BU KADAR GERİLİM YETER

Orhan Arslan
Orhan Arslan
BU KADAR GERİLİM YETER
10-08-2017

Öyle bir hal aldık ki; Ülkenin hangi meselesine, hangi köşesine bakarsak, bakalım; mutlaka nedeni çeşitli olan, bir gerilim noktasına ulaşmayalım...
Sanki, gerilim,  beslenme, nedenimiz, oldu...
Ülkemizin her alanında birileri tarafından fazlasıyla gerilim üretilmektedir. Bu halin böyle olmasını isteyenler, bilerek mi? yoksa bilmeyerek mi? gerilimin yükselmesine katkı vermektedirler, bilinmez...
Bilinen bir gerçek vardır ki; O da gittikçe her alandaki gerilimin yüksek hale getirilme çabasıdır. İşte o, gerilim hali; Aile içi şiddetten, Adliye önündeki kavgalara kadar kendini göstermektedir. Hiç kimse yani ´´gerilimi körükleyen insanları kast ediyorum´´ hiç kimse benim bu olaylara katkım yoktur, diye kendini avutmasın. Ufacık dahi olsa bir kıvılcım ateşin yanmasına neden olmaktadır. Siz, siz olun sakın kıvılcım dahi olmamaya gayret edin. Vebali büyüktür.
Sayın Ana Muhalefet lideri, Basının belirttiğine göre; Ülkesini, bir yabancı ülke basınına, şikayet ediyor... Pes doğrusu... Sonra, geri adım atmalar... Bir Vekilleri, 15 Temmuz olaylarını saptırmaya çalışıyor...
Sözde sanatçı geçinenlerin, her türlü olumsuzluğunu, flaş haber olarak, geçenler; O, olumsuz haber ve görüntülerle nelerin reklamını yaptığını bilmeden, haberleri yayınlamaya devam ediyorlar. Falan, falanla çıktı, Filan, filanı aldattı... Körpe beyinleri; bozuyorsunuz, yıpratıyorsunuz, yanlış rol modeller takdim ediyorsunuz...
Aynı Basın; Müftülere verilen nikah kıyma yetkisini, ağzına dolamaya, devam ediyor. Sanki, yeni kurallar konmuş, sanki nikah şartları değişmiş gibi; Olumsuz hava estirmeye, bu sayede Dini, değerlere hakaret etmeye devam ediyorlar... Değişen bir şey yoktur. Sadece nikah memuru yerine; müftülük makamı, bu görevi üzerine alıyor. Nikah memurları, görevlerine devam ediyorlar...
Serbest kıyafetin, zirvesini yaşayanlar; anlaşılmayan bir şekilde; kıyafetime dokunma, eylemleri yapıyor. Sanki, kıyafetlerine karışan varmış, gibi. Zaten özgürlüğün, zirvesini yaşıyorsunuz. O halde; bu eylemlerin amacı nedir? Ortalığı karıştırmak, istiyorsunuz...
Spor kamuoyundan, Siyasete?, İşçi, işveren ilişkilerinden, gelir dağılımındaki adaletsizliği gündeme getirmelere kadar; Her söylemimiz sanki kavga etmeye hazırlanan insanların söylemi gibidir. Daha sakin, daha anlaşılır, daha yumuşak kelime ve ifadeler Türkçe´ den kayboldu da; haberimiz mi, yoktur. Yoksa insanlar birileri tarafından sert ve kavgaya hazır bir durumda programlandı da; o programlanmayı bozacak elimizde akıl mı, kalmadı. Son senelerde sanki Ülkemizde kavgayı körükleyen, gerilimi artıran rüzgarlar esmeye başladı, bizim haberimiz mi, yoktur.
Son kupa maçı; tam anlamıyla rezalet. Kimse sorumluluğu üzerine almak, istemiyor. O stadı dolduranlar, uzaydan geldi...
Karşılıklı suçlamalar, Suçu, başkasının üzerine yıkmalar... Bir yiğit çıkıp ta; kamuoyundan özür dileme nezaketini göstermiyor. Böyle spor idareciliği, yöneticiliği, sporculuğu, taraftarı, olmaz, olsun...
Yeni futbol sezonu başlıyor, aman dikkat... Eğer yetkililer, olaylara seyirci kalırlar ise; Olaylar kontrolden çıkabilir. Bence bu olay; federasyonun sorumluluğundan çıkarılıp; Devletin yetkili mercilerinin, denetimine geçmesi lazımdır...
Fetö davalarındaki, şovlar, apayrı bir gerilim konusudur...
Beyler?, Bu Ülke bizim...  Biz BU Ülkede sevsek de, sevmesek de; beraber yaşayacağız. Bu Ülkeye yapılacak bir kötülük eninde, sonunda bize de zarar verecektir. Eğer akıl tutulması yaşamadı, iseniz; bu basit akıl yürütme ile doğruları bulmamanız için bir neden yoktur. Sadece biraz sükunet, sadece biraz sabır ve sadece daha yumuşak, anlaşılır bir dille sesimizi yükseltmeden konuşmak yeter.
Sonuçta Yüce Yarada ? nın ilahi mesajında belirttiği gibi karşınızdaki yaratılmışların en üstünü olan bir varlıktır. Sizi anlamaması için, ya deli olmalı, yahut görünüşte akıl taşıyan birisi gibi görünse de; akıl taşımayan bir varlık olmalıdır.
İşte insanlar arası ilişkilerin en güçlü yanı güler yüz, hoşgörü, karşımızdakini anlama, sabırla karşımızdakine anlatma ve birbirimize tahammül etmeden geçmektedir. Bu basit formül kurallarına uyularak uygulandığı zaman; problem kendiliğinden ortadan kalkar. Karşılıklı olarak birbirimizi daha iyi anlar, daha iyi kaynaşırız.
Bunlar gerçekleştiği zaman göreceğiz ki; gerilim ortamı kendiliğinden ortadan kalkacaktır. O zaman Ülkemizin var olan güzelliklerini, daha iyi göreceğiz, Ülkemiz insanının var olan iyi niyetli taraflarını daha iyi keşfedeceğiz. Birlikte ve sorunsuz bir şekilde yaşamayı daha iyi kavrayacağız. Bütün bunları yaparken; Ülkemizde sorunlar olmayacak mı? Tabii ki olacak ancak, sabırla, çalışarak, birbirimizi anlayarak bu sorunları çözeceğiz. Dünya kurulalı beri gerilimin kime ne faydası olmuştur ki; bizlere olsun...
Bu kadar gerilim, yeter. Anlamadığım, bu gerilim durmadan körükleyen insanlar; geceleri başlarını yastığa koyup; uyudukları zaman; rahat uyuyabiliyorlar mı? Merak ediyorum...
Etmeyin beyler,  Bilmem farkında mısınız? Ülkeye yazık ediyorsunuz... Yazık...

ÖNCEKİ YAZILARI
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?