Yine Göç Yine Gurbet Türküleri

Orhan Arslan
Orhan Arslan
Yine Göç Yine Gurbet Türküleri
22-03-2023

Açıklanan verilerde Anadolu kentlerinden büyük şehirlere göç devam ediyor. İş ve Aş beklentisi, bu yolculuğun artmasına sebeptir.
Oysa ki, Anadolu kentlerine Devlet öncülüğünde  yatırımlar yapılmalıdır. Devlet, böyle şehirlerde yaşayan insanları bir nevi ödüllendirmelidir. Daha az vergi, daha az sigorta primi, daha nice teşvikler verilmelidir. Böylece insanımız, yurdundan, toprağından göç etmek zorunda kalmaz. Memleketinde toprağına bağlı kalır.

Büyük şehirlerin sıkıntıları ortadadır. Bu şehirler, hem devlete çok yük getirmektedirler, hem de insanın hayatını çekilmez hale getiren sıkıntıları çoğaltmaktadırlar.  Böylece insanın sosyal hayatı alt-üst olmaktadır. Barınma, ulaşım, kira, devasa problemlerdir. Geçim için, insanlar günlerinin yarısından fazlasını çalışmak zorundadırlar. Bu masraflara bir de eğitim, sağlık, çocuk yetiştirme, ilaveleri eklediğiniz zaman, hayat daha zor ve çekilmez hale gelmektedir. Pahalılık alır başını gider. 

Bugün büyük şehirlerde kiralık evler artık, on beş bin, yirmi binden kapı açmaktadır. Devlet bu işi ne kadar çözebilir, merakla bekliyoruz. Çünkü böyle durumlarda Devletine yardım etmek düşüncesinde olan insan sayısı çok azdır. Hep havadan para kazanama hırsları öne çıkar. Devlet sadece evini, iş yerini, kiraya veren insanları yeteri kadar denetleyebilse, akıl almaz bir gelir elde eder. Çünkü ev sahipleri kiralık bedelleri devlete bildirmedikleri gibi, bazıları bu gelirlerinden hiç söz etmemektedirler. Yani kira bedelini net kara olarak ceplerine koyuyorlar. Oysa Devlet elektrik, su, doğal gaz gibi temel ihtiyaçların bağlanmasında gerçek kira bedellerini gösteren kira kontratlarını görerek bu hizmetleri verse sıkıntı kendiliğinden oradan kalkar. Siz o anda belirlenen fiyatı kontrol edecek denetim birimini devreye sokarak, gerçek kira bedellerini ortaya çıkarabilirsiniz.  

Bazen bu Devletine bu kadar nankör olan insan guruplarına şahit oldukça, onlara diyesim geliyor. Bu yaptığını dolaylı olarak DEVLET' e ihanettir. Bu tür eylemleri tespit edilen insanların Devletin temel hizmetlerinden yararlanmalarına kısıtlamalar getirmek lazım. Örneğin sıradan bir vatandaşın almış olduğu sağlık hizmetini, böyle vatandaşlara yaparken  ek ücretler alarak  hizmet etmek gerekir. Böylece tüm bu durumlardaki insanlara örnek olsun.

Sürekli tüketen toplum, doğal olarak hep tükettiği için, tüketilen malların fiyatlarının artması normaldir. Sonuçta talep var. Konut sorunu bu Ülkenin kanayan yarasıdır. Bunu ranta çevirip zengin bir hayat tarzı yaşayanların, sayısı akıl almaz seviyelerdedir. Bir nevi Çalışan kesim ev sahiplerinin kölesi gibidir. Onlar emeklerini getirip, sadece barınma ihtiyaçlarını karşılamak için, yüksek miktarda bedel ödemektedirler.

Göç eden insanların özlemleri hiç bitmez. Dillerde hasret türküleri, gönüllerde kavuşma ümitleri vardır. Hep yol gözlerler...
Umarım gelecek yıllarda, Anadolu kentleri istediğimiz konuma gelir. İnsanımız, göç yollarına katar, katar dizilmez...
Dillerde, hep şöyle terennümler vardır.
Ah gurbet, ahhh... Her bir yana savrulmuş, dost ve akrabalar... Hep özlemimdir; Avlusu geniş bir evde, tüm ailesiyle birlikte bir bayram yaşamak... Nerede? Sadece hayal, ederiz... Uzaklara, umutla bakarız... Belki, belki... Amma, sonu hüsran... Sonu sessizlik, buğulu gözler, yutkunamayan boğazlar ve konuşamayan dillerle, dolu bizim özlemimiz... Bayramları bile; buruk geçer... Kelimeler yetersiz, gurbet bizim kaderimiz, vazgeçilmezimiz... 

Anadolu insanının memleket özleminin biteceği, kendi topraklarında iş sıkıntısının kalkacağı aş ve iş hayalinin gerçekleşeceği, mutlu ve huzurlu günler geçireceği, zamanları hayal ediyoruz... Çok şey istemiyoruz...
Allah yardımcımız olsun... Mesafeler ortadan kalksın, insanımız hasret ve özlemle hayatını devam ettirmesin. Dillerde gurbet türküleri değil, neşe ve mutluluk şarkıları söylensin...
Şimdi şöyle bir hatırlayın gurbet türkülerinin yüzlercesini, binlercesini...  Ne  demek istediğimi anlarsınız... Derin bir Ahhhhhh, çekin...

ÖNCEKİ YAZILARI
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?