Eğitim ve Öğretimin Temelini Öğretmenler Oluşturur -2-

Orhan Arslan
Orhan Arslan
Eğitim ve Öğretimin Temelini Öğretmenler Oluşturur -2-
23-08-2019

Bir zamanlar, Önceden bizim yaşadığımız anlar vardı. Okullarda yanlış öğretmen, yağcı öğretmen profiline, hocalara; taltifler, ödüller verilirdi. Biz baka kalırdık... Üstelik bu hocaların çoğunun öğrencinin hayatına dokunmak gibi; bir dertleri hiç bir zaman olmamıştı... Amma onlar ödüllü öğretmenlerdi! O günkü idarecilerin sorumluluğu çok büyük... çoookkkk....

Tam tersine; kendini yenileyen, öğrencisi ile hem hal olan, okuyan yazan öğretmenlerin kaderi ise; ya düşük notlardır, ya da fişlenmektir... Bunu yaşayan bir arkadaşınız olarak, yazıyorum. Bu durum, eğitimin neden bu hale düştüğünün en güzel örneğidir. Bırakın kitap okumayı, gazete bile okumayan, öğrencisinin karşısına bom boş çıkan nice öğretmenin, idareciler tarafından ödüllendirildiğine şahit olduk. Kendilerine YALAKALIK ve Yağcılık yapan, adam kayırmaların cirit attığı ödüllendirilmelerine şahit olduk... Biz ona rağmen; yılmadık, yıkılmadık, çalıştık, didindik... O, ödüllendirilmeleri belge gösterilerek, kendilerine yeni makamlar verilenlere şahit olduk. 

DOĞRU dürüst görevini layıkıyla yapan öğretmenlere verilmeyen değerleri çok iyi biliyorum. Eğer bir öğretmen mesleğini yeteri kadar yapabildi ise; bugün O, öğrenci kardeşlerimizden kazandığı bir kitle olması gerekir, inancındayım...  

İdeal Öğretmen,

ÖĞRENCİSİNE SAHİP ÇIKAR. DERDİ İLE DERTLENİR, EVİNİ, SOFRASINI AÇAR. Hep bir kardeş, bir baba, bir yön veren, bir denetleyen, bir abi, olma özelliğini taşımalıdır. Bu Ulvi görev; böyle olmayı gerektirir. Düşünün, muhatabınız insandır. Yanlış öğretmen; arızalı beyinlerin yetişmesine neden olan adam demektir. Doğru öğretmen; geleceğin teminatıdır. Gençlerin ve çocukların, doğru yönlendiricisidir. Onlara hayatı, yaşamayı, tüm değer yargılarını; bizzat yaşayarak, öğretir.

Bugün,

Sistemin temel taşı olan öğretmenlerin, bugün düştüğü haller ibret vericidir. Anlamsız sendika kavgaları, makam kapma çabaları, bırakın öğrencinin hayatına dokunmayı; öğrencinin varlığından bile; rahatsız olan bir öğretmen oluşumunun, şekillenmesine şahit oluyoruz.

Devlet ise; bu konuda üzerine düşen görevi yaparak; Öğretmenini, maddi açıdan kimseye muhtaç etmemelidir. Sene başlarında yaşanan yardımcı kitap dayatmacılığını, şiddetle kınıyorum. Öğretmenin bu kadar aciz durumlara düşmesini yadırgıyorum. Mesleğin en önemli yanının; kişinin onuru ve değeri olması gerektiği inancını taşıyorum.

Her önüne gelenin öğretmen olarak atanmasını kabullenemiyorum. Öğretmenliğin bir kazanç kapısı olarak algılanmasını,  kabul etmiyorum. Her yıl öğretmen ataması, gibi kargaşaların varlığını devam ettirmesinden rahatsızım.

Böyle bir yapılanma; eğitim ve öğretimin geleceğini kalbinden vurmaktır. Sadece alacağı maaşı, ücreti, düşünen bir öğretmen profilini düşünmek istemiyorum. Sonuçta; gelecek nesillerimiz böyle arızalı eğitimcilere teslim edilemez... Bu eğitim ve Öğretim sürecinden de; hedeflenen sonuç alınamaz...

Acil tedbirler alınmalıdır...

ÖNCEKİ YAZILARI
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?