Neler Yaşanmıştı Bir Hatırlayalım Bakalım

Orhan Arslan
Orhan Arslan
Neler Yaşanmıştı Bir Hatırlayalım Bakalım
19-01-2023
<p style="text-align:justify;">Seçim atmosferine girdiğimiz şu günlerde Ülkemizin yakın zamanda yaşamış olduğu bazı durumları hatırlatmak istedim. Gerçi çok defa hafızlara canlansın diye sunumlar yapılmıştır. Ancak bizim insanımızın çabuk unutması nedeni ile, bu tür olayları hatırlatmak gerekir. Üstelik yeni nesil, bu tür olayları ancak okuyarak, araştırarak, kendisine anlatıldığı zaman dinleyerek öğrenir. </p><p style="text-align:justify;">Bazen insan hayatındaki yaşanan bazı olaylar, ondan tecrübe kazanılarak bir daha yaşanmaması için insanlara ibret olmalıdır. Eğer O,  tecrübelerden yeteri kadar istifade edemez isek; o zaman başımıza çok felaket gelir, demektir. İnsanoğlu, ateşin yakıcılığını her zaman elini ateşe sokarak öğrenmeye çalışırsa zamanla azalarından olur.  </p><p style="text-align:justify;">Tecrübe insan hayatının en önemli edindiği melekelerin başında gelir. Bu anlamda tecrübeleri kazanalım.  Ümidimiz odur ki; Tecrübeler, hayatımız boyunca, tecrübe edindiğimiz konuda, bizi hataya sürüklemesin... </p><p style="text-align:justify;">2001 yılında Ülkemizin neler yaşadığı herkesin malumu ancak biz şöyle ana maddelerle bir hatırlayalım dedik. Bunları, hatırlatırken şunu da hemen belirtmeliyim ki; Ülkemiz o günlerde yaşananları hiç hak etmiyordu. Krizin ne kadar büyük olduğunu anlatmama gerek yoktur. Günün Cumhurbaşkanı ile, Başbakanı arasında yaşananlar. Bir Başbakan yardımcısının söylediği ve basına düşen nankör kedi, sözü. Anayasa kitapçığının birileri tarafından, birilerine atılması. Bunun akabinde mali piyasaların alt, üst olması. Gecelik faizlerin tavan yapması. Batık Banka sayısının hızlıca artması. Bizzat Başbakanın o günkü yaşananları sonradan verdiği bir röportajda belirttiği üzere işçi ve memur maaşının bile ödenemez duruma gelmesi. Dövizin alıp başını gitmesi. Sağlık, mali disiplin, çalışmayan fabrikalar, v.s. Bu Devletin böyle olması için can atan dış güçler… Her zaman olduğu gibi yakın çevremizi de karıştırıyorlardı. Böylece Türkiye, öncelikle kendi derdiyle uğraşmalı, kendi derdiyle uğraşırken, başını bile kaldırıp çevreye bakacak zamanı olmamalıydı. Nitekim, öyle oldu.    </p><p style="text-align:justify;">Ülkemizde 10 yıl önce yaşanan durumlar o zamanlar açısından dudak uçuklatıyordu.  Sıkıntılar,  o sıkıntılara aranan çözümler…  Bunların kurtuluşu için ithal edilen ve süper yetkilerle donatılan bir Bakan üstü Bakan. Oda yetmiyormuş gibi hastaneye kaldırılıp tedavi edileceği yerde daha da kötü bir duruma düşürülen bir Başbakan. Yine de yönetilen, Ülkenin daha fazla böyle yönetilemez kararını veren, erken seçim kararı alan bir Hükümet. Soruyorum, size böyle bir manzarayı bu Ülke hak ediyor mu? Bu Millete yazık değil mi?  </p><p style="text-align:justify;">Tabi ki doğal olarak bu kadar kargaşada bile vergisini ödemeyen, para üstüne para kazanan, paralarını başka ülkelere kaçıran soysuz insanlar. Devletin bu gününde yanında olacak iken, Devlete kazık atmaya çalışıp banka ve şirketleri batıranlar ya da batık gösterenler, sahte iflasçılar... İşçisinin sigortasını yatırmayan hırsızlar. Dolambaçlı yollarla iflas ettiğini söyleyen ama aslında iflas etmeyen şerefsizler. Fakirin, fukaranın elindeki bir dilim ekmeğe göz dikmiş yamyamlar. Devletin Malı deniz mantığında her zaman ona kazık atmaktan, dolayısıyla halka kazık atan, ondan zevk duyan Vatan düşmanları, şimdi neredeler? </p><p style="text-align:justify;">Birazcık olsun vicdan azabı çekiyorlar mı? Yoksa yine Ülke eskisi gibi bir karışsaydı da biz yine çalıp çalmaya devam etseydik, diyen yüzsüzler neredesiniz… Esnaf kefaletler birliğinin bile, üç rakamlı, kelimelerle ifade edilen kredi faizleri... Önceden alınan kredilere bile ilaveten faiz uygulamaları, Kendi Başbakanını tedavi ediyoruz, diye daha kötü duruma sokmaya çalışan insanlar... Fırsat, fırsat diye kredi verdikleri insanları boğmaya çalışan bankalar... Vatanını bırakıp kaçan, bankerler... Uçup giden gecelik faiz oranları...