Memlekete yakın bir vilayete teftişe gitmiştim.

Babamı arayarak hem haber verdim, hem de teftiş bitince yanlarına geleceğimi söyledim.

Babam,

- Annen seni çalışırken görmek istediğini söyleyip duruyor oğlum, ne yapsam vazgeçiremedim. Bakalım nasıl ikna edeceğiz, dedi.

28 Şubat sürecinin en hararetli dönemiydi. Sakallı olan babam ile başörtülü annemin ziyarete gelmelerinin nasıl bir sıkıntıya yol açacağını babam iyi biliyor ama annem de; zorluklarla okuttuğu müfettiş oğlunu illa görevi başında görmek istiyordu.

Birkaç gün sonra öğle üzeri telefonum çaldı.

Arayan kız kardeşimdi.

- Abi pencereden bakar mısın, yolun karşısındayız dedi.

Merak ve heyecanla yerimden fırlayıp pencereye koştum.

Babam, annem ve kız kardeşim yolun karşı tarafından, penceredeki bana bakıyor ve gülerek el sallıyorlardı.

- Hemen aşağı iniyorum bekleyin beni dediğimde Annem;

- Hayır oğlum hayır. Hem işinden kalma hem de aman bizim yüzümüzden sıkıntıya düşme. Zaten işin bitince geleceksin, o zaman doya doya hasret gideririz. Seni dışardan da olsa gördüm ya, bu bana yeter dedi, hıçkırarak.

Aşağıdaki sakallının babam, başörtülülerinde annem ve kız kardeşim olduğu anlaşılır da, zorda kalırım diye yanıma gelmemiş, gelememişlerdi.

Tavan başıma indi indi kalktı, yere yığılacak gibi oldum. Hıçkırıklar boğazıma düğümlendi, gözden kayboluşlarını arkalarından seyrederken…

Teftiş tahminimden uzun ve sıkıntılı geçiyordu.

Ara sıra arayıp ne zaman geleceğimi soran Babamın, son iki günde aramayı sıklaştırmasına bir anlam verememiştim ama her defasında

- Babacığım bitmek üzere. Ben de sizi çok özledim, en yakın zamanda geleceğim inşallah diye teselli ediyordum.

Teftiş nihayet bitmiş, ben de çıkmak üzereydim ki kız kardeşim aradı ağlayarak.

Cümle kuramıyor;

- Abi abi abi diyor, sonunu getiremiyordu.

- Bacım ne oldu söylesene diyordum ısrarla.

- Annem abi annem, Annem vefat etti. Seni sayıklayarak öldü Annem. Abi abi abi..."

( Genç beyin dergisinden İktibas edilmiştir. )

...

Bin yıl sürecek diye başlatıp;

Sırf sakallı diye,

Sırf başörtülü diye,

Sırf Müslüman diye bu ülkenin asıl ve asil sahiplerine olmadık suç uydurup; bin yıllık zulüm işleyen şeref yoksunu, satılık soysuz hainler…

Sizi de zulmünüzü de zihniyetinizi de ihanetinizi de…

Bin yıl unutursak, kanımız kurusun...