Hayrullah AĞKAŞ
Sivas Ziraat Odası Başkanı Hacı Çetindağ, ?Sivas´ın en büyük markası olan Sivasspor, bir yıllık aranın ardından yeniden Süper Lig´e çıkmaya hak kazandı. Tüm Sivas halkı olarak bu başarının haklı gururunu yaşıyoruz ve bundan sonra da Sivasspor´a gereği gibi sahip çıkmalıyız. TFF 1. Lig´i şampiyon olarak tamamlayan Sivasspor´umuzun Süper Lig´de de başarısını devam ettireceğine inanıyoruz? dedi.
TARIM VE HAYVANCILIKTA İSTEDİĞİMİZ NOKTADA DEĞİLİZ
Gazetemize özel açıklamalarda bulunan Çetindağ, Sivasspor gibi ilimizdeki tarım ve hayvancılık sektörlerinin de artık Süper Lig´e çıkması gerektiğini kaydetti. Sivas´ın coğrafi anlamda Konya´dan sonra en geniş topraklara sahip olduğunu ifade eden Çetindağ, il genelinde çok kaliteli ekilebilir arazilere ve meralara sahip olduğumuzu ancak tarım ve hayvancılık konusunda istenilen seviyede olmadığımızı belirtti.
Özellikle tarım konusunda çiftçilerin yeterli bilgiyle donatılmadığına dikkat çeken Çetindağ, ?Çiftçilerimiz hangi toprağa hangi ürünü ekmesi gerektiğini bilmiyor. Hangi yörede hangi üründen daha fazla verim almamız gerektiğini bilmemiz gerekiyor. Ayrıca çiftçilerimizin kafasında bilgi kirliliği var. Hangi gübreyi veya hangi ilacı kullanmaları konusunda herkes farkı bir şey söylüyor. Çiftçilerimiz bu konuda da çok büyük sıkıntılarla karşı karşıya kalıyorlar? dedi.
Sivas´ta tarım ve hayvancılık sektörünü olmazsa olmaz olarak nitelendiren Çetindağ, ?Sivas´tan tarım ve hayvancılığı çektiğiniz zaman Sivas´ta hiçbir şey kalmaz. O yüzden çiftçilerimiz ve hayvancılıkla uğraşan besicilerimize sahip çıkmamız gerekiyor. Sivas nüfusunun yüzde 60´ı geçimini tarım ve hayvancılıkla sağlıyor. Ama diğer taraftan da her geçen yıl köylerimizdeki nüfus giderek düşüş gösteriyor. Köylerdeki nüfusu artıramasak bile en azından nüfuzun azalmasını önlemeliyiz? ifadelerini kullandı.
HAYVAN SAYIMIZ
ÇOK AZALDI
?Biz hayvancılıkta hala yeteri sayıya ulaşamadık. Hala dışarıdan hayvan getiriyoruz? diyen Çetindağ, ?Bizim buradaki iklim şartlarına göre, illerin coğrafyalarına göre kendi ırklarını yetiştirmesi lazım. Bu konuya ağırlık vermediğimiz sürece dışarıdan ne kadar hayvan getirirsek getirelim, bu sıkıntıya çözüm olmaz. Bu konuda buzağı atımının engellenmesi lazım. Bu sorunu çözdüğümüz vakit zaten Türkiye´de hayvan sıkıntısı kalmaz. Bizim Üniversitelerimiz var, veterinerlerimiz var, profesörlerimiz var. Bunların oturup bu konuları çok iyi değerlendirerek, bur yol haritası çizmesi gerekiyor? dedi.
Çetindağ, şöyle devam etti:
İŞKUR VERECEKSE ÇOBANLARA DESTEK VERSİN
?Küçükbaş hayvancılıkta kendi ırkımız var. Bir Kangal koyunu Dünyada markadır. Başka bir yerde eşi benzeri olmayan bir hayvan. Biz bunu neden geliştiremiyoruz. Elimizdeki çok önemli değerlerin kıymetini bilmiyoruz. Bu konudaki en büyük sıkıntımız artık köylerimizde insan kalmadı. Bu insanları köyde tutmak için devletimizin ve hükümetimizin gerekil adımları atması lazım. Bilindiği üzere İşkur tarafından her yıl Toplum Yararına proje kapsamında birçok kişinin istihdamı sağlanıyor. Ama bu bir çözüm değil. Pansuman tedbirlerle bu iş olmaz. İnsanlarımızı geçici işlerle oyalamak yerine kalıcı istihdam alanları oluşturmalıyız. İşkur bu desteği köylerdeki çobanlara yapsa, hayvancılığımız ihya olur. Bizim artık üretime geçmemiz gerekiyor. Toplum olarak her geçen gün tüketim çılgınlığının esiri oluyoruz. Bu nereye kadar devam edecek. Üretmeden olmaz?Bizim ürettiğimiz kendimize yetmezse, ileriye gidemeyiz.?
MERALARIMIZDAN FAYDALANAMIYORUZ
İlimiz genelindeki meralardan yeteri kadar fayda alınamadığına dikkat çeken Çetindağ, ?Ben bu konuyu sürekli dile getiriyorum. Bizim dışarıdan aldığımız hayvanları sürekli ahırda tutarak, dışarıdan aldığımız yem bitkileriyle yetiştirmemizin mümkünatı yok. Bu hayvanlarımızın yaylıma çıkmaları lazım. Şimdi hayvancılıkla uğraşan insanlar hayvanlarını yaylıma çıkardığı zaman da hastalığa yakalanıyorlar? dedi.
ÇİFTÇİ HANGİ ÜRÜNÜ EKMESİ
GEREKTİĞİNİ BİLMELİ
?Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı tarafından Milli Tarım Projesi başlatıldı. Bu proje ilimiz için de çok büyük önem arz ediyor. Ziraat Odaları olarak bu projeyi sonuna kadar destekliyoruz. Yapılacak çalışmayla birlikte artık hangi ürünün hangi yörede yetiştirileceğini tespit edeceğiz. Yine tarım arazilerinin imara açılmaması ve korunmasıyla ilgili önemli çalışmalar yapıldı.
Artık köylerimizde tarlalarımız küçülüyor. Bir köyde 80 tane hane varsa, 80 tane de traktör var. Hâlbuki bu köydeki 80 hanenin arazisinin işini 10 tane traktör halledebilir. 50 dönüm arazisi olan köylümüzün de 1 traktörü var. 300 dönüm arazisi olan köylümüzün de 1 traktörü var. Bu parçalanma devam ettiği sürece tarımda ileriye gidemeyiz. Artık çiftçilerimizin toprağa ne ekeceğini, hangi buğday türünü ekeceğini bilmesi lazım. Şeker pancarı nerede yetiştirilir? Aromatik bitkiler nerede yetiştirilir? Köylülerimizin bunları bilmesi lazım.?
