Sadece Gerçekler

Orhan Arslan
Orhan Arslan
Sadece Gerçekler
12-08-2020

Ben 60 yaşındayım. Benim yaşıtlarım çocukluk ve gençliğimizde karnımızı doyurmak için ekmeği yiyeceğimize katık etmek zorundaydık. Bu gün ekmek yemeyi bırakamıyoruz. Kilolu oluşumuz da bu yüzden.

CHP´li, Ecevit´li dönemlerde Sanayağ´dan iki tane alabilmek için -30 derecede günlerce kuyrukta beklerdik. Çoğu zaman sıra bize gelince yağ biterdi. Yağdan çıkar, tüp kuyruğuna girerdik. Ders yapacaksın elektrik yok, yıkanacaksın su yok. Hemen hemen her evde veresiye defteri vardı. O defterin aynısı bakkalda. Hiç harçlığımız olmadı. Kimi zaman simit paramızı Ecevit´e tebeşir parası verdik. Evden okula az mı odun taşıdık. Zeytini küçük fişeklerde 100 bilemedin 200 gram alırdık. Bir zeytini bir seferde ağzımıza attığımız zaman gözümüzün içine bakarlardı. Leblebi gibi tek seferde atmak yok, minimum dört lokmada yiyeceksin. Esirgediklerinden değil. Çünkü yoktu, idare etmek gerek. Bir yumurta dörde bölünür, payına çeyrek düşerdi. Şimdiki çocuklarda kimi yumurtanın sarısını, kimi beyazını yemiyor. Kimi peyniri yumuşak diye, kimi de sert diye beğenmiyor. On dikiş olan çorap ve altı delik ayakkabılarla okula gitmek için her gün 6 km yol alırdık. Şimdiki çocukların servis minübüsüne adım atacak dermanı yok. Çünkü zorluk nedir görmediler. Daha yirmi yıl önce bu ülkede 2000´li yıllarda bakamaz diye memura kız, ödeyemez diye kiralık ev vermezlerdi. Memurun karısı şimdi maydanoz almaya arabasıyla gidiyor. Çoğumuz ailece bir lokantaya hiç gidemedik. Babalarımızın lokantaya götürecek parası hiç olmadı. Şimdi AVM´ler de 24 liralık makarna için kuyruk var.2000 yılında biri bize yakında uçağa bineceksiniz dese, bizimle matah geçiyor diye yarım saat döverdik. Otobüste ön koltukta yer bulup seyahat edebilmek lüks idi. Ona bile adam lazımdı. 2000 yılında Doğan SLX binen "Oğlum ben senin gibi eşeğe binmiyorum" deyip Şahin´i küçümserdi. 2000 yılında 7 milyon olan araba sayısı 26 milyona çıkmış. Şimdi çoğunun altında 200 binlik araba, elindeki 5 binlik telefonla ülkede kriz var yazıyor. Hemen hemen herkesin evi de var, arabası da... Şimdi adam havalimanında beklemeye sıkıldığı için bir evden iki arabayla tatile gidiyor. Öyle ya, sosyetik olduk, gittiğimiz yerde yürümemeli. Bu ülkede Ecevit denen adam 2000 yılında 750 bin doları İzmir´in bir köyü kadar olan Lüksemburg´tan sadaka olarak almıştı. Şimdi 750 milyar dolarlık işleri beğeniyoruz. Bu ülkede 2000 yılı Kurban Bayramı´nda Ecevit, emeklilere maaş bile ödeyemediği. Bari harçlık ver, cebimizde çay parası olsun dediklerinde onu bile vermemişti. Şimdi cebine iki tane emekli ikramiyesi koyan abim Ecevit´e övgüler düzüp, hükümete sövüyor. Adamlar haklı. Çünkü bu millet Menderes, Özal, Erbakan, Muhsin, Tayyip gibi kim hizmet ettiyse, midesine kim sıcak çorba koyduysa yerden yere vurmuş; her geldiklerinde veya hükümet ortağı olduklarında millete kan kusturan İnönü, Ecevit gibi adamlara aşık olmuş bir millet. (Alıntı)

 

 

ÖNCEKİ YAZILARI
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?