USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

Sen Hakkını Helal Eyle

01-12-2020

Hastamın reçetesini verdim ve geçmiş olsun dileklerimle kapıya kadar kendisine eşlik ettim. Sonra masama geri döndüm ve bilgisayar ekranımın sağ tarafındaki ?bekleyen hasta? listesinden sıradaki hastayı çağıracaktım ki içeriye nur yüzlü bir amca girdi.

?Müsaade var mı evladım?? dedi.

İsmini sordum, Osman dedi. Listeye baktım Osman amca ikinci sıradaydı. İlk sırada Cansu isminde bir kız vardı. Cansu´yu bekletip yaşının vermiş olduğu ayrıcalık dolayısıyla Osman amcayı içeri almaya karar verdim. Osman amca 65-70 yaşlarında, çenesinden üç-dört parmak kadar aşağı sarkan beyaz sakalları olan ve çok kibar konuşan tam bir Sivas beyefendisi profili çiziyordu.

?Buyur Osman amca seni dinliyorum?

?Kan vermek istiyorum. Bütün her şeyime baktırmak istiyorum. Kolesterol, şeker, tansiyon, nabız? Vermişken her şeyime bakılsa iyi olur.? Tabi şeker tahlilini duyar duymaz gayr-ı ihtiyari;

?Aç mısın Osman amca?? deyiverdim.

?Sağ ol evladım şimdi yedim de geldim.?

?Yok, Osman amca onun için demiyorum, açlık şekerine bakacağız ya o yüzden sordum?

?Haaa açım evet. Dün akşamki yediğimleyim, tahlil veririm diye kahvaltı yapmadım?

Osman amcanın tahlil istemini yaptım ve kan vermesini tembihleyerek gönderdim.

?Cansu Hanım gelebilir? diye seslendim. İçeriye, elinde içi ilaç kutusu dolu, beyaz bir poşet olan ve iki büklüm yürüyen bir nine girdi.

?Tamam, nine sen gel hadi neyse? dedim.

Kulaklarının çok da işitmediği belli olan nine, karşımdaki sandalyeye oturdu ve başladı dert yanmaya;

?Vay sen var olasın doktor oğlum. Bak hemen sıram gelince çağırdın beni. Bazı yerlerde giren çıkan belli olmuyor. Bir şey soracağım diye içeri giren geri çıkmıyor. Ben sırası gelmeden birini çağıranlara asla hakkımı helal etmem.?

Sohbetin uzamasına izin vermeden, Cansu´yu da daha fazla bekletmeden ninenin sözünü kesmek zorunda kaldım;

?İsminiz nedir ninecim??

?Cansu Kırmızıgül??

******

Paltomu giydim çantamı aldım ve çıktım. Mesai çoktan bitmişti ama ben hala Cansu nineyi düşünüyordum. Ondan sonraki hastayı ondan önce çağırarak hakkını yemiş olduğumu itiraf edemedim. Eve gitmeyi hiç istemiyordum. Düşünceler içinde yürürken Ulu Cami´ye kadar geldiğimi fark ettim. İyiden iyiye bunalmıştım. Kendimi cami avlusuna bırakıp kaçmak istedim ama çok üşüdüm bırakamadım. Camiye girdim. İmam efendi ve cemaat secdedeydi. Bu aşamada namaza dâhil olabilmek için geç kağıdı almam gerekiyor muydu gerekmiyor muydu diye düşündüğüm esnada selam verildi. İmam efendi siyah cübbesi ve beyaz kavuğu ile yanıma doğru yaklaşırken içimden süphanekeyi okuyordum. Birden oku derse son bir tekrar yapmakta fayda vardı. Neyse ki sormadı. Allah kabul etsin mübarek dedi. Kılınmayan namaz kabul ediliyor mu ki deyince tam beni tersleyecekti ki ben tekrar söze girdim:

?Hocam ben bugün kul hakkı yedim ne yapmam lazım???

Beni kul hak burun boğaza sevk etti. Sanırım pratisyen imamdı.

Böyle kendimi helak etmektense Cansu nineyi arayıp haramı helal etmeye karar verdim. Bilgisayarımdaki sistemden Cansu ninenin telefonunu buldum ve çaldırıp kapattım. Cansu nine geri dönmedi. Kontör benden gitsin deyip tekrar aradım. Genç bir ses açtı telefonu.

?Cansu nineyle görüşebilir miyim? Ben kendisinin doktoruyum?

?Ben torunuyum onun. İsmim Münevver?

?Siz Cansu nineyle birbirinizin isimlerini değiştirmiş olabilir misiniz??

?Ninemin artık sizinle işi olmaz?

?Ama Münevver Hanım çok özür dilerim. Olayı bu kadar büyütmeye ne gerek var. Ben ondan sonraki hastayı yanlışlıkla içeri aldım.?

?Ne diyorsunuz anlamadım ama ninem öldü. O yüzden doktorla işi kalmadı.?

Helallik istemeye yetişemedim. Şimdi ben deli divane, mecnun... Cansu nine uzaklardaki köyünde, metfun? Ne yapsam nereye gitsem, aklım bedenime hâkim mi? Cansu nineyi bulup helalleşmeden gittiğim yol müstakim mi?

(Hikâye büyük çoğunlukla kurgudur?)

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?