Fakirlik Yoksulluk Yokluk Nedir Bilirim

Orhan Arslan
Orhan Arslan
Fakirlik Yoksulluk Yokluk Nedir Bilirim
03-10-2022
<p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify"><span style="font-size:11pt"><span style="font-family:Calibri,&quot;sans-serif&quot;">Bu kavramları ge&ccedil;miş yıllarda toplumun yarıdan fazlası tepeden tırnağa yaşamıştır. Dar sokaklar, dar evler, geniş aileler, i&ccedil; i&ccedil;e aynı evi paylaşmalar...</span></span></p> <p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify"><span style="font-size:11pt"><span style="font-family:Calibri,&quot;sans-serif&quot;">Bug&uuml;nk&uuml; anlamda duş alma imkanlarının olmadığı zamanlar. Evde odanın bir k&ouml;şesinde bu ihtiyacını gideren insanlar. Ancak &ccedil;ok daha detaylı yıkanma ihtiyacını mahalle hamamlarında kendisine sunulan imkanlarla giderenler.</span></span></p> <p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify"><span style="font-size:11pt"><span style="font-family:Calibri,&quot;sans-serif&quot;">Evlerin i&ccedil;erisinde olmayan su tesisatı yerine, bah&ccedil;enin bir k&ouml;şesinde ihtiyacı gidermek i&ccedil;in yapılan &ccedil;eşmeler.</span></span></p> <p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify"><span style="font-size:11pt"><span style="font-family:Calibri,&quot;sans-serif&quot;">B&uuml;y&uuml;k alışveriş merkezleri olmadığı i&ccedil;in, t&uuml;m ticaret hayatını mahalle bakkallarının vitrinlerinden ibaret zanneden &ccedil;ocuklar. Kırık leblebi, fasulye şeker ve iki bisk&uuml;vi arası lokumlar. İşte lezzet ortamı.</span></span></p> <p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify"><span style="font-size:11pt"><span style="font-family:Calibri,&quot;sans-serif&quot;">Oyuncak nedir? Yıllar sonra tanışan nesiller. Onun yerine topa&ccedil;, bilye, ceviz, aşık, &nbsp;gibi kendilerine g&ouml;re kuralları olan masrafsız oyunlar.</span></span></p> <p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify"><span style="font-size:11pt"><span style="font-family:Calibri,&quot;sans-serif&quot;">Okullara mesafe g&ouml;zetmeksizin yayan gidip gelmeler.</span></span></p> <p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify"><span style="font-size:11pt"><span style="font-family:Calibri,&quot;sans-serif&quot;">Sobanın etrafında kimi zaman titreyerek tahsil hayatını devam ettirmeye &ccedil;alışan gen&ccedil;ler. Plastik top bile bulamadığı i&ccedil;in, yırtık elbise par&ccedil;alarından, &ccedil;aputlardan yaptıkları toplarla futbol oynamaya &ccedil;alışan &ccedil;ocuklar...</span></span></p> <p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify"><span style="font-size:11pt"><span style="font-family:Calibri,&quot;sans-serif&quot;">Kaloriferin, doğal gazın, olmadığı yıllarda, soba yakacakları i&ccedil;in k&ouml;m&uuml;r, odun, hatta yapma tezek telaşında olan aile b&uuml;y&uuml;kleri.</span></span></p> <p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify"><span style="font-size:11pt"><span style="font-family:Calibri,&quot;sans-serif&quot;">İmece usul&uuml; yapılan kışlık yiyecek stokları...</span></span></p> <p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify"><span style="font-size:11pt"><span style="font-family:Calibri,&quot;sans-serif&quot;">&Ouml;yle kış ayında yaz sebzesi, meyvesi, ancak resimlerde ve hayallerde olurdu. Her meyve ve sebze mevsiminde yenirdi. &nbsp;</span></span></p> <p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify"><span style="font-size:11pt"><span style="font-family:Calibri,&quot;sans-serif&quot;">Karın &ccedil;ok yağdığı illerde, belediye imkanları sınırlı olduğu i&ccedil;in, yağan karın yolları kapatması ile, kendinden sonra gelen insanlar yararlansın diye, kardan bir yol a&ccedil;maya &ccedil;alışan insanlar.</span></span></p> <p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify"><span style="font-size:11pt"><span style="font-family:Calibri,&quot;sans-serif&quot;">&Ccedil;ok değil bunlar kırk yıl &ouml;ncesinin manzaraları...</span></span></p> <p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify"><span style="font-size:11pt"><span style="font-family:Calibri,&quot;sans-serif&quot;">Daha yakına gelelim. Doksanlı yıllarda k&ouml;yden şehire liseye okumaya giden bir gencin, hafta sonları k&ouml;y&uuml;ne gelmek i&ccedil;in otob&uuml;se verecek parayı denkleştiremezdi. Babanın, pazartesi tekrar okula d&ouml;nerken cebine koyacak parası olmadığı i&ccedil;in, &ccedil;ocuğun annesine; &#39;&#39;&ccedil;ocuğa s&ouml;yle her hafta sonu k&ouml;ye gelmesin demesidir...&#39;&#39;</span></span></p> <p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify"><span style="font-size:11pt"><span style="font-family:Calibri,&quot;sans-serif&quot;">Daha ge&ccedil;miş yıllarda Devlet Parasız yatılı okulların imkanlarından yararlanmak, tahsil hayatını devam ettirmek i&ccedil;in kilometrelerle yapılan saatler, hatta g&uuml;nler s&uuml;ren yolculuklar.</span></span></p> <p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify"><span style="font-size:11pt"><span style="font-family:Calibri,&quot;sans-serif&quot;">Bug&uuml;n k&ouml;ylerde nerde ise, her evin &ouml;n&uuml;nde trakt&ouml;r, araba bulunmaktadır.</span></span></p> <p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify"><span style="font-size:11pt"><span style="font-family:Calibri,&quot;sans-serif&quot;">Yokluk, giyecek, değişik elbise bulamayanların yıkadıkları elbiseleri kuruyana kadar, dışarı &ccedil;ıkmamasıdır... Bug&uuml;n her evde bulunan giyecek koyma dolaplarında nerde ise, o evde bulunan insanlara en az 15 sene yetecek elbise vardır.</span></span></p> <p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify"><span style="font-size:11pt"><span style="font-family:Calibri,&quot;sans-serif&quot;">Bazen sıcak yemek bulmak i&ccedil;in, aşhanelerin &ouml;n&uuml;nde bir sıcak yemek i&ccedil;in, saatlerce kuyruk bekleyen insanlar vardı. Bug&uuml;n a&ccedil;ık b&uuml;fe yemeklerde yiyeceğinden fazlasını alıp &ccedil;&ouml;pe atma alışkanlığı olan insanlar var etrafımızda...</span></span></p> <p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify"><span style="font-size:11pt"><span style="font-family:Calibri,&quot;sans-serif&quot;">Ge&ccedil;miş yıllarda, &nbsp;bazı insanların lokantaların &ouml;n&uuml;nden ge&ccedil;erken vitrinlerine bakarak i&ccedil; ge&ccedil;irmesini g&ouml;r&uuml;rd&uuml;n&uuml;z. Bug&uuml;n yabancı yemek satan d&uuml;kkanların &ouml;n&uuml;nde yemek kuyruğuna şahit oluyorsunuz. &nbsp;Ge&ccedil;miş yıllarda bazı &ccedil;ocukların dondurma yalayan &ccedil;ocuklara, &ccedil;ikolata yiyen gen&ccedil;lere gıpta ile baktıklarını g&ouml;r&uuml;rd&uuml;n&uuml;z. Bug&uuml;n bu saydıklarımız tatmayan &ccedil;ocuk yok gibidir.&nbsp;</span></span></p> <p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify"><span style="font-size:11pt"><span style="font-family:Calibri,&quot;sans-serif&quot;">Amma b&uuml;t&uuml;n bunlara rağmen, o yıllarda insanlar onurlu bir şekilde hayatını devam ettirip, kimseye el, avu&ccedil; a&ccedil;mazlardı. Mahalle dayanışması burada devreye girerdi. Ş&uuml;k&uuml;r vardı. Kanaat vardı. Bereket vardı. Paylaşma vardı. B&ouml;l&uuml;şme vardı.&nbsp;</span></span></p> <p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify"><span style="font-size:11pt"><span style="font-family:Calibri,&quot;sans-serif&quot;">Amma İsyan derecesinde sağa, sola saldırmak yoktu. İsyan etmek yoktu. İsyan ama&ccedil;lı eylem yoktu.</span></span></p> <p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify"><span style="font-size:11pt"><span style="font-family:Calibri,&quot;sans-serif&quot;">Yırtık pantolonları, yamalı &ccedil;orapları, &uuml;t&uuml;s&uuml;z giyecekleri, buruşuk g&ouml;mlekleri, eski nesil &ccedil;ok iyi bilir. Kimi zaman kardeşleri ile paylaşılan ortak elbiseler olurdu. Kimi zaman ise, &nbsp;abilerin ablaların elbiselerini giymek i&ccedil;in, sıra bekleyenler vardı. &Ccedil;&uuml;nk&uuml; onlara yeni bir şeyler alındığında abi ve ablaların elbiseleri kendilerine kalacaktı. Ayakkabılar ortaktı.&nbsp;</span></span></p> <p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify"><span style="font-size:11pt"><span style="font-family:Calibri,&quot;sans-serif&quot;">Etrafında t&uuml;m caka satan &ccedil;ocuklara rağmen, dimdik hayata tutunmasının kendisi i&ccedil;in ne kadar &ouml;nemli olduğunu yaşayarak &ouml;ğrenenler, geleceğe &uuml;mitle bakar. Aynı anlamda gayet g&uuml;&ccedil;l&uuml; olurlardı. B&ouml;yle başarılı olan nice gen&ccedil;lerin hikayelerini biliyoruz.</span></span></p> <p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify"><span style="font-size:11pt"><span style="font-family:Calibri,&quot;sans-serif&quot;">Bir de yolculuklar vardı. Bitmeyen yollarda... Araba mı desem, tren mi desem... saatlerce , g&uuml;nlerce s&uuml;ren yorucu, bıktırıcı, yıpratıcı yolculuklar. Hasret getirir, hasret g&ouml;t&uuml;r&uuml;rd&uuml;...</span></span></p> <p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify"><span style="font-size:11pt"><span style="font-family:Calibri,&quot;sans-serif&quot;">Şimdi t&uuml;m değer yargıları unutulmaktadır.</span></span></p> <p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify"><span style="font-size:11pt"><span style="font-family:Calibri,&quot;sans-serif&quot;">İnsan i&ccedil;in, en kıymetli olan şeyin, onurlu yaşamak olduğunu bilmemiz gerekir. &nbsp;Zenginliğin g&ouml;n&uuml;l zenginliği olduğunu yaşayarak &ouml;ğrenir insan. Mutluluğun ise, maddi anlamda var olan her şeyini paylaşmak olduğunu hayatın her alanında uygulayarak &ouml;ğrenirdi.</span></span></p> <p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify"><span style="font-size:11pt"><span style="font-family:Calibri,&quot;sans-serif&quot;">B&uuml;t&uuml;n bu anlatılanları ve anlatamadıklarımızı, o yıllarda bir odaya doluşarak, hayatlarını devam ettirmeye &ccedil;alışan insanlar mutlaka hatırlayacaklardır.