</p><p style="text-align:justify;">Sonuç: İflas, cana kıyma, batma, kaybolma, intihar, cinnet geçirme, varlıktan yokluğa düşmüş bir Millet, parasına, para katan ve büyük bir keyifle olayları seyreden para babaları, banka patronları, tefeciler... </p><p style="text-align:justify;">Vatandaş devletten vergi kaçırmak için çırpınır. Maaşına zam istemeye geldiği zaman, en yüksek perdeden konuşur. Kimse sattığı evi aldığı para ne ise, onun üzerinden tapuda bildirmez. Beş liraya satıyorsa, iki lira gösterir. Böylece Devletin cebine gitmesi gereken parayı çalar. Bu kul hakkıdır. Evini, dükkanını kiraya veren adam beyannamede verdiği gerçek değeri değil, daha az bir değer üzerinden bildirim yapar. Devlete aklı sıra kazık atar. Bunun adı da hırsızlıktır. Kul hakkıdır. Ondan donra devletten en iyi en güzel hizmeti bekler. Hizmet bulamayınca çıldırır. Oysa vatandaş olarak Devlete ne kadar destek verdim diye düşünmez! </p><p style="text-align:justify;">Bazıları hem Devleti soymaya çalışır, hem Milleti...</p><p style="text-align:justify;">Birazcık piyasada sıkıntı olunca, satıcı konumundaki ticaret erbabı gereksiz zam yaparak piyasada olumsuzluk estirme havasına girerler. Havadan para kazanama yarışı başlar. Öyle ya su bulanınca ne kadar çok kazanırsam o kadar iyi olur, mantığı hakimdir. İyi de, Bu Ülke normal şartlarda olmaz ise, sen o zaman nasıl ticaret yapacaksın! Onu düşünmez. Çünkü aç gözlülük başını döndürmüştür.  Bazen, Bazı siyasi manevralara da ortak olma çabası da olabilir. Onlar için Ülkenin kaosa sürülmesinin bir anlamı olmaz.</p><p style="text-align:justify;">Yani demem o ki; O gün Devlette kriz çıktı diye, bunu kendi adlarına fırsata çevirmeye çalışan vatandaşların da az günahı toktur. </p><p style="text-align:justify;">EY YÜCE MİLLET bu yaşananları unutmadınız biliyorum. Ama, onların bir daha yaşanıp, yaşanmaması için gereken uyanıklığı yapacağınızdan eminim. Bu Vatanın hiçbir zaman sahipsiz olmadığını bütün Dünyaya göstereceğinizden adım gibi eminim. Yine de yakın tarihimizde yaşanan bu olumsuzlukları anlatarak ibret alınacak olayları unutmadığımızı, hatırlatmak istedim. Sizin gerektiğinde, gerekeni yapacağınızı biliyorum. Her zaman Ülke yararının yanında olacaksınız. Çünkü GÜÇLÜ   TÜRKİYE olmak birilerini rahatsız etmektedir.</p><p style="text-align:justify;">Bütün çabamız yaşadığımız tecrübelerden ibret almak, aynı acı tecrübeleri bir daha yaşamamaktır.  Biz, zayıf düşüp, kendi derdimizle uğraşmaya başlayınca, bizim dışımızdaki tüm güçlerin, etrafımızdaki komşularımız vasıtasıyla, bizi daha da açık bir duruma düşürmek istediklerini unutmadık, unutmayacağız. Güçlü bir Türkiye, doğal olarak birilerini rahatsız etmektedir. İnşallah onlara fırsat vermeyeceğiz...</p><p style="text-align:justify;">O nedenle  gelecek seçimlerin ne kadar önemli olduğunu varın sizler iyi düşünün...  Dışardaki ve içerdeki Vatan ve Millet düşmanları pusuya yatarak bu seçim atmosferini değerlendirmek isteyeceklerdir.</p><p style="text-align:justify;">Allah korusun uyanık olmak, uyanık kalmak gerekir. Yüzlerce uyuyan insan topluluğunu uyandırmaya bir uyanık insanın yeterli olacağını unutmayalım.</p>
ÖNCEKİ YAZILARI
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?