USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

18 MART

18-03-2024

18 Mart Çanakkale Zaferi, tam da ipi çekildi denilen zaman diliminde Türk milletinin yeniden ayağa kalkış destanıdır. Vatanımıza karşı en güçlü saldırıyı planladıkları 18 Mart 1915 günü İngiltere ve Fransa’nın Birleşik Donanması en ağır kayıplara uğratılmış, alçaltıcı yenilgiyi yaşayarak geri çekilmişlerdi.

Çanakkale Savaşı, yakın tarihimizde yaşanmış gerçek bir vatan savunmasıdır,  bir milletin yeniden doğuşudur.  1912 yılında yaşanan Balkan Harbinde ordumuz neredeyse yok olmuştu, düşman askerleri Çatalca’ya kadar gelmişlerdi. İmparatorluk en bunalımlı günlerini yaşıyordu. Allahın lütfu ve halkın direnci sayesinde Ruslar ve önceden bize bağlı olan Slav milletler daha fazla ilerlemenin çok riskli olacağı düşüncesiyle geri çekilmişlerdi. Üç yıl sonra başka bir bela olan İngiliz ve Fransızlar tam zamanıdır diyerek haçlı zihniyetiyle Çanakkale üzerinden İstanbul’a gelme planı kurdular. O günün en süper deniz ordularına sahip olan bu iki emperyalist devlet Birleşik Donanma adıyla kurdukları donanmayla hiç sürpriz yaşamadan İstanbul’a geçeceklerini hesap etmişlerdi ama hesapları tutmadı.

Bir daha toparlanamaz dedikleri Türk Ordusunun şanlı savunması Çanakkale’yi onlara geçilmez etti. Düşmanın o kadar acımasız, insafsız ve ölçüsüz bir savaş anlayışı vardı ki, 18 Mart günü altı saatlik sürede sadece İngiliz savaş gemilerinden atılan top mermisi sayısı 3340 adetti. Mehmet Akif Ersoy “Çanakkale Şehitlerine” adlı şiirinde Batıyı ve yaşanan savaşı şu şekilde ifade eder:

Şu Boğaz Harbi nedir? Var mı ki dünyada eşi?

En kesif orduların yükleniyor dördü beşi,

Tepeden yol bularak geçmek için Marmara'ya,

Kaç donanmayla sarılmış ufacık bir karaya,

Ne hayâsızca tahaşşüt (yığınak)ki ufuklar kapalı!

Nerde -gösterdiği vahşetle "bu, bir Avrupalı"

Dedirir-yırtıcı, his yoksulu, sırtlan kümesi

Varsa gelmiş, açılıp mahbesi, yahut kafesi!

Eski Dünya, Yeni Dünya, bütün akvâm-ı beşer,

Kaynıyor kum gibi... Mahşer mi, hakikat mahşer,

Bu mahşerde destan yazan Mehmetçik, düşmanın attığı gülleleri adeta göğsünde söndürerek yenilmez denilen düşman donanmasını topçu ateşi ve denize döşenen mayınlarla boğazın sularına gömüyordu. Seyit Onbaşının 275 kiloluk mermiyi sırtlayarak topa yüklemesini nasıl yorumlayabiliriz? O’nun ve diğer kahramanlarımızın vatan sevgisi ve görevlerine olan bağlılıkları, bu zorlu görevi yerine getirmeye yönlendirmiştir. Mehmetçiğimiz, vatanı ve milleti için her türlü fedakârlığı yapmaya hazır bir ruhla hareket etmiştir.

Aziz Şehitlerimizin yattıkları yerleri fırsat buldukça ziyaret ederim. Çanakkale şehitlerimizi de oraya her gittiğimde ziyaret ederim. Onların manevi varlıklarını ziyaret esnasında tüm ruhumla hissederim. Dile kolay 250.000 şehit kanlarıyla suladıkları topraklarda yatıyor. Bu mübarek yeri, Gelibolu Yarımadasını bir turizm beldesi gibi gezenleri görünce hüzünlenir, üzülürüm. Şehitlerimizi minnetle anıyorum. Ruhları şad olsun!

 

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?