Üniversitelerde Yeni Öğretim Yılı Başladı

Orhan Arslan
Orhan Arslan
Üniversitelerde  Yeni  Öğretim Yılı Başladı
21-09-2020

Geniş çerçeveden baktığımız zaman; Üniversite eğitim süreci, insanları israfa yönelten bir gerçek olarak, ortada durmaktadır. Plansız yapılan atılımlar, bu olumsuzluğu körüklemektedir. Üniversite eğitimi; bir ideal öğretim süreci olmaktan çıkmıştır. Öğrenciler, örgün eğitimde bir bölüm olsun da hangisi olursa, olsun, mantığı ile okul seçmektedirler. Amaç, istikbali kazanmak adına; yapılan bir eylem değildir. Üniversite kapısından içeri girmektir. O kadar... 

Amaç bu olunca; bu eğitim sürecinde geçen zamanın değerlendirilmesi de genellikle israf edilen zaman dilimine dahil edilebilir. Doğal olanı, eğer bir meslek sahibi olmak ise; kimi iki yıllık okullarla bu temin edilmektedir. Onlar daha kolay, daha çabuk iş bulmaktadırlar. Hatta bazı ara elemanlar, bu işin yüksek okulunu okumuş adamlardan daha fazla ücret almaktadırlar. Hayata da kısa yoldan atılmaktadırlar. 

Böylece, bu mantıkla örgün öğretime başlayan genç kardeşimiz; Üniversite yıllarını kendisine verilmiş özgürlük yılları olarak, kabul edip; bu zamanı boş ve anlamsız şeylerle değerlendirmenin peşine düşmektedir. İlim öğrenmek yerine; daha çok sosyal hayatın içerisinde, eğlence tarafına yönelik kapıları aşındırmaktadır. Sinemalar, kafeler, oyun salonları... beyhude geçen zaman... En büyük israf; Gençliğin yaptığı israftır. 

Çeşitli şekillerde Üniversitelerde okuyan gençlere yönelik yapılan söyleşilerde;  bu gerçeği görebiliriz. Öğrenciler kazandıkları Üniversitelerde; öğretim elemanı eksikliğinden değil, öğretim elemanlarının yetersiz olduğundan değil; Üniversitelerin fiziki şartlarının eksikliğinden değil, bulundukları ortamlardaki sosyal hayatı tanzim eden, mekanların eksikliğinden şikayetçi olmaktadırlar. Yani zamanı israf etmenin, parayı israf etmenin,  zekayı israf etmenin, peşindedir.   Her alanda, her bakımdan, Kontrolsüz bir hayat tarzı;  daha cazip olarak, sunulmaktadır. Böyle bir hayat özleminin getirdiği sıkıntılar, ortadadır. 

Bu asla kabul edilecek bir durum değildir? 

Üniversite öğrenimi Ülkemizde iş bulmak için bir basmak olarak kabul edildiği müddetçe, Eğitim, öğretim alanında ilerlememiz mümkün değildir. Üniversitelerimizin başarı durumları ortadadır. 

Devlet Üniversiteye yerleştirdiği öğrenciyi maddi açıdan kimseye muhtaç etmemelidir. Barınma, yeme içme, harçlık, konusunda sıkıntı çeken gençler, bunun karşılığı olan maddi imkanı kısacası parayı elde etmek adına yanlış yollara başvurmaktadırlar. Yahut zararlı örgütlerin, terör yandaşı örgütlenmelerin eline düşmektedirler. Böylece devlete yararlı bir insan olmak için başladığı yolculuk, Onu zamanla amansız bir Vatan hainine dönüştürmektedir.  ABD´ de bile başarılı öğrencilere burs veren büyük sermaye kuruluşlarının, başarılı öğrenciler mezun olduktan sonra, burs aldıkları sermaye çevrelerinin mecburen eline düşmektedirler. Eğer başarılı bir insan ise, ona sermaye çevrelerinin belirlediği iş alanlarından başka iş alanlarına yönelmesine izin verilmemektedir. Bunu ayrıca belirtelim istedim. Bir nevi köleleri olmaktadırlar.

 

Dikkat ederseniz, Ucu Vatan hainliğine kadar uzanan yolculuğun başlangıcı genelde, üniversite eğitimi ile başlar. Bir nevi Devlet, böyle öğrenciler aracılığı ile kendi ayağına kurşun sıkmaktadır? 

Üniversitelerin öğrenime başlayacağı şu günlerde bu gerçekleri göz önünde bulundurmamız gerekir?  Devlet olarak, ona göre tedbirler almak zorundayız...

 

ÖNCEKİ YAZILARI
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?