Futbolu Yönetememek

Orhan Arslan
Orhan Arslan
Futbolu Yönetememek
06-10-2020

Ülkemizin büyük kitleleri futbol takımlarının yapmış olduğu faaliyet alanları ile çeşitli basamaklarda da olsa ilgilidir. Kimi sempatizan, kimi uzaktan takip eden, kimi taraftar, kimi fanatik? Bunların içerisinde önemli yer tutan bir kısmı da yöneticidir. O kadar önemlidir ki; büyük sıfatı ile anılan futbol takımlarına yönetici olmak, çok ayrıcalıklı bir olaydır. O nedenle zamanlarının büyük bir kısmını, paralarını, makamlarını bu uğurda feda edebilirler. Aile yaşantıları perişan olabilir. Bütün bunlara rağmen benim açımdan en önemli olan şey ise, iş hayatları bundan pek etkilenmez. Bunun çeşitli nedenleri olabilir başta geleni iş hayatını profesyonel, başarılı ekiplere emanet ediyor olabilirler. Kendileri olmasa da ailelerinde bu işle uğraşan diğer insanlar başarılı bir şekilde iş hayatını takip edebilirler. Ancak aynı başarıyı bir türlü futbol yöneticiliği konusunda beceremezler. İnatla bu işi becermek adına bu görevlerine devam ederler.  

Geçmiş yıllarda, BJK´ LI Futbolcu Guti´ ?Türkiye´de profesyonel takımları, amatör adamlar yönetiyor.? Demişti. 

Ben burada başka bir konuyu gündeme getireceğim. Nedense her yönetim değişikliğinde kulübü bırakıp giden, başkan veya yöneticiler hep kulüplerden alacaklı oluyorlar. Yahut, yüklü bir borç bırakıyorlar. Mali durumları beni ilgilendirmiyor, Devletin deneticileri var?    Nasıl bir olaydır ki; takım idarecileri kulüplerden ayrılırken takımlardan alacaklı oluyor, ya da yüklü bir borç bırakıyor? Aslında her sene sözde mali kongrelerde denetim yapılıyor?  

İşte o zaman şu soru akla geliyor. KENDİLERİ yönetimde iken yeteri kadar harcamalara özen gösteriyorlar mıdır? Yahut kendilerine yönetilmek üzere verilen takımın mali disiplininden kaynaklanan sıkıntıların bazen kendi hatalarından kaynaklandığını kabul ederek takım alacaklarından bunları düşüyorlar mıdır? Kendilerine emanet edilen para yönetimini yeteri kadar iyi yönetebiliyorlar mıdır? Yoksa har vurup harman savurmak, deyimiyle örtüşen bir şekil de mi yönetmektedirler.  

Bazen TV ekranlarında bu konularda öyle şeyler duyuyoruz ki; Dudaklarımız uçuklamakta telaffuz edilen rakamlar hayallere sığmamaktadır. Bütün bunlar olurken bir sözüm de Mali yönden denetim yapmakla sorumlu olan Devlet yöneticilerine ve onların birimlerinedir. Fakirin, garibin az gelirlinin az olan borcu için bile mahkemelere icralara baş vuran, yetkililer Kulüp yönetimlerindeki bu olayları ne kadar denetlemektedirler. Bankalar bile kulüplere bütün şartlarını zorlayarak olağanüstü paralar vermektedirler. Kulüplerin bu kadar olumsuzluklarına rağmen bu kulüplerin Mali denetimleri üzerine gitmeye, Maliye deneticileri, davet ediyoruz. Bankalar büyük borçlarını tahsil etmek yerine tekrardan yeni yapılanma ile borçları ertelemektedirler. Üç yüz lira borcu olan garibanın, borcu için özel avukatlar tutan, icralara veren bankaların futbol takımlarının, borçlarına karşılık bu kadar geniş tutumlu olması manidardır. Anadolu takımları büyük sıfatı taşıyan takımların bir futbolcusuna ödenen miktarla takım yönetirken, hatta onlardan daha başarılı olurken, bu işlerin o kadar da paralar harcanmadan yapılabileceğinin örnekleri olarak ortada durmakta değiller midir? Para ile bu işin olmadığını yeteri kadar Anadolu takımları anlatmaktadır.  

En çok moda olan şey ise; başarısız maçlardan sonra, ilk önce hakeme ve federasyona tepki göstermek olmaktadır. Dün fatih Hoca, bana göre gereğini yaptı. Çünkü, suçlular sahada idi. Milyon dolarlık adamlar!!! Amma sahada yoklar...

 Devam edecek?

ÖNCEKİ YAZILARI
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?