KEMAL ÇAĞLAYAN
‘Yemek Sanattır ‘ ilkesiyle hizmet veren Aşcıbaşı’nın hazırlattığı Amerikan Servisinin üzerindeki yazılar herkesi şaşırtıyor.
Özellikle son yıllarda gündemde olan diyetin Türk delikanlısını bozduğu yolundaki yazıların yer aldığı Amerikan Servisinde feminizm, kolesterol, kadın hakları,çevre şuuru,eşitlik gibi bilgilere de yer veriliyor.
DİYET DELİKANLIYI BOZAR
Diyet, feminizm,kolestrol,kadın hakları,çevre şuuru eşitlik ile ilgili bilgilerin yer aldığı yazıda ‘Diyet,perhiz,rejim gibi faaliyetler hedefte Türk delikanlılarının ve genelde de Türk Milletinin devamını engellemek için,dış mihraklar tarafından gündeme getirilmiş şuurlu bir düzmecedir.Feminizm,kadın hakları,çevre şuuru ve eşitlik adı altında Türk Kızlarının akılları çelinerek yemek yapmayı bilmeyen ,bizim istikbalimiz olan yavrularını,abuk subuk yiyeceklerle yetiştirecek,damak zevki gelişmemiş sunta kılıklı diyet bisküvilerini yiyecek sanan bir hale getirmişlerdir’sözleri dikkat çekiyor
Yemeklerinde margarin ,katkı maddesi,konserve ürünler kullanmadıklarını dile getiren Aşcıbaşı ‘nın Sahibi Haldun Dinçer, yemek yemeye gelenlerin yemeklerini yerken hoş bir vakit geçirmelerini sağlamak amacıyla özel hazırlattığı Amerikan servislerinin üzerine kendisinin kaleme aldığı yazıları yazdırdığını,bu yazıların yemek yemeye gelenler tarafından beğeni topladığını dile getirerek ‘İnsanlar yemeklerini yerken tatlı bir tebessüm yaşasınlar düşüncesiyle böyle bir yazı yazdım.Yazılan yazıların büyük bir bölümü espridir.Yemek yiyen insanlar yemek yerken bu yazıları okuyorlar,hatta bir tanede de alıp yalarında götürüyorlar ‘dedi
İŞTE O YAZI
Aşcıbaşı Restaurant Sahibi Haldun Dinçer tarafından kaleme alınan,Amerikan servislerini süsleyen ve herkesin ilgi ile okuduğu, hatta yemek sonrası yanlarında götürdüğü yazıda ‘Diyet,perhiz rejim gibi faaliyetler hedefte Türk delikanlılarının ve genelde Türk Milletinin devamını engellemek için dış mihraklar tarafından gündeme getirilmiş şuurlu bir düzmecedir.Gaye,eskiden bir koyunu bir oturuşta götüren dev gibi babayiğit atalarımızı ve tarlada doğum yaptıktan sonra bebeğini kundaklayıp,elde orakla tarlada çalışmaya devam eden Türk Kadınlarını,kalori hesaplayan ,hapşırınca yatağa giren,fitness ve aerobik yapan çıtkırıldım tiplere dönüştürmek ve Türkleri,Çinliler,Japonlar gibi sıska,zayıf ve sağlıksız bir ırk haline getirmektir.
İcabı halinde 240 kiloluk top mermisini tek başına namluya süren bir babayiğidin ,kalorif hesaplayan ,yoğurtlu kebabı reddeden bir züppe haline getirilmesinden daha büyük bir soykırım olabilir mi?
İç yağının,kuyruk yağlarının,anamızın tereyağının kolestrol yaptığı palavradır.Kolestrol,kebabları yedikten sonra iki şişe soda içerek ayarlanabilecek bir gaz durumudur.Sakın bu oyuna düşmeyin.Feminizm,kadın hakları, çevre şuuru ve eşitlik adı altında Türk kızlarının akılları çelinerek,yemek yapmayı bilmeyen,bizim istikbalimiz olan yavrularını,abuk subuk yiyeceklerle yetiştirecek,damak zevki gelişmemiş,sunta kılıklı diyet bisküvilerini yiyecek sanan bir hale getirmişlerdir.
Ayrıca kör olası dış mihraklar,bu kızlarımıza kebab,soğan,çif köfte ve benzeri lezzetleri yiyen,bardak bardak şalgam suyu içen yiğitlerimize hanzo-kıro gibi sıfatlar takmayı öğretmişlerdir.
Ayrıca son yıllarda moda gibi gösterilmeye çalışılan Çin mutfağı diye bir şey yoktur.Bu sözde mutfak,acaip zerzavat ile acaip mahlukatın wog adı verilen bir tencerede yarı pişmiş yarı çiğ olarak hasırlanıp insanlara eziyet olsun diye sopalarla yenmesinden ibaret bir hokkabazlıktır.Sakın kanmayın,sakın yemeyin.Helal değildir.SİZ SİVAS KEBABI,SİVAS KÖFTESİ,KUZU KAVURMA,KAYMAKLI EKMEK KADAYIFI,KURU FASÜLYE YEYİN’
Unutmayın su uyur,düşman uyumaz!:))))