Bu Hafta Ekonomi Üzerine Konuşalım

Değerli dostlarım;

Ekonomi dendiğinde ilk akla gelen üretimdir. Bir ülkede üretim yoksa ekonomiyi dengede tutmak mümkün değildir. Cumhuriyet tarihinin ilk yıllarında Mustafa Kemal Atatürk bütün imkânsızlıklara rağmen savaştan yeni çıkmış bir ülke 1923 yılı ile 1938 yılına kadar akıllara durgunluk verecek bir fabrikalaşma dönemi yaşanmıştır.

Okuduğum ve bilgim kadarıyla 48 fabrika hizmete sunulmuştur. Atatürk’ten sonra gelen siyasilerde bu ülke için ciddi anlamda iş alanları fabrikalar kurarak ekonomiye katkı sağlamışlardır. Bunları detaylı olarak saymaktan ziyade hangi ile baksak üretimlerini görürdük. Taki 1984 ANAP iktidarı sürecinde özelleştirme ile laçkalaşmış olan çalışma sistemine bir ciddiyet getirilerek çalışanların sayıları düşürülmüş verimlilik yani iş hacmi artmıştır.

Hatalar veya yanlışlar olmuş mudur Elbette vardır, ancak çalışılmayan yerlerde hata veya yanlış olmaz. Çalışma varsa güzelliği ve yanlışlığı ile telafisi sağlanır. Üretim olmadan birikimleri satarak ne ülke ayakta durur, ne de ekonomi düzelir. Buradan yola çıkarak günümüz iktidarının himmetlerine gelmek istiyorum.

Hizmet yapmış mıdır Elbette yapmıştır. Yapmamış denirse haksızlık olur. Nasıl hizmet yapılmıştır. Taa Atatürk döneminde yapılanları ve ondan sonra yapılanları satarak ciddi hizmetler yapılmıştır. Allah razı olsun, bu ülkeye hizmeti geçenlerden. Ülkede satılacak bir şeyler kalmayınca her şeyimiz ithal olunca ekonomik sıkıntılar başlamıştır.

Bunu görmeyen iktidar ve yandaşları dış güçlerin oyunları diyerek basit savunmalar yapmışlardır. Tek kişi otoritesi hakim kılınmış insanları doğru olanı konuşamaz hale getirmişlerdir. Piyasa zamları altın ve döviz, inşaat sektörü gelen zamlardan dolayı icralar artmış. Çek ve senetler ödenemez duruma gelmiştir. Kim derse ki bunlar doğru değil. Ya siyaseti bilmiyor veya birilerine şirin görünme gayreti içerisindedirler.

Farklı bakmak istersek bozuk saat bile günde iki defa doğruyu gösterir. Ben herkesin doğrusuna doğru yanlışına yanlış diyebilecek siyasetin içinde büyüdüm. Benim ilk liderim rahmetli Alparslan Türkeş, sonraki liderim rahmetli Muhsin Yazıcıoğlu’dur. Doğrularla büyüdük, sözlerimizde kasıt olmaz. Sadece tatlı eleştirilerimiz olur ki karşımızdaki insanlar kendilerini gözden geçirsinler diye.

Hatta Sayın Muhsin Yazıcıoğlu derdi ki beni eleştirenler beni sevenler derdi. Eleştirileri hoş karşılayan insanlar kolay kolay yanlış yapmazlar. İnsanların ötekileştirilmesiyle ne hizmet olur ne terör biter ne de ekonomi çözüme kavuşur.

Bu ülke bizim bir çakıl taşı için şahsımda dahil milyonlarca inşalarımız hayatlarını ortaya koyacak durumdadırlar. Böyle olunca sağcısı, solcusu, sünnisi, alevisi, kürdi, çerkezi vs. Bu ülkenin vazgeçilmez güzellikleridir. Yani HEPİMİZ AYNI KİLİMİN DESENLERİYİZ. Bu desenler olmazsa kilimin değeri kalmaz. Durumlara böyle baktığımızda herkesi güzel görebiliriz.

Ne diyor şair güzel bakan güzel görür. Diğer bir ifadeyle ağlayabilseydin anlayabilirdin deyimiyle her şey anlamanın ve görmenin gerçek anlamını ortaya koymaktadır. Eskilerin deyimiyle HAZIRA DAĞ DAYANMAZ. Sözünün günümüzde bariz bir şekilde ortaya koymuşlardır. Yapılan zamlarla ve vergilerle ekonominin düzelmesini bekleyenlerin ne kadar yanlış içerisinde olduklarını görmeleri gerekir. Haftaya buluşmak ümidiyle cumhuriyet şehri Sivas’tan sevgilerimle mutlu kalın.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Arşivi