Milletimizin ve devletimizin itibarı ne ile artar

Yöneticilerimize göre; ''İhtişamlı bin yüz elli odalı Sarayla'' devletimizin ve milletimizin itibarı artıyormuş. Acaba gelişmiş ülkelerde devletlerin ve milletlerin itibarı saraylarla mı artıyor

Başbakanlığa bağlı TUİK'in verilerine göre ülkemizde dört kişilik bir ailenin açlık sınırı 1300TL, yoksulluk sınırı 3900TL. Yani ülkemizde yaşayan on milyon emeklinin yaklaşık sekiz milyonu ve asgari ücretliler açlık sınırının altında maaş alıyor.

Öğretmenler dahil memurların büyük bir kısmı ise başbakanlığa bağlı kurumun verilerine göre yoksulluk sınırının altında maaş alıyorlar.

Yine ülkemizde üniversite mezunu her üç gençten ikisi işsiz.

Boşanmalar adeta patladı ve mahkemelerde dava dosyaları raflara sığmıyor. İcralık vatandaşların sayısı on kat arttı

0n üç yıl önce emekli olan bir öğretmen aldığı ikramiye ile makul ölçülerde bir daire alabiliyordu, şimdi o dairenin ancak balkonunu alabilecek ikramiye alabiliyor.

Bunları söyleyenlere, yöneticilerimiz çok pahalı araç kuyruklarından milyon dolarlara-avrolara satılan dairelerden bahsediyorlar. Doğru Türkiye'nin dolar milyarderi sayısı Almanya, Fransa, İngiltere, Japonya'daki dolar milyarderi sayısını üçe katladı. Ama Türkiye'de refah tabana yayılmadı, bazıları servetine servet kattı.

Gelişmiş ülkeler dik duran bir limona benzerler. Limonun altındaki, üstündeki iki ucu zenginleri ve fakirleri temsil eder. Gelişmiş ülkelerde limonun uçları gibi zengin de azdır, fakirde azdır. Orta kısım yani limonun gövdesi eşit orta kısmı gösterir.

Türkiye limona benzemeyi bırakın dik duran papyon kravata benziyor. Papyon kravatta orta kısım yok, iki ucu büyük. Yani Türkiye'de zenginler ve açlık sınırındaki fakirler çoğalıyor. Dik duran papyon kravat gibi. Böyle bir ülke varlığını devam ettiremez. Nasıl olurda bizdeki dolar milyarderi sayısı Japon dolar milyarderi sayını üçe katlar Bu sağlıklı bir yapı mıdır

ÜLKEMİZDEKİ MİLYONLARCA İŞSİZ ÜNİVERSİTE MEZUNUNA İŞ VERMEK, EMEKLİSİNE, ÇALIŞANINA İNSANCA YAŞAYACAK ÜCRET VERMEK Mİ ÜLKEMİZİN İTİBARINI ARTIRIR, YOKSA ÇOK İHTİŞAMLI SARAY YAPMAK MI

İslam tarihinde Ebu Zer, Muaviye'ye; ''Eğer bu sarayı milletin parasıyla yaptıysan haram, kendi paranla yaptıysan israftır'' der.

Peygamberimiz; ''Irmakta bile abdest alsanız israf etmeyin'' buyurur. Allah; ''Yiyiniz, içiniz israf etmeyiniz. Allah israf edenleri sevmez'' buyurmaktadır.

Atamız Şeyh Edebalı; ''İnsanı yaşat ki devlet yaşasın'' sözlerini kullananlar, on üç yıldır vatandaşlarımızı insanca yaşatacak refahı sağlamayı unuttular.

Yiyecek bulamadığı için torunlarına tencereye koyduğu taşları kaynatarak torunlarını avutup uyutmaya çalışan babaanneye, Halife Ömer; '' Halife senin durumunu nereden bilsin'' dediği zaman yaşlı kadın; ''Madem bilemeyecektin niçin halife oldun'' der.

Hz. Ali, Halife Ömer'e '' Niçin namaza mescide gelmediğini'' sorar. Halife Ömer; ''Gömleğim yıkanmıştı, giyecek başka kıyafetim olmadığı için dışarı çıkamadım'' der.

''Fırat'ın üzerindeki köprüdeki çukura ayağı takılan keçinin bile hesabını Halife Ömer'den sorarlar'' anlayışına dönmemiz gerek mi yor mu

Selam olsun Peygamberimiz ve sahabelerini örnek alanlara.