HABER MERKEZİ
FETÖ ihanet yapılanmasının ortaya ayan beyan çıkmansın ardından, Prof. Dr. Esad Coşan ve Muhsin Yazıcıoğlu suikastları de gündemdeki yerlerini koruyor. FETÖ ihanetçilerinin önünü açmak için Avustralya’da usta istihbarat örgütleri işi olan bir trafik kazası süsü ile suikasta kurban gittiği iddia edilen Coşan ile Yacızıoğlu’nun şüpheli helikopter kazasının yeniden detaylı bir şekilde araştırılması bekleniyor.
28 Şubat hainlerinin yaptığı yanlışları açık yüreklilikle dile getiren Prof. Dr. Coşan’ın, Avustralya’ya gittiği ve orada şüpheli bir trafik kazası ile şehit edildiği kamuoyunda yaygın bir kanaat olarak dillendiriliyor.
Kanaat önderi ve İskender paşa Dergâhından olan Prof. Dr. Esad Coşan’ın, dış güçlerin her zaman tehdidi içinde olduğu yakın arkadaşlarınca dile getiriliyordu.
Manevi geleneği, hocası Mehmed Zahid Kotku’dan devralarak, ülkesi ve bayrağına bağlı nesiller yetiştirmeye çalışan Prof. Dr. Coşan’ın, bu yerel duruşunun dış güçleri rahatsız ettiği biliniyordu.
Yaklaşık 40 yıldır devlete sızan ve Türkiye’yi dış güçlerin işgaline açık hale getirmek için hainlik yapan FETÖ yapılanmasının, Prof. Dr. Esad Coşan’ın şehit edilmesi akabinde önlerinin açıldığı biliniyor.
Bir diğer FETÖ yapılanması için tehdit oluşturan ismin ise Muhsin Yazıcıoğlu olduğu belirtiliyor. Yazıcıoğlu’nun şüpheli bir kaza ile şehit olmasının ardındaki sır perdesi ise hala aralanamadı. Yazıcıoğlu’nun milli duruş ve davranışlarının da dış güçler için tehdit oluşturduğu, dolayısıyla FETÖ yapılanmasını da rahatsız ettiği kamuoyunda bilinen gerçeklerin başında geliyor.
FETÖ ihanet kalkışması akabinde, tarihsel derinliğin analiz edilmesi gerektiğini dile getiren analistler, Prof. Dr. Esad Coşan’ın şehit edilmesi ile FETÖ yapılanmasının önünün açıldığı, Muhsin Yazıcıoğlu’nun şehit olması sonrasında da 28 Şubat’a darbecilerine karşı sert duran önemli bir devlet adamının yok edildiği görüşleri dillendiriliyor.
FETÖ ile ilgili tüm yurtta sürdürülen operasyonların yanı sıra BBP Şehit Lideri Muhsin Yazıcıoğlu ve Prof. Dr. Esad Coşan davalarının yeniden gündeme gelmesi gerektiği ifade ediliyor.
