Aile Korunması Gereken En Önemli Temel Taşımızdır ? 2

Orhan Arslan
Orhan Arslan
Aile Korunması Gereken En Önemli Temel Taşımızdır ? 2
01-10-2020

Ulusal Medyamızda yayınlanan ve insanlar arasındaki ilişkileri anlatan seyirlik dizilerde, bazen bu ilişkilerin yanlış veya doğru olduğunu gösteren sahneler bulunmaktadır. Örneğin herhangi bir insana iftira atmak; iftira atılan insanın hayatını ne kadar olumsuz yönde etkilemektedir. Yine yalancılık, gerçeği saklamak gibi yanlış hareketlerde, insanların hayatının seyrini değiştirerek kötü bir, çok şeyle karşılaşmasına sebep olur. İstenmeden kasıtlı olarak; insanların konuşmalarını dinlemek, onların konuştukları ve de; kendisinin bilmemesi gereken konuları başkalarına aktarmak, doğru davranışlar değildir. Yanlış davranış da bulunan insan ise; söylediği yalanın veya attığı iftiranın, sakladığı gerçeğin, bedelini de ağır ödemektedir. Hayat boyu yaptığı, bu yanlış davranışla birlikte; onun vicdan azabı ile, kabusları ile yaşamaktadırlar. Bu kötü davranışların Aile içerisinde olmaması gerekmektedir. Dizilerde; Aile içerisinde yaşandığı iddia edilen bu davranışlar; Aile kavramımızı temelden sarsmaktadır. İnsanların, kargaşa ve kaos ortamında yaşamasını, dikte etmektedir. 

Yeni yayın döneminde Tarih içerikli dizileri, yayınları dikkatle izleyeceğiz. En azından yeni neslin Tarihinden haberi olması güzel bir şeydir. Ertuğrul dizisi, bu konuda örnek olmuştur. 

Bazı yapımlarda, hele insanlar istemedikleri ve müsaade etmedikleri halde, onların özeline girmeye çalışmak, onların haberleri olmadan kapıları dinlemek, istemedikleri bilgi ve belgelerini elde etmeye çalışmak, temel yanlışların en büyüğüdür. İnsanlar arasındaki ilişkilerde onulmaz yaralar açılmasına, sebep olmaktadır. Yüce Dinimiz; bu tür hareketleri kesinlikle yasaklamıştır. Çünkü asıl olan insan hayatıdır. Toplumun düzenidir. O nedenle karşılıklı suçlamalarda bile, şahitliğe önem vermiştir. Şahitlik yapacak insanların vasıflarını belirlemiştir. Yalan şahitliğinin bedelinin cehennem olduğunu vurgulamıştır. İnsanlar arası ilişkileri belirleyen hareketlerde eğer bir yanlışlık, kusur, hata var ise; belgelenmesini istemiştir. Çünkü Yüce Yaradan aynı zamanda; bizlere küçük kusurların büyük felaketlere sebep olacağını bildirmektedir. 

İşte toplumun farkında olmadan yaptığı bu kusurlu davranışlar büyük felaketlere yol açmaktadır. Yalancılıkla ortaya atılan bir iftira, farkında olmadan kulak misafiri olduğumuz ve bizim tarafımızdan bilinmesi istenmeyen bir bilginin; toplumda paylaşılması, çekememezlik adına yapılan eylem, insanları küçük düşürmek için, yapılan hatalar ve en önemlisi namus ve haya üzerine yapılan yanlış yorumlar ve kötü düşünceler, getirilmesine sebep olacak davranışlar. İşte bunların hepsi insanı felaketlere sürükleyen küçük söz ve fiillerdir. Rabbimiz; böyle davranışları fitne olarak belirtmiştir. Fitnenin insan öldürmekten daha büyük bir suç olduğunun altını özellikle çizmiştir. 

Bu tür kendi küçük gibi görünen söz ve fiillerden kaçınmalıyız. Aile içerisinde; mahremiyet ifade eden konuları, davranışları; illa da, TV ekranlarında, göstereceğiz, diye bir kural yoktur. Büyük felaketlerin oluşmasına engel olabilmek için; bunlara hem fert olarak hem toplum olarak dikkat etmek zorundayız. Böylece bazı kötü sonuçları engellemiş olabiliriz. Dilimize, davranışımıza, elimize hakim olarak; Sosyal hayatın barış ve huzur içerisinde olması için bunları yapmamız şarttır. Yoksa; bugün şikayetçi olduğumuz Aile içi, Aile dışı; tüm şiddet olaylarını farkında olmadan, destekliyoruz, demektir. Fitne bu kadar ağır bir suçtur. Bunun TV ekranlarında reklamının yapılması, kabul edilemez... 

Bitti?

ÖNCEKİ YAZILARI
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?