Minarenin yıkılması halinde bir bomba etkisi yaratarak çevresine büyük zarar verebileceği belirtilirken, bu bir tarihin de yok olması anlamına geliyor.
ERSAN ARSLAN
Sivas’ın yaşayan tarihi merkez Ulu Camii’nin eğik minaresindeki deformasyonlar devam ediyor. Cami inşasından sonra yapıldığı tahmin edilen ve yaklaşık 800 yıllık bir geçmişe sahip olduğu bilinen tarihi minare, yüzyıllara meydan okuyarak varlığını korusa da, yıpranmış ve yorgun görüntüsü ile korkutuyor.
Minarenin gövde kısmında meydana gelen yıpranmalar her geçen gün artarken, minarenin kurtarılmasına yönelik Sivas Vakıflar Bölge Müdürlüğü koordinatörlüğünde yürütülen çalışmaların hızlandırılması bekleniyor.
Tuğla gövdeli minarenin son günlerde bazı bölümlerindeki yıpranmaların arttığı ileri sürülürken, minarenin dip kısımlarındaki dökülen bölümler endişe uyandırıyor. Objektiflerimize yansıyan fotoğraf kareleri minaredeki yıpranmanın boyutlarını gözler önüne seriyor.
BERLUCHİ İNCELEME YAPMIŞTI
Sivas Vakıflar Bölge Müdürlüğü, Vakıflar Genel Müdürlüğü’nün de yakından takip ettiği bir çalışma yürütüyor. Tarihi Minare’nin kurtarılması için yürütülen çalışmalar kapsamında daha önce hazırlanan iki ayrı proje uygulanabilme ihtimali çok zayıf olduğu için rafa kaldırılırken, yeni bir proje hazırlanması için harekete geçilmişti.
Bu kapsamda dünyaca ünlü mimar İtalya Nicola Berluchi yardımcısı ile birilikte Sivas’a gelerek tarihi minare ve çevresinde incelemede bulunmuştu.
Berluchi ile birlikte Sivas’a gelen Vakıflar Genel Müdür Yardımcısı Ali Hürata, gazetemize yaptığı değerlendirmede, Ulu Camii’nin eğik minaresinin kurtarılması için alanında uzman olan isimlerin yapacağı inceleme ve sunacağı raporlar doğrultusunda hareket edeceklerini belirtmişti.
Hürata; ‘Buradaki araştırma ve inceleme çalışmalarından, İtalyan uzmanların bize sunacakları, rapor ve önerilerden sonra ve değerli hocalarımızın katkıları ve onlardan alacağımız görüşler doğrultusunda Ulu Camii’nin minaresine nasıl bir müdahalede bulunacağımızı belirleyeceğiz. Önce gündeme gelen öneriler, halatlarla germe çekme gibiydi. Bunlar pek itibar görmedi. Restorasyonda önemli olan şu, minimum müdahale, maksimum koruma. Biz ne kadar az müdahale edebilirsek o kadar iyi oluyor. Biz bunu yapabiliyorsak doğru bir şey yapıyoruz demektir. O açıdan gelen öneri, proje ve teklifleri ince eleyip sık dokuyoruz. Önü arkası, ne getirir düşüncesi ile bütün çabamız yapıya ilişkin bilinmeyenleri ortaya çıkarma noktasında’ ifadelerini kullanmıştı.
BİR FELAKET YAŞANABİLİR
Yaşanan bu gelişmelerin ardından somut bir adım atılmadığını ve ne tür bir çalışma yapılacağını merak ettiklerini belirten Sivaslı vatandaşlar, caminin minaresinin kurtarılmasına yönelik kağıt üzerindeki çalışmaların hızlandırılarak, biran önce gereken müdahalelerin başlatılması gerektiğini düşünüyor.
Sivas’ın en merkezi yerinde bulunan tarihi camiin gerek çevresindeki araç ve yaya trafiğindeki yoğunluk gerekse camiinin yoğunluğu göz önüne alındığında minarede meydana gelebilecek bir yıkılma durumunda telafisi mümkün olmayacak hasarların ortaya çıkabileceğini belirten vatandaşlar, ‘Sayın Vakıflar Bölge Müdürümüzün gayretlerini biliyor ve takip ediyoruz. Bu sürece Sivas Milletvekillerimiz, bakanımız ve diğer bürokratlarımız da katkı sağlamalı. Biran önce bu minarenin kurtarılması gerektiğini düşünüyoruz. Allah korusun, minare yıkılırsa hem bir tarihimiz yok olur hem de yüzlerce insan canından olabilir.’ şeklinde görüşlerini dile getirdi.