</span></span></p> <p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify"><span style="font-size:11pt"><span style="font-family:Calibri,&quot;sans-serif&quot;">Bug&uuml;n insanımızın var olan onca nimete karşılık, zaman zaman var olan bazı sıkıntıları bahane ederek, ş&uuml;kretmemesi, hep şikayet&ccedil;i olması, her şeyin en g&uuml;zelini talep etmesi ger&ccedil;eği ile karşı karşıyayız.</span></span></p> <p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify"><span style="font-size:11pt"><span style="font-family:Calibri,&quot;sans-serif&quot;">&Uuml;retmeden t&uuml;ketmek &ccedil;ılgınlığı yaşanıyor. Hatta bazı sosyologlar, &nbsp;bu &ccedil;ılgın alışveriş hareketliliğini, AVM mabedi diye adlandırıyorlar.</span></span></p> <p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify"><span style="font-size:11pt"><span style="font-family:Calibri,&quot;sans-serif&quot;">Vahşi kapitalizm t&uuml;m tarafları ile boy g&ouml;stermeye devam ediyor.</span></span></p> <p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify"><span style="font-size:11pt"><span style="font-family:Calibri,&quot;sans-serif&quot;">Oysa ki, yoklukları bir kuyruk atmosferinde yaşamış bir neslin &ccedil;ocuklarıyız. Beklenen yağ, t&uuml;p, şeker, benzin, hatta ekmek kuyruklarında oluşan bir k&uuml;lt&uuml;r vardı.</span></span></p> <p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify"><span style="font-size:11pt"><span style="font-family:Calibri,&quot;sans-serif&quot;">Emekli maaşlarını almak i&ccedil;in, kuyruğa ge&ccedil;en insanlardan &ouml;lenlerin olduğunu hatırlıyoruz. &Ccedil;&uuml;nk&uuml; sabah erkenden gelir bankların &ouml;n&uuml;nde kuyruk olurlardı... Hey gidi g&uuml;nler...</span></span></p> <p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify"><span style="font-size:11pt"><span style="font-family:Calibri,&quot;sans-serif&quot;">Bug&uuml;n nerede ise, herhangi bir sokakta araba park edecek yer yoktur. Gelir d&uuml;zeyi eskiye g&ouml;re &ccedil;ok iyidir. İnsanlar yatırım ara&ccedil;larına bile y&ouml;nelmektedirler. Tatil diye bir k&uuml;lt&uuml;r gelişti. Ne ile olur. Tabi ki, para ile...</span></span></p> <p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify"><span style="font-size:11pt"><span style="font-family:Calibri,&quot;sans-serif&quot;">Amma hep şikayet hep huzursuzluk, hep ş&uuml;kretmemek, olayları ile karşı karşıyayız. Bu yaşananları g&ouml;r&uuml;nce;</span></span></p> <p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify"><span style="font-size:11pt"><span style="font-family:Calibri,&quot;sans-serif&quot;">İster istemez şu ilahi uyarı aklımıza geliyor. M&uuml;lk suresi 23. ayet &#39;&#39;De ki: O, sizi yaratan ve size kulaklar, g&ouml;zler ve kalpler verendir. Ne kadar da az ş&uuml;krediyorsunuz!&quot;</span></span></p> <p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify"><span style="font-size:11pt"><span style="font-family:Calibri,&quot;sans-serif&quot;">Bug&uuml;n eskiye dair anlattığımız şeyleri bazı insanlar belki bir hikaye gibi dinlemektedirler. Bunlar &ccedil;ok değil otuz, kırk, elli sene &ouml;nce yaşanan &Uuml;lke ger&ccedil;ekleridir... &nbsp;</span></span></p> <p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify">&nbsp;</p> <p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify"><span style="font-size:11pt"><span style="font-family:Calibri,&quot;sans-serif&quot;">ANCAK &nbsp; &nbsp; YAŞAYANLAR &nbsp; &nbsp;BİLİR...</span></span></p>
ÖNCEKİ YAZILARI
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?