Önceki gün küçük bir operasyon geçirdik. Sağlıktan öte bir şey yokmuş. Şükür, şimdi iyiyiz. Bu vesileyle uzaktan, yakından arayan, geçmiş olsun dileklerini ileten tüm dost ve arkadaşlarıma teşekkür ediyorum?
Dün, Sivas´ta Valiliğimizin ve Sayın Valimiz Davut Gül Beyin evsahipliğinde komşu illerin gazetecilerini ağırladık. Önce hemen ifade edeyim. Bu tür organizeler, Sivas´ın tanıtımı açısından anlamlı icraatlar. Biz, kabul edelim çevremizdeki Kayseri ve Malatya gibi illerin gölgesinde kalmış, bir türlü kabuğunu kıramamış bir vilayetiz. Pek çok alanda bu illerle rekabet edemiyoruz. Ama aynı zamanda Sivas bana göre en az komşu vilayetlerimiz kadar yaşanabilecek, sakin, huzurlu ve tercih edilmesi gereken bir şehir. Gelişmeye, kalkınmaya da son derece açık bir şehir. Potansiyelimiz var. İnsanımız var. Ama işte nedense bazı şeyleri beceremiyoruz. Neyse, bu ayrı bir tartışma ve yazı konusu? Bu tür organizelerin, aktivitelerin artarak devam etmesi Sivas´ın tanıtımı ve Sivaslıların öz güven kazanması açısından önemli. Şunu da memnuniyetle belirmem lazım, Sivas Basını hem yazılı basın olarak bizler hem de görsel basınımız, komşu illerimizdeki refiklerimizden daha iyi durumda olduğumuzu, yaptığım gözlem ve ikili diyaloglardan çıkardığım belki de bizim açımızdan günün en önemli sonucu bu oldu. Kimse alınmasın, bu cümleleri farklı bir tarafa çekmesin. Bu da benim iddiam. Kahvaltı sonrası Sayın Valimizin, Sivas´la ilgili özet konuşması da aslında bir mesaj niteliğindeydi. Sivas´ı anlatırken doğal ve tarihi güzelliklerimiz ile sportif olarak Sivassporumuzdan bahsetmesi güzeldi. Ama küçük bir eleştiri Sivasspor, evet ulusal en büyük markamız. Ama bir cümleyle de olsa Sivas Belediyespor´dan da bahsetse güzel olurdu. Neticede Sivas Belediyespor iki sezondur hem futbolda 2. Ligde hem de hentbolde 1. Ligde hakikaten güzel işler yapıyor. Kaldı ki, sportif olarakta başarılı bir kulübüz. Ve Sivas Belediyespor´un bugün yerinde olmak isteyen nüfusu hayli yoğun şehir kulüpleri var. Ama özünde bu organizasyonu düşünen ve gerçekleştiren ekibe teşekkür etmek lazım. Sivas´ın yaşanabilir ve tercih edilen bir şehir olduğunu bizim Türkiye´ye hem göstermemiz hem de anlatmamız gerekiyor.
Aynı ekiple Milli Eğitim Bakanımız İsmet Yılmaz bir araya geldi. Sayın Bakan, öncelikle 16 yıllık Ak Parti Hükümetlerinin Milli Eğitim Bakanlıklarındaki icraatlarına sahip çıktı. Kendisinden önceki bakanların artan bir ivme ile bütünleştirici hizmetleri yaptıklarını anlattı. kendi döneminde yapılan eğitim ve öğretim alt yap hizmetlerini de büyük bir övgüyle sahiplendi. Sivas dahil, özetle tüm Türkiye´de ortalama sınıfların 20 öğrenciden oluştuğunu, Türkiye´nin geçmişle kıyaslanmayacak derecede kaliteli eğitimin olmazsa olmaz şartı olan eğitim alt yapısına sahip olduğunu vurguladı. Mesela benim dönemimde hatırlıyorum, ilkokulu ve ortaokulu 40-45 kişilik sınıflarda okumuştum. Eminim akranlarım da aynı şartlarda eğitim hayatlarını sürdürmüştür. . Bütün bunlar, kabul ediyorum, güzel icraatlar. Hülasa doğru ve güzeli bizim de sahiplenmemiz lazım ki, bu güzellikler artarak devam etsin. Sonuçta marifet iltifata tabiidir. Az sayılı sınıfların daha kaliteli ve birebir eğitim için olmazsa olmaz olduğu ve bugün tüm anne ve babaların olmazsa olmaz şartı olduğunu da biliyoruz. Ama galiba olayın özü eğitimi veren kaliteli insanlara kalıyor. Yani kaliteli öğretmenlere kalıyor iş. Sanırım bundan sonraki iş eğitimde nitelikli, vasıflı ve bilgili öğretmenlerle eğitime devam etmek. Benim, Sayın bakanımızın söylediklerinden çıkardığım sonuçta bu. Alt yapı sonuna kadar bitmeli. Müfredat sonuna kadar çağa, akla ve bilime uygun olarak sürekli yenilenmeli. Ve bu eğitimi verecek, çocuklarımızı geleceğe hazırlayacak bilgili, donanımlı bir eğitim ordusuna sahip olmak. Zaten bunu yaptığımız zaman gerek ekonomide, gerek sanayide ve gerekse sportif alanda dünyanın sayılı ülkelerinden birisi oluruz.
