Çanakkale Geçilmez

Orhan Arslan
Orhan Arslan
Çanakkale Geçilmez
21-03-2019

Çanakkale savaşlarının 104. yıl dönümünün idrak edilmesine, günler kala; bu topraklara savaşmak için, gelen; bir neslin torununun Müslümanlara yönelik saldırısı gayet dikkat çekicidir. Kin bitmemiştir. Tarihçilerin deyimi ile;´´ Batı İstanbul´un fethini ve Ayasofya´yı, asla unutmamışlardır.´´ Bu kin ve nefreti, yeni yetişen nesillere de; aşılamaktadırlar. Bu saldırı onun net bir tespitidir. Sahte barış mesajlarının altında yatan gerçeği, görmeliyiz. Katilin yayınladığı iddia edilen bildiri; düzenli bir şeklide hazırlanmış;  bir anlamda, dünya Hıristiyanlarını bilgilendirme; niteliğini taşımaktadır. Haçlı seferlerine vurgu yapılmaktadır.

Bundan tam 104 yıl önce;

Dünya devletlerinin birbirini boğazlamaya karar verdiği birinci Dünya savaşı acımasızca devam ederken; birden bire tüm silahların Osmanlı İmparatorluğuna çevrildiğini görüyoruz. Oynanan oyunun bir perdesi midir? O sayede hedef, Osmanlı mıdır? bilinmez... Amma; hedef Osmanlı devletinin yıkımı ve İslam dininin yok olmasına yönelik, bir çabadır.  Onu tarih zamanla gösterecektir. Bu Milletin en büyük düşmanı olan İngilizlerin, o savaş sırasında Osmanlıya vurmak istedikleri en büyük darbedir. Ancak, olaylar onların istediği gibi gerçekleşmemiştir. Bitti, eridi, denen Osmanlı ordusu seferberlik ilan ederek; İngilizlerin kumandasındaki güçlere karşı tarihe geçecek ve her zaman anılacak bir zafer gerçekleştirmiştir.

O günün şartlarında zor bir savaştır. Osmanlıya ve onun yanında İslam´a karşı olan kinlerini haçlı seferlerinden beri bir türlü zafere ulaştıramayan güçler; tüm varlıkları ile Osmanlıyı; Kafkasya´dan başlayan, Kuzey Afrika´dan, Balkanlardan, Suriye, Irak, Mısır üzerinden cepheler açarak; her alanda savaşa zorlamıştır. Ancak, böyle bir amaç, uğruna; Dünya devletlerinin bir araya gelerek tüm Teknik ve silah güçlerini birleştirerek bu savaşı, Osmanlıya karşı kazanmanın planlarını yapmışlardır. Sonunda Osmanlı diye bir devlet kalmayacak, bu sayede de İslam büyük zarar görmüş olacaktı. Hesapları bu idi. Tabiri caiz ise; yedi düvele karşı savaşmıştır. Osmanlı topraklarının yer altı ve yer üstü zenginlikleri; iştahlarını kabartıyordu. O nedenle; O, toprakların kendi kontrollerine geçmesi gerekmekte idi. Bu amaçla; yerli iş birlikçileri yetiştirmeyi;  amaç edindiler. Onlar dışarıdan, iş birlikçiler içeriden; amaçlarına ulaşmak için, çalıştılar. Bazı yerlerde, bazı topraklarda başardılar...

Batılı güçler açısından; Bir-çok cephede düşmana karşı yıpratılan ordu; artık Çanakkale´ yi de savunacak durumda değildir, imajı gerçekleşmiştir.  İşte O zaman; var güçleri ile oraya saldırmaya ve asıl hedef olan İstanbul´ u fethetmeye karar vermişlerdi. Çünkü İstanbul fetih edildiğinden beri; hala Batı Dünyasının bu şehrin tekrar alınmasına dair olan idealleri devam etmekte idi. Bütün cephelerde yıpratıldığına inanılan Osmanlı´ya; BU SAVAŞLA SON DARBE VURULACAK, İstanbul tekrar alınacaktı.

Bitti, eridi denen Osmanlı bitmediğini ve erimediğini tüm Dünyaya; bir kez daha uğrunda yüz binlerce şehit vererek ispat etti. Ecdadının emanetini düşmana teslim etmemek uğruna tarihe geçecek bir destan yazdı. Belki de; Batılıların yapmış olduğu en büyük hatalardan biri idi. İstanbul´ u tekrar almak girişimi. Bu hatayı ağır bir bedelle ödediler. Savaş sonrası İngiltere kendine bağlı olan sömürgelerinden bazılarını kaybetti. En önemlisi hasta adam dedikleri ordu karşısında; kaybolan itibarları kolay, kolay yerine gelmedi. O nedenle Sezai Karakoç beyin bir değerlendirmesi var onu hatırlatalım. Birinci Dünya savaşı İslam´ a ve Osmanlıya karşı yaptıkları bir ortak girişimdir. İkinci Dünya savaşı Allah´ın onlara verdiği bir beladır. HALA, İKİNCİ DÜNYA SAVAŞINDA; KAÇ MİLYON İNSANIN ÖLDÜĞÜNÜN BİLİNMEDİĞİNİ HATIRLATALIM.

ÇANAKKALE savaşının, o nedenle Tarihimizdeki yeri hep ayrıdır. İstanbul ´u kurtarmanın ve aynı zamanda; Müslüman ülkelerin tekrar diriliş sürecine girmesinin başlangıcıdır. Dünya Devletleri de bilmektedirler ki; İstanbul paylaşılamayacak bir hazinedir. Bundan dolayı; Rusya, uzak doğu ülkeleri ve bu savaşta kendi yararını görmeyen ülkeler; bir-kaç sene sonra İngiliz´ lerin gelip İstanbul´ u işgal etme girişimlerinden rahatsız olmuşlardır. Hele Rusya´ daki Bolşevik ihtilali neticesinde, iktidara gelenler; daha da sert tepki koymuşlardır. Anadolu´ nun, paylaşımı yeniden Türk Devletinin dirilmesi ve kuvvetlenmesi anlamına geleceği için; yapılan savaşlar neticesinde fazla ısrarcı olamamışlardır. Anadolu bağımsızlık savaşları bunun en güzel örnekleridir.

Yapılan bu savaş Türk Devletinin ölmediğini gerektiğinde nasıl bir güçlü yapı ile ortaya çıkacağının belirlenmesidir. O, güç; Vatan ve Millet sevgisidir, Allah ve Peygamber aşkıdır. Bağımsız ve hür yaşama alışkanlığıdır. İşte bu manevi güçler; bir anda Anadolu insanını motive etmiştir.

İngilizler hayatlarında bir daha kolay, kolay göremeyecekleri bir yenilgi almışlardır. Kendi sömürgelerinden getirdikleri; Müslüman askerleri bile; bu cephede kullanmaya kalkmışlardır.  O, nedenle hala onun bedelini ödettirmeye çalışıyorlar.

Burada asıl üzücü olan taraf; Aynı İngilizlerin, Çanakkale savaşından sonra; Zamanın Devlet yöneticilerinin zayıflığından faydalanarak; İstanbul´u işgal etmeleridir. Tarihin sayfalarına; kara leke olarak yazılan bu işgal yılları; Osmanlının son döneminin hüzün yıllarıdır.

İngiliz düşmanlığı tarih boyu, devam etmiştir. Devam edecektir. Tüm nesillerimizin bu konuda; uyanık olması gerekir.

104. Yılını kutladığımız bu savaşın izleri; hala Çanakkale siperlerinde, şehitliklerinde; tazeliğini korumaktadır. Her Türk gencinin bu yaşanmışlıkları; yerinde görmesi, Onun Tarih bilincini geliştirecektir.

Bu nedenle, her yıl Ülkemizin değişik illerinden ziyaret turları düzenlenmektedir. Bence, bu turlara en fazla gençlerin yönlendirilmesi, gerekir.

Evet, Boğazdaki bir uyarıyı hatırlatalım. 

Necmettin Halil Onan şiiri;

 

Dur yolcu! Bilmeden gelip bastığın

Bu toprak, bir devrin battığı yerdir.

Eğil de kulak ver, bu sessiz yığın

Bir vatan kalbinin attığı yerdir.

ÖNCEKİ YAZILARI
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?