Fenomenlik

Artık karşımıza sıkça çıkan bir kelime var. Bu kelimenin adı fenomendir. Peki fenomen nedir?  Fenomen olmak için ne yapmak gerekir? Gelin hep birlikte bu konuya bir bakalım. Aslında fenomenin anlamı, somut, algılanabilir ve denenebilir olay ve nesne demektir. Bir nesne, olay ya da sürecin nesnel gerçekliğini vurgulayan bir ifadedir. Ancak biz bu fenomeni değil diğer fenomeni ele alacağız. Bahsedeceğim kelime gerçek anlamından çok uzaktır. Halk arasında yaygın olarak kullanılan “internet fenomeni’’ kelimesidir. Öncelikle burada bahsettiğim fenomeni açıklığa kavuşturayım. Bir fenomen, değerleri ve düşünceleri yaşıtlarından, çevresinden ve toplumdaki normal insanlardan daha ön planda olan bir insandır. Birçok sosyal medya platformunda bulunurlar. Yüksek bir izleyici kitlesine ve onların fikirlerine değer veren yüksek bir hayran topluluğuna sahip olurlar. Burada en önemli konu diğer insanların arasından sıyrılabilmektir. Bunun için özgün bir yol izlenmesi gerekir. İlgilendiğiniz konu hakkında oldukça bilgili olmanız beklenir. Belirlediğiniz alanda uzmanlaşmanız ve odaklanmanız gerekmektedir. Özgün olmak ve orijinallik en önemli etkenlerdir. Sevdiğiniz bir başka fenomenden ilham alabilirsiniz. Ancak bu ilham aldığınız kişinin, yaptığı işlerin aynısını yaparak onunla aynı yere gelebilirsiniz demek değildir. Kendi fikirlerinizi ve planlarınızı işin içine dahil etmeniz gerekir. Eskiden çocuklara büyüyünce ne olmak istiyorsun diye sorulduğu zaman doktorluk, mühendislik, öğretmenlik, polislik gibi meslekler söylenirdi. Fakat şimdi bu durum biraz daha değişti. Sosyal medya hayatımızın bir parçası olduğu için artık fenomen olmak bir iş kolu sayılıyor. Şimdi çocuklara sorulduğu zaman ise youtube yayıncısı, sosyal medya fenomeni, instagram fenomeni olmak gibi hayalleri oluyor. Fakat şöyle de bir durum var. Fenomen olunca göz önünde bulunduğunuz için size karşı bir nefrette doğabiliyor. Bu nefretten dolayı psikolojik olarak zor zamanlar geçirebiliyorsunuz. Ancak bazı insanlar bu çevrimiçi nefrete katlanamıyor ve çok kötü sonuçlar ortaya çıkabiliyor. Geçtiğimiz günlerde Türkiye’nin ilk fenomen akademisi kuruldu. Bu akademide insanlara fenomen olmayı öğretiyorlar. Fenomen olmak isteyenleri birçok alanda eğitiyorlar ve sonunda diplomasını veriyorlar. Mezun olunca diplomalı fenomen oluyorlarmış? Çoğu kişi fenomen olmak ister. Kendilerini seven ve düşüncelerine değer veren büyük bir topluluk olması birçok kişinin hoşuna gider. Bunun yanı sıra büyük kazançlar kazanmakta bu sebeplerden bir tanesi oluyor. Reklam iş birlikleri, sponsorluklar derken büyük miktarlar kazanabiliyorlar. Tabii bu kazançlar vergiye tabidir. Bu büyük kitlenin çoğunluğunu Z kuşağı oluşturuyor. Böyle büyük kitleleri yönetmek çok önemli bir mevzudur. Çünkü bu kitleler doğru bir şekilde yönetilir ise ortaya çok güzel işler çıkabilir. Fakat eğer kötü bir yönetim ve yanıltma uygulanırsa sonuçlar çok kötü olabilir. Çünkü bu kadar büyük kitleler bazen çok kolay manipüle edilebilir. Ve doğru yönlendirilmez ise ortaya sosyal medyanın en büyük güçlerinden biri olan linç kültürü çıkar. Bu linç kültüründe fenomen kişi tabiri caizse ordusunu hedefe doğru hücum ettirebilme gücüne sahip olabiliyorlar. Ve bu durum hedef alınan kişi veya grupları suçlu olsun veya olmasın her türlü psikolojik baskıya maruz kalabiliyor. Psikolojik şiddetin en fazla var olduğu yerlerin başında sosyal medya geliyor. İletişim devrimi olarak nitelenen çağımızda bir ortam ve imkân olarak sosyal medya, birey ve toplum düzeyinde şiddetin tür ve boyutlarının farklılaştığı bir ortamdır. Sosyal medya platformlarının ve kullanıcı sayısının her geçen gün arttığı ve çeşitlendiği günümüzde, gençler sosyal medya platformlarını daha yoğun kullanmakta, bu yeni ve farklı deneyim ortamının etkilerine daha yoğun bir biçimde maruz kalmaktadır.