Aile Ortamı En Güçlü Ortam Olmalıdır

Orhan Arslan
Orhan Arslan
Aile Ortamı En Güçlü Ortam Olmalıdır
16-11-2020

Kendimizi bildiğimiz günden itibaren, okuduğumuz kitaplardan, aldığımız terbiyeden,  bizi yetiştiren hocalardan ana sütü gibi ilk aldığımız derslerden birisi, Aile terbiyesidir. Ailenin güçlü ve kuvvetli olmasına yönelik telkinlerdir. Aile, Bu Toplumun en kutsal ve değerli varlığıdır, TEMEL TAŞIDIR. Son yıllarda yapılan araştırmalar şu gerçeği ortaya çıkarmaktadır ki; Bizim Toplum birliğimizi ve dirliğimizi istemeyen,  bizi her alanda zayıflatmak isteyen kimi çevreler, Bu Toplumun temeli olan, Aileyi hedef almışlardır. Aileyi yıpratmak adına her türlü olumsuz girişimlerde bulunmaktadırlar. Şu anda Toplumun şikayetçi olduğu tüm konuların altında yatan gerçek, iyi aile terbiyesi alınmaması ve güçlü bir aile temelinin olmamasından kaynaklanmaktadır.

Doğal olarak iyi ve güçlü aile oluşmasını besleyen ana damarlar o, toplumu meydana getiren ortak değerlerdir. Ortak değerleri oluşturan ona bağlı olan terbiye kurumları, eğitim kurumlarıdır, İnanç sistemidir, Milli ve Manevi değerlere bağlılıktır. Eğitim kurumları arasına çevre de eklenebilir. Dünyada en uzun zamanda yetişen ve gelişen insan yavrusudur. Çok basit bir örnekle çocuk hangi dilin konuşulduğu ailede yetişirse hiç zorlanmadan ve herhangi bir eğitime tabi tutulmadan o, dili öğrenir. Siz çocuğa konuştuğunuz dili öğretmek için, ayrıca bir çaba sarf etmezsiniz. Bu örnekten hareketle aynı çocuk güçlü bir aile ortamında, bir, çok davranışı aynen konuştuğu dili öğrendiği gibi öğrenir. Doğru veya yanlış hareketler olduğunun bile farkına varması belirli bir yaştan sonra oluşacaktır. Yani yaptığı hareketlerin doğru diye tanımlandığını, ailesi tarafından yapılmayan ve kendisinin de yapmadığı bazı hareketlerin ise yanlış ve hatalı davranışlar olduğunu bile zamanla öğrenir. Çocuk, gelişim sürecinde Ailesini taklit eder, örnek alır. İşte böyle bir yapılanma, ancak, güçlü Ailede gerçekleşir. Aile,  ortamının arkasından, temiz ve güçlü bir çevre ortamı olması gerçeği ortaya çıkar.

Böyle bir Ailenin oluşması için, Devlet ve çevre bazında da bazı koruma tedbirlerinin alınması gerekmektedir. Bu korunma Devlet bazında, bazen cezayı yaptırımlara da dönüşebilir. Çevre bazında ise daha hafif dışlayıcı, ikaz etmeye dayanan, yapılan hareketlerin hoş karşılanmaması gibi daha hafif yaptırımlarla kendisini göstermelidir. Devlete düşen, Aileyi koruyucu tedbirlerin alınması konusu daha önemlidir. Bugün teknik ilerlemenin ve iletişim imkanlarının çoğaldığı ortamlarda, Devletin Aileyi korumaya yönelik yaptırım ve denetimlerinin daha sıkı ve denetleyici olması lazımdır. Maddi ve Manevi destek ile hep yanında olmalıdır. Aile temel ihtiyaçları bakımından kimseye muhtaç edilmemelidir. Tek muhtaç olacağı kapı, Devlet olmalıdır. Devlet bir baba sıcaklığı, korumacılığı,  sahip çıkması ile hep Ailenin yanında olmak zorundadır. Çünkü Devletin temel direği ailedir.

Bu arada Ailenin bir parçası olan, çalışan kadın açısından eğer annelik görevi var ise, Devlet tarafından koruyucu bir kalkan ile kuşatılmalıdır. Esnek çalışma ortamı, ücretsiz izinler, yarım gün mesai yapmak ayrıcalığı, erken emeklilik seçeneği, çalışma süresine göre, az da olsa; Devlet tarafından geliri olan bir konumda olması gerekir, Sosyal yardımlar, sağlık sigortası vaz geçilmeyen temel haklardır. İşte o zaman Anne, yuvasını korur ve kollar? Boşa dememişler, yuvayı dişi kuş kurar, diye?

Daha sonra çevrenin etkisi kendini göstermeye başlar. Çocuk, Aile ortamından yavaş, yavaş çıkarak çevre ortamı ile tanışmaya başlar. Siz, eğer çevrede Aile terbiye ortamının devamını sağlayacak tedbirleri almazsanız, ilerleyen zamanlarda alacağınız polisiye tedbirler yetersiz kalacaktır.  Çevre açısından nedir o, tedbirler? Aile terbiyesinin devamında Okul devreye girer. İlerleyen yaşlarda Devlet tüm resmi kurumları ile bu terbiye etmenin, bireyin yetişmesinin ana faktörü olarak devreye girmelidir. Okul çağında da olsa, Devlet eğitim sistemini o kadar güzel düzenlemelidir ki, bunun içerisinde Vatan ve Millet sevgisi, inancına bağlı olmak gibi, Manevi gıdalar ile donatılmış olması şarttır.  Örnek bir birey olarak toplumda yer almasını gerektiren, tüm olumlu davranışların yetişen gence kazandırıldığı yerler olmak zorundadır. Okulların böyle bir misyonu üzerine alması şarttır. Yani güzel ve iyi davranışlar örneklerle tanıtılmalı ve uygulamalı hale getirilmelidir.

Hatta bu örneklerin tanıtıldığı, uygulandığı tanıtım reklamları, kısa metrajlı filmleri sürekli yayınlanmalıdır. Uzun vadede Güçlü aile bağlarını yansıtan içeriğinde hep olumlu örneklerin işlendiği, dizi ve sinema filmleri devreye girilmelidir. Devlet TRT Kurumu,  TV bu tür yayınların yapıldığı özel bir kanalı devreye sokmalıdır. Bugün en iyi öğreticilik görevini görsel medya üzerine almıştır. Kısacası Devlet tüm imkanları ile iyi ve güzel, mutlu aile tanıtımlarının yapıldığı çalışmalara destek vermelidir. Bütün bunlarda ana fikir Vatan ve Miller sevgisi, İnanç ve imanı güçlendiren Milli ve Manevi değerlere bağlı, yapımlar olmalıdır. Bu yapımlar toplumun tüm katmanlarının anlayacağı bir dil ile fazla abartıya kapılmadan sade ve net olarak anlaşılır, yapımlar olması gerekir. Çünkü bu yapımların takipçisi toplumdaki herkes olacaktır. İyi ve güzel örneklerle Aile yapısına destek verilecektir.

Devam edecek?

ÖNCEKİ YAZILARI
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?