Konu depresyon ve antidepresan ilaçlar olunca sık sık seratonin ismini duyuyoruz. Beyinde salgılanan bu nörotransmitterler sinir sistemindeki ruh halini, uykuyu, iştahı, öğrenmeyi, hafızayı, cinsel ve sosyal davranışları düzenlemeye yardım eder. Mutluluğa hormonlardan ya da sinir hücreleri arasındaki elektrik sinyallerinden değil, bambaşka bir yerden gireceğim bugün... Biz toplum olarak her birimiz ayrı ayrı hastanelere gittik, gizlice doktorumuza söyledik ''mutlu değilim, mutlu olamıyorum, mutsuzum, mutluluk zaten aramıyorum da ''vb. şeylerle aynı atmosferde birbirimizden ayrı habersiz yaşadık yıllarca.. Bilgisayarlardan gizlice mutlu olmanın formülünü araştırdık, olmadı. Düzenli uyuduk, dengeli beslendik olmadı. İnsanların üzerine üzerine yürüyüş yaptık'' Mutluyum, sağlıklıyım. ''dercesine sular devirdik litre litre.. Eve döndük yalnız kaldık, işe gittik yalnız.
Sosyal medayada smile ve like yapmak o kadar hızlıydı ki üşendik sevdiklerimize dokunmaya. ''Benim ona yaptığım onca şeyden sonra bana bunu yapmamalıydı.'' sözünü bu yaz o kadar kişiden duydum ki.. Bu paranoyaya sürükleniş de neden böyle İnsanları sinsi bulmak, güvenini kaybetmek, yalnızlığa geçişler, tek başına ayakta durma mücadelesi.. Sonu çatışmalarla biten iletişim problemlerimize hiç değinmiyorum bile.. Biz toplum olarak konuşmayı, yazmayı seven bir milletken, bunu bile bile birbirimizden bağımsız mutlu olabilmek pek de mümkün olmuyor demek ki. Bu yüzden bırakalım mutluluk çaylarını, vitamin haplarını bir kenara, düzenli uyku da bugün olmayıversin canım diyelim kendimize. Bir kilo çekirdek alalım mahallemizin en ünlü bakkalından ve ''Çayı demle, geliyorum.''diyelim eşimize, dostumuza, akrabımıza... Yaşama değelim, değer katalım..
Aşağıdaki şiirim yalnızca yaşamaya değenler içindir.
Ah bu yaşamaya değenler, hep 'değersizim' sandılar.
Yaşama değenlerse, yaşama değer kıldılar.
...
Değeceksin arkadaş!
Tuttuğun simide değeceksin önce,
Çaya değeceksin.
Her bir yaprağı bir selam getirecek,
Yaprağında kokular seslenecek.
Annen 'beni ara' diyor bak,
Sevdiğin seni çok özlemiş.
Çayı işitmek değil bu, dinledikçe göreceksin.
Söylüyorum işte; değeceksin arkadaş !
Öyle bir dokunacaksin ki herşeye,
Değdikçe değerleneceksin; altın gibi aslında,
Yükselip düşmelerin olacak,
Sen yaşamdan koptukça,
Değerin değersizleşecek sıfırın yokluğunda.
Bunları da unutma ama şimdi dokun hadi her şeye.
Değen herkesin yaşadığı gibi yaşa.
Gün gelecek bozulmuş musluklar gibi insanlar da çıkacak karşına.
Tip tip tip diyecek delirtircesine seni.
İşte o an değeceksin onun kurnasına.
Sesi hissedeceksin, neyin çığlığı bu diye sorduğunda,
Aklına bir günahın gelecek belki ''AF'' diyeceksin.
Diyorum ya bu ses her yerde aslında,
Hayata değeceksin yeter der gibi,
Değer diyecek sana yaşam.
Sen bu yolculukta hep değeceksin...
Sağlıcakla kalın...