılı yapmak üzere hazırlanmış bir bütçedir. Yüce Genel Kurulu saygıyla selamlarken 2026 bütçesinin hayırlı olmasını diliyorum ve aynı zamanda emeği geçen arkadaşlarımıza teşekkürlerimi arz ediyorum” dedi.

Kaynak:Elif Elmalı

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.