Saadettin Merdin Hocamızın İslam'ın Pavlosları -1- kitabından yaptığımız alıntılarla, İbn. Arabî'nin İslam'a uymayan fikirlerini yazmaya devam edelim: İbn'i Arabî'nin fikirlerini hem kendi kitaplarından ve hem de onun fikirlerini kabul edip kitaplarını tercüme ve şerh edenlerden okudum. Fakat Arabi'nin fikirlerini dört başı mamur ve herkesin anlayıp kavrayabileceği şekilde anlatan Saadettin kardeşim olmuştur. Bu sebeple onun yazdıklarını satır-satır alıntı yaparak okuyanların istifadesine sunmak istiyorum.
-Ledünni ilim ile velileri gayb'ı bilebileceklerini iddia eder.
-Alimlerden hiç hoşlanmaz. Fütuhat'ı Mekkiye kitabında Peygamberler için, 'Firavun'lar ne ise, Rüsum uleması ve ashabı fikir, velilerin Firavunları, Allah'ın Salih kullarının deccallarıdır.
-Nur-u Muhammedi, Hakikati Muhammedi'ye/ Muhammedi'ye teorisi ile bütün varlığı Hz. Muhammed'den yaratıldığını, Onun için ve Ondan yaratıldığını söyleyerek Peygamberi ilahlaştırır. Bu teori tamamıyla Hristiyan'lıktan alınmadır.
-Cehennem fani olup, oradakiler, uyuz köpeğin kaşınırken aldığı zevk gibi yanarken zevk alacaklardır. Zaten Allah azabı 'Züku'/zevkle tadın' demektedir. Cehennemlikler uykuda olup, rüyalarında hoşlarına gidecek şeyleri göreceklerdir.
İbn'ül Arabî'nin felsefesinde ahretin ve ahret azabının yeri yoktur. Çünkü Allah'ın sürekli tecellisi olan 'alemler' ebedi ve ezelidir. Her şey ezeli ve ebedi ise, her şey Tanrı olmak zorundadır. İbn'ül Arabî bu selbedir ki 'Cehennemi' yok sayar. Cehennemliklerin de nimetleneceğini iddia eder.
-Hıristiyanlar, sadece İsa Allah'tır dedikleri için kafirdir. Sadece İsa'yı değil de herkesi, her şeyi Allah veya onun bir sureti saysalardı kafir olmazlardı.
-Firavun'un imanı geçerlidir. Ahiret'te azaba uğramayacaktır.
-Peygamberlere has olan ismet sıfatını (Masumiyet) velilere de verir.
-Hızır'la birkaç kere görüşmüş, hatta onda hırka bile giyinmiştir.
-Bazı ruhlar cesedlenir, bedenlenir, kendisiyle konuşur, hatta Cebrail bile bir bedevi Arap olarak gelmiş ve kendisiyle konuşmuştur.
-Ona göre tek Tanrıcılıkla çok Tanrıcılık arasında ki fark; 'Bir'le' 'çok' arasında ki mantıki fark gibidir. Gerçekte Allah'ın şeriki (Ortağı) yoktur. Çünkü Allah, şerik denilenlerde dahil, her şeyin aynıdır. İbadet edilen her şey (Putlar) Allah'ın sureti ve görüntüsüdür. Gerçekte putlara ve yaratılmış varlıklara ibadet edenler, Allah'a ibadet ediyor. Bütün putların en büyüğü Allah'tır. Allah'a şirk koşmak isteseniz de koşamazsınız. Çünkü yaratılmış her şey zaten Allah'ın kendisidir.
-Füsusu'l-Hikem kitabını rüyasında direk peygamberden almıştır. Fütuhat-ı Mekkiye'yi ise doğrudan Allah'dan aldığını söyler. Böylece baştan aşağı küfür ve hezeyan olan kitaplarına kutsallık vermeye çalışır. 37 ciltlik Fütuhatını nasıl aldıysa (!) seneler sürmüştür. Tabii ki açıkça yalan söylemektedir. Fütuhat'ını yazmaya başlamadan önce Gazali'nin İhya'sını okuduğunu kendisi söylemektedir. Kadim Yunan felsefesi, Hıristiyanlık, Kabalizm, İhvan-i safa, Hallaç-ı Mansur, Hind felsefeleri gibi İslam ile alakası olmayan unsurlar, İbnü'l Arabî'nin başlıca bilgi kaynaklarıdır.
-En büyük veli, Hatemü'-Evliya olan(!) Arabî, ilmini ve kitaplarını doğrudan Rasulullah'tan aldığını, Levhi Mahfuzdan vasıtasız alıp yazdığını iddia etmektedir. Hatta tüm veliler ve nebiler ilmini bu son veliden alırlar. Padişah parasını Hazinedarından aldığı gibi! Zira velilik nebilikten üstündür.
-Bu zatın hiçbir yeni, orijinal fikri yoktur. Her boya küpünden biraz alıp, fikirlerini cifir ve ebced hesaplarıyla süslemiş gizemli bir hava katmıştır.
-İbn-i Haldun gibi devasa bir şahsiyet Şifaü-s Salih in'de şöyle der: Müteahhir dönem sofilerin tarikatı apaçık küfür ve çirkin bidatlerle doludur. İbnü'l Arabî'nin ve diğerlerinin kitapları yakılmalı veya okunmayacak şekilde mürekkepleri su ile silinmelidir. Çünkü din ve toplumun yararı için bu ve benzeri sapık inançların yok edilmesi gerekmektedir.
-İslam alimleri, İbnü'l Arabî'nin kafir ve sapık olduğuna dair 238 adet fetva vermiştir. (Erol Kılıç, M. Arabî md. S. 493-522) Bu yüzlerce fetva da birilerine bir şey ifade etmiyorsa, söylenecek söz kalmamış demektir